Gündem

Otizmli çocukların ailelerinin isyanı: Çocukları okuldan atılıyor, dışlanıyor; çocuklarının eğitim ve bakımına para yetiştiremiyorlar

12 Temmuz 2024 19:28

Nursena Kurtoğlu/T24

“Siz şu an bu çocuğu buradan rahatlıkla uzaklaştırabilirsiniz ama benim çocuğum buraya gelebilmek için 6 yıldır savaşıyor. Bir savaşı kazanmışken buraya geldik biz ve siz o savaşı bizim kaybetmemize sebep oluyorsunuz.” Çocuğu otizmli olduğu için okuldan atılmak istendiğinde bunları söyleyen anne, artık baskılardan yıldığı için oğlunu okula göndermiyor. Otizmli çocuğu olan aileler, çocukları diğer çocuklar gibi eğitim alabilsin diye okul okul gezmek zorunda kalıyor. Kaynaştırma öğrencileri de özel eğitim öğrencileri de kendilerini kabul edecek okulu bulabilseler bile bu sefer de MEB’in düzenlediği düşük eğitim saatleri, alan dışından gelen öğretmenler ve okullarda sağlanamayan özbakım hizmetleri yüzünden mağdur oluyor.

Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliğine göre otizmli bir çocuğun alabileceği ders süresi haftada sadece üç saat ile sınırlı. Aileler, otizmli çocuklarının gerekli eğitimi görebilmesi için saati 1500 TL’den başlayan ek dersler aldırmak zorunda kalıyor. Bu parayı veremeyecek aileler de müfredattaki yetersiz eğitim saatine mahkûm oluyor. Uzman öğretmenlere göre küçük yaştaki otizmliler, eğitimin daha yoğun verilmesi gereken dönemde oldukları için eğitim saatinin yetersizliği özellikle onlar için sakıncalı bir durum. Öğretmenler otizmli çocukların aldıkları eğitimde hatırlatıcı eğitimlerin olması gerektiğini, bu yüzden eğitim saatlerinin daha yoğun olması gerektiğini vurguluyorlar.

Kendi yeğeni de otizmli olan özel eğitim öğretmeni Güneş, otizmli bireylerin yaşadığı en büyük sıkıntının yeteri kadar eğitim alamamaları olduğunu söyledi. Uzman öğretmen, devlet tarafından karşılanan özel eğitim saatini yeterli bulmuyor:

“Bazı çocuklar sadece okul için dışarı çıkabiliyor. Tek sosyal faaliyetleri okul olan çocuklar için aylık 12 saat çok yetersiz. Bu annelerin kendi yaşamları için de çok zor bir durum. Maddi durumu yeterli olan çocuklar ekstra ücret vererek özel ders alıyor. Maddi durumu yeterli olmayan çocukların günahı ne?”

Bir otizmli annesi olan Sinem: “Bu çocuk buraya ait değil” denilerek oğlum rehabilitasyon merkezinden atıldı

Otizmli bireyler tuvalet gibi özbakım ihtiyaçlarında desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Ancak özel eğitim okullarında bu desteği karşılayacak personel bulunmuyor. Altları bezlenen çocuklar, anneleri onlarla gitmiyorsa rehabilitasyon merkezlerine alınmıyorlar. Bir otizmli annesi olan Sinem, çocuğu bez kullandığı için “Bu çocuk buraya ait değil” denilerek oğlunun rehabilitasyon merkezinden atıldığını söyledi. Uzman öğretmenler ve velilere göre çocukların tuvalet, el-yüz temizliğini çocuğun annesinin sağlaması gerektiği gibi bir ön kabul var. Çocuklarının bakım yükünü omuzlayan anneler çalışamadıkları için ekonomik olarak dar boğaza giriyor ve çocuklarına bağımlı yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu onları maddi manevi bunalıma sokuyor. Sinem ve ailesi de bu ailelerden biri.

"Mert’i yalnız bırakamadığım için hasta olsam hastaneye bile gidemiyorum"

İstanbul’da yaşayan 12 yaşında otizmli bir oğlu olan Sinem, oğlunu tek başına bırakamayacağı için çalışamıyor. Kocası otizmli oğlunun yükünü kaldıramadığı için onları terk etmiş. Boşandığı eşinden nafaka alamıyor. Sinem'in 9 yaşında bir oğlu daha var. Bu ailenin tek geçim kaynağı, aldıkları 7 bin TL’lik engelli bakım aylığı. Annenin aldığı engelli bakım aylığına geçtiğimiz günlerde 2 bin TL’lik bir zam yapıldı ancak aldığı aylık bu haliyle de son olarak TÜRK-İŞ'in açıkladığı açlık sınırı olan 18 bin 978 TL’nin epey altında kalıyor. Annenin masrafları arasında, oğlu için aldığı 2 bin TL’lik yetişkin hasta bezi de bulunuyor. Sinem, oğlu için devletin karşıladığı eğitim saatlerinin düşük olduğunu ancak ek ders aldıracak maddi durumu olmadığını söyledi. Sinem, oğlunun hem yetersiz eğitim almasından hem de okula onunla gitmek zorunda bırakılmasından dolayı zor durumda olduklarını ifade ederek, “Çalışamıyorum. Dışarı çıkıp nefes alamıyorum. Mert’i yalnız bırakamadığım için hasta olsam hastaneye bile gidemiyorum” dedi.

