T24 Haber Merkezi
Edirne Keşan’da düzenlediği seçim mitinginde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AKP iktidarını eleştirdi. Hayat pahalılığından ve emeklinin içinde bulunduğu zor ekonomik koşullardan bahseden Özel, "3 Kasım 2002’de Tayyip Erdoğan geldiğinde en düşük emekli maaşı kuyumcudan 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Yani toplam 5,5 çeyrek altın emeklinin cebinden Tayyip Erdoğan tarafından çalınmıştır. Bütün emekliler bunu bilsin" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisiyle kavga etmek istediğini söyleyen Özel, "Her gün bir iftira bir hakaret. Her mala zam zam zam yapıyor dönüyor bize DEM, DEM, DEM deyip kavga etmeye çalışıyor. Dünya kadar yalan iftira! Ama ona söyledim çok istiyorsan seninle kavga edeceğim. Onunla kavga edeceğim ama kimlik siyaseti üzerinden değil, onun belirlediği çatışma alanlarından değil ben çiftçinin üreticinin emeklinin emekçinin hakkı için onunla sonuna kadar kavga edeceğim. Bizi başka kavgaya çekip de emeklinin çektiklerini unutturamaz" diye konuştu.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bu memlekette bir metrekare toprak vermemek için Çanakkale’de yüz binler şehit oldu ama Edirne’nin dörtte birini Yunan bankası tek kurşun atmadan, tek asker yollamadan, hiçbir emek harcamadan Edirnelilerin elinden almak üzere. Biz bu işgale, bu işbirliğin, çiftçimizin bu kadar mağdur edilmesine isyan ediyoruz. Bunun hesabını Recep Tayyip Erdoğan’dan sandıkta soracağız.
“Pazarda yangın var, mutfakta yangın var. Bu yangın diyor üflemekle sönmez, sandıkta söner yazıyor. Bu yangını sandıkta söndürmeye var mısınız?
"Erdoğan tarafından çalınmıştır!"
“3 Kasım 2002’de Tayyip Erdoğan geldiğinde en düşük emekli maaşı kuyumcudan 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Yani toplam 5,5 çeyrek altın emeklinin cebinden Tayyip Erdoğan tarafından çalınmıştır. Bütün emekliler bunu bilsin.
"Onunla kavga edeceğim"
"Her şehirde ekonomi konuşuyoruz. Tayyip Erdoğan benimle kavga etmek istiyor. Her gün bir iftira bir hakaret. Her mala zam zam zam yapıyor dönüyor bize DEM, DEM, DEM deyip kavga etmeye çalışıyor. Dünya kadar yalan iftira! Ama ona söyledim çok istiyorsan seninle kavga edeceğim. Onunla kavga edeceğim ama kimlik siyaseti üzerinden değil, onun belirlediği çatışma alanlarından değil ben çiftçinin üreticinin emeklinin emekçinin hakkı için onunla sonuna kadar kavga edeceğim. Bizi başka kavgaya çekip de emeklinin çektiklerini unutturamaz.
“Geçen seneki emekli maaşıyla 60 litre yağ alınırken bu yıl 29 litre alınabiliyor”
Bugün Ramazan geliyor. Zeytinyağsız sofra olmaz. Geçen sene 126 lira zeytinyağının litresi. Bu sene 342 lira. Geçen seneki emekli maaşıyla 60 litre alınıyordu. Bu sene 29 litre alınıyor. Yarısı bile değil. Ramazan sofrası pirinçsiz, pilavsız olmaz. 37 liralık pirinç 65 lira oldu. Geçen sene emekli maaşı 202 kilo pirinç alıyordu, bu sene 153. Yani geçen seneki maaşla pirinçteki artışa rağmen dört çuval pirinç alırken bu sene bir çuval pirinç alabiliyorsun. Geçen seneki hesapla 60 litre yağ alırken bu sene 29 litre yağ alabiliyorsun. Bunların tamamının hesabını hep beraber 31 Mart’ta sandıkta emeklilerle, çiftçilerle beraber soracağız.
“HÜDA-PAR’cılara sarılmışlar”
Karşımızda korkuyu, öfkeyi, kaygıyı örgütlemeye çalışan bir iktidar var. Yalana sarılmış. AK Parti-MHP birbirine sarılmış, her geçen gün birbirine benziyor. Küfrediyorlar, hakaret ediyorlar. Bize neyse, size kötü söz söylüyorlar. Ağızlarına geleni söylüyorlar ama bir de birbirlerine sarılmak yetmez. Gitmişler, Hizbullah’ın avukatlarına, domuzbağcılara, kadınları sokak hayvanları gibi bekar kadınları sahiplendirmek lazım diyenlere, HÜDA-PAR’cılara sarılmışlar. Edirne, Keşan, bu aydınlık, çağdaş insanlar bunu görsünler. Bir tarafta korkunun ittifakı var. Bir tarafta umudun ittifakı var. Bizim ittifakımızda elbette aslan sosyal demokratlar var. Yalnız değiliz. Milliyetçi demokratlar var. Yakasında güneş olan ya da gönlünde güneş olan, gözü pırıl pırıl olan milliyetçi demokratlar var. Muhafazakar demokratlar var. Haramdan ve yalandan korkan, bunların yaptıklarına akıl sır ediremeyen samimi, muhafazakar demokratlar var. Biz Keşan’da da Edirne’de de Türkiye’de de onlarla birlikteyiz. Kürt-Türk ayırmıyoruz. Laz-Çerkez ayırmıyoruz. Doğuda doğmuş, batıda doğmuş, kuzeyde doğmuş, güneyde doğmuş, ayırmıyoruz. Baktığımız tek şey, yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi varsa omuz omuzayız, kol kolayız. Bizim ittifakımız, Cumhur İttifakı’nın koyu gri, yağmur bulutu rengine karşı kırmızıyla beyaz.”