Ankara’da en az 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan intihar saldırısını düzenleyen Seher Çağla Demir, Balıkesir’de ‘terör örgütü propagandası yapma’ suçlamasıyla yargılanırken avukatlığını yapan Hüseyin Boğatekin’in, iktidara yakın medya tarafından hedef gösterilmesi nedeniyle, Boğatekin’in üyesi olduğu Özgürlükçü Hukukçular Derneği bir açıklama yaptı. Açıklamada, ”Bir insan yasayla tanınmış mesleki faaliyetini yerine getirdiği için hedef gösteriliyorsa, uydurma söylemlerle bir avukat, bir gazetenin hedef tahtasına yerleştiriliyorsa bunun tek açıklaması kamuoyunun dikkatini böylesi olaylardan, siyasi sorumlularından uzaklaştırmaktır." dendi.
Özgürlükçü Hukukçular Derneği'nin açıklamasında intihar saldırısı lanetlenirken, sivil insanların yaşam hakkına yönelen hiçbir saldırının kabul edilemeyeceği vurgulandı.
Açıklamada, Boğatekin'in hedef gösterilmesinin manipülasyon olduğu belirtilerek, "Manipülasyon saçmalığının vardığı düzeye bakılırsa artık her olaydan sonra hangi doktorun tedavi ettiğini, hangi fırının ekmek sattığını, hangi öğretmenin eğittiğini, hangi avukatın savunduğunu araştırmaya başlanacaktır!'' ifadeleri kullanıldı.
Haberi servis eden ve yayımlayan gazeteler hakkında suç duyurusunda bulunulacağı ve tazminat davası açılacağı belirtilen açıklamanın tamamı şöyle:
İki gün önce Pazar günü Ankara Kızılay’da meydana gelen intihar saldırısında 37 insanın yaşamını yitirmesini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Sivil insanları hedef alan bu saldırıyı kınıyor ve lanetliyoruz. Sivil insanların yaşam hakkına yönelen hiçbir saldırı kabul edilemez.
Buna rağmen Hükümet bu olaylara yol açan toplumsal sorunları birçok açıdan analiz ederek çözüm bulma konusunda hiçbir çalışma yapmadığı gibi toplumsal olayların daha da şiddetlenmesine yol açacak politikaları ısrarla sürdürmektedir.
Ancak sosyal medyada özellikle hükümete yakın internet haber sitelerinde servis edilen haberler ve paylaşımlarda Türkiye’nin hızlı bir şekilde istikrarsız bir ülkeye dönüşmesinin nedenleri araştırılmak yerine, siyasi iktidarın toplumsal olaylardaki siyasi sorumluluğunu ortadan kaldıracak bir politika izlenmektedir.
Olayın esasından ve sonuçlarından ziyade avukatı olduğu iddiasıyla Av. Hüseyin Boğatekin hedef gösterilmektedir. Avukatı olup olmadığından bağımsız olarak, hiç kimse bunu linç ve hedef gösterme gerekçesine dönüştüremez. Bu durum tam bir şark kurnazlığı ve siyasi hedef saptırma amaçlıdır. Oysa avukatlık mesleği işlevi, tanımı, kapsamı gereği şüpheli veya sanık pozisyonunda olan herkesi kapsamaktadır. Hem ulusal yasalar hem de uluslar arası mevzuat bu şekilde düzenlenmiştir. Kişiye göre avukatın iyi ya da kötü olarak sunulması yasaları çiğnemenin ötesinde Avukat arkadaşımıza yönelik ciddi bir kişilik katlidir. Bir insan yasayla tanınmış mesleki faaliyetini yerine getirdiği için hedef gösteriliyorsa, uydurma söylemlerle bir avukat, bir gazetenin hedef tahtasına yerleştiriliyorsa bunun tek açıklaması kamuoyunun dikkatini böylesi olaylardan, siyasi sorumlularından uzaklaştırmaktır. Manipülasyon saçmalığının vardığı düzeye bakılırsa artık her olaydan sonra hangi doktorun tedavi ettiğini, hangi fırının ekmek sattığını, hangi öğretmenin eğittiğini, hangi avukatın savunduğunu araştırmaya başlanacaktır! Yaşananların siyasi sorumluluğundan böylesi sosyal krizler ve linçler organize ederek kurtulmaya çalışmak tehlikeli bir sinsiliği barındırmaktadır. Bu haberleri servis eden kişiler ve siteler açıkça suç işlemektedir. Haklarında suç duyurularında bulunup ayrıca tazminat davaları açacağız.
Bu haberleri servis eden kişilere, gazetelere sahici bir öneride bulunmak isteriz: Türkiye’nin sorunlarına esaslı, demokratik çözümler bulma arayışlarına girsinler. Hem ülke insanlarına faydalı bir iş yapma hem de bugüne kadar yaptıkları kişilik katline ilişkin az da olsa günahlarını temizleme fırsatlarını belki yakalarlar.