Okul müdüründen “Kaynaştırma, normal öğrencilere haksızlık” yorumu

Özel eğitim öğretmeni aynı zamanda okul müdürü olan Nihan, “Devlet artık kaynaştırma öğrencileri yanlarında gölge öğretmen olduğunda sisteme daha kolay entegre ediyor ancak bu gölge öğretmeni kendi finanse etmiyor. Ailenin gölge öğretmeni bulup sigortasını yatırması gerekiyor. Sistem otizmli velileri orta sınıfın üzerinde olmaya zorluyor. Orta sınıfın üzerindeyseniz sizi tanıyoruz diyor ama o da sınırlı bir tanıma” dedi.

Otizmli bir çocuk önyargılar yüzünden okuldan uzaklaştırıldığında MEB’in çocuğa herhangi bir koruma sağlamadığını söyleyen Nihan, çocukların ve ailelerin bu durumda yalnız bırakıldığını vurguladı. Nihan'ın özel bir kolejde okuyan kaynaştırma öğrencisi, gölge öğretmeni olduğu halde, velilerin ve okul müdürünün baskısı nedeniyle okuldan atılmak isteniyor. Okul müdürü kaynaştırmanın “normal öğrenciler” için bir haksızlık olduğunu söylüyor. Kaynaştırma öğrencileri, “normal öğrencilerin” kolayca ulaşabileceği eğitime ulaşabilmek için savaş vermek zorunda kalıyorlar.

Meral'in de 13 yaşında otizmli bir kızı var. Kızı sekiz yıldır aynı okula gidiyor. Bu okula başlamadan önce kabul edilmek için okul okul gezmek zorunda kalmışlar. Ortaokuldan mezun olmasına az kalmışken onlar herkesin dört gözle beklediği mezuniyet için heyecanlanmak yerine liseye geçiş için endişeleniyorlar. Bu onlar için yeni bir mücadele demek. Kızının kabul edilip zorbalığa uğramayacağı bir okul bulmak zorundalar.

Otizmli ailelerin ifadelerine göre toplum, otizmli çocuğu olan ailelerin “cennetlik” olduklarını ifade ederken aynı zamanda çocuklarının otizmli çocuklarla aynı okullarda okumasını, aynı parklarda oyun oynamasını istemiyor. Otobüste, kafelerde, sokaklarda otizmli çocukları gördüklerinde bu çocukların çıkardıkları seslerden rahatsızlıklarını dile getiriyorlar, tekrarlayan davranışlarına tahammül edemiyorlar. Otizmli aileler bu dışlanmadan dolayı eve kapandıklarını söylüyor.

Otizmli öğrencilere ziraat mühendisliği okumuş biri de ders verebiliyor

Otizmli bir aile çocuğunu kabul edecek bir okul bulduğunda mücadelesi son bulmuş olmuyor. Çocuğunun ihtiyacı olacak eğitime ulaşabilmesi, öğretmenlerin onun düzeyinde eğitim verebilmesi gerekiyor. Özel eğitim alt sınıflarda çalışan ücretli öğretmenler için eğitim fakültesi mezunu olması şartı aranmıyor. Otizmli çocukların sınıfına ziraat mühendisliği okumuş biri de girip ders verebiliyor.

Özel eğitim öğretmeni Nihan, özel eğitim uygulama okullarında ve diğer okullarda otizmli öğrencilerle ilgilenen öğretmenlerin çok büyük bir kısmının özel eğitime dair bilgilerinin olmadığını ifade etti. Eğitim fakültelerinin ders programlarına bakıldığında da özel eğitime dair yeterince ders olmadığı görülüyor. Özel eğitim öğretmenleri, okullardaki öğretmenlerin bu yüzden de kaynaştırma eğitiminde zorluk yaşayabildiğini belirtti. Tohum Otizm Vakfı'nın Otizm Eylem Planı'na göre, öğretmenlerin otizmli çocuklara ihtiyaçları olan eğitimi verebilmesi için otizm hakkında bilgilenebilecekleri Mesleki Gelişim Programları hazırlanmalı.

Aileler, otizmli çocukları için “herkes için erişilebilir okul” ve “herkes için öğretmen” talep ediyor

Temel Eğitim Yönetmeliği'ne göre otizmli öğrenciler ellerindeki raporlarıyla istedikleri okula gidebilme hakları var. Ancak uygulamada otizmli çocukların onları kabul edecek okul bulamadığı görülüyor. Tohum Otizm Vakfı'ndan Aylin Sezgin’in aktarımına göre aileler, otizmli çocukları için okulların “herkes için erişilebilir okul”, öğretmenlerin de “herkes için öğretmen” olması gerektiğini, otizmli öğrencilerin nitelikli ve kapsayıcı eğitime tüm boyutlarıyla erişebