"Terör örgütü propagandası yapıldığı" iddiasıyla olağanüstü hâl (OHAL) uygulaması kapsamında çıkarılan 668 sayılı kanun hükmünde kararnameyle (KHK) kapatılan Özgür Gündem'in yöneticileri hakkındaki davanın beşinci duruşması bugün (31 Ekim 2017) görüldü. Mahkeme heyeti, bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Özgür Gündem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı'nın tahliye edilmesine karar verdi. 2'si tutuklu 9 kişinin yargılandığı davanın altıncı duruşması, 6 Mart 2018'de görülecek.
441 gündür tutuklu bulunan İnan Kızılkaya, duruşma sırasında söz alarak "Ben Kürdüm, hayatım boyunca hep devletin gücünü hissetim. Oysa demokratik devlette vatandaş devletin gücünü değil özgürlüğünü hisseder. Ben bir gazeteciyim" dedi. Kızılkaya, sözlerini “Benim kalemimi kıramayacaklar. Ben vicdanlı bir gazeteciyim. Tahliyemi istiyorum” diyerek noktaladı.
Necmiye Alpay: Tuhaf geliyor
bu kadar sevinmek
Özgür Gündem için düzenlenen "Nöbetçi Yayın Yönetmenliği" kampanyasına katıldığı için yazar Aslı Erdoğan ile birlikte 4.5 ay tutuklu kalan dilbilimci Necmiye Alpay, tahliye kararlarını T24'e değerlendirdi. "Olağan bir duruma bu kadar sevinmek tuhaf geliyor" diyen Alpay, şunları kaydetti:
"Bu sabah İnan Kızılkaya'nın tahliye edileceği duygusuyla uyandım. O kadar güçlü bir şekilde mutlu ve bütün bu gazete davaları haklarımızla, özgürlüklerimizle ilgili ki başkasını düşünmek bile istemiyorum. Dolayısıyla çok iyimser geldim. İki arkadaşımızın bırakılması tabii ki iyi geldi. Tuhaf geliyor bu kadar sevinmek. Aslında olağan bir sonuç için, olağan durumlara aşırı duygular beslemeyiz aslında. Cumhuriyet için de umutlarım sürüyor. Bütün arkadaşlarımızın tahliye edilmesini umuyorum. Çok haklılar ve suçsuzlar. Onlar da Özgür Gündem gibi haklarımızla, özgürlüklerimizle yakından ilgililer. Tahliye edilmeleri gerekir."
Neler yaşandı?
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Özgür Gündem ana davasının 5’inci duruşmasına tutuklu sanıklar Kemal Sancılı ve İnan Kızılkaya, tutuksuz sanıklar Dilbilimci Necmiye Alpay ve avukat Eren Keskin ile avukatları katıldı.
Duruşmada ilk olarak konuşan Avukat Özcan Kılıç, Eren Keskin’in yurt dışı yasağının kaldırılmasını istedi. Kılıç, AİHM’nin Özgür Gündem’in kapatılmasına ilişkin verdiği cezaları hatırlatarak, tahliye edilmemelerine ilişkin verilen ara kararları eleştirdi. Kılıç, “Bu dosyada aranan birilerinin olması bu kişilerin suçu değil. O kişiler kaçak değil. Israrla örgütsel bir bağ aranıyor. Müvekkillerin örgüt bağlantısı çıkacak diye beklemeyin, çıkmayacak. Kendileri de anlattı herhangi bir örgüt bağı yok” dedi. Gazetecilerin tutuksuz yargılanmalarına dair Anayasa Mahkemesi’nin kararı olduğunu belirten Özcan, dosyaya itiraz etti.
Avukat Kılıç, Kemal Sancılı’nın da haberlerden cezai sorumluluğu olmadığını söyleyerek Sancılı’nın gazetenin masraf durumuna ilişkin işlerle ilgili olduğunu söyledi. Av. Kılıç, “Basın Kanunu kapsamında sorumluluğu olmamasına rağmen savcılık tarafından ısrarla haberlerden sorumlu tutuluyor. Burada yayın politikasıyla ilgili bir dava var. Ekonomik işleyişi konu alan bir dava olmadığı için Kemal Sancılı yargılanmamalı” diye konuştu.
Gazetenin gider durumunun araştırılmasını ve bu hususta bu dosyadan ayrılmasını talep ettiklerini ancak bu talebin “gereksiz bulunarak” reddedildiğini hatırlatan Özcan, “Mevcut davanın haberlerine ve yayın çizgisine dair olduğunu görüyoruz. Yargılanan bu. İnan bir yıldan fazladır tutuklu. Bu aşamada ikisinin de tutukluluğunu gerektiren bir durum yoktur. İkisinin de serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.
Duruşmada söz alan Kemal Sancılı, “Avukatımın beyanlarına katılıyorum. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
"Benim kalemimi kıramayacaklar"
İnan Kızılkaya da avukatının beyanlarına katıldığını söyleyerek şunları söyledi:
“Ben 441 gündür özgürlüğümden yoksunum ve tecrit altındayım. 16 Ağustos günü Özgür Gündem gazetesi yüzlerce polis tarafında basıldı. Polisler sanki düşman kalesini dağıttılar. Oysa bizi normal şekilde gözaltına alıp götürebilirdi, bizim elimizde top tüfek yoktu bize ‘biz size devletin gücünü göstereceğiz’ diyorlardı. Benim elimde kalemimden başka bir şey yoktu. Gazetemiz muhalif bir gazete o gün gerçekleşen şey gazetenin perspektifinin de doğrulandığı bir noktaydı. Ben Kürdüm, hayatım boyunca hep devletin gücünü hissetim. Oysa demokratik devlette vatandaş devletin gücünü değil özgürlüğünü hisseder. Ben bir gazeteciyim."
Gazetecilerin vicdan ve cüzdan arasında kaldığını ve bazılarının vicdanı tercih ettiğini bazılarının cüzdanı tercih ettiğini ve kalemlerinin kırıldığını söyleyen Kızılkaya, “Benim kalemimi kıramayacaklar. Ben vicdanlı bir gazeteciyim. Tahliyemi istiyorum” dedi.
Daha sonra söz alan savcı esas hakkında mütalaa için dosyanın İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesini ve tutukluluğun devamını istedi. Mahkeme heyeti ise İnan Kızılkaya ve Kemal Sancılı’nın tahliyesine karar verdi.
Kimler takip etti?
CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Hilmi Yarayıcı, HDP milletvekili Erdal Ataş, Alman Konsolosluğu yetkilileri, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, Gezi eylemleri sırasında polisin sıktığı gaz fişeğinin isabet etmesiyle yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, Cumartesi Anneleri, insan hakları savunucuları ve çok sayıda gazeteci destek için davayı takip etti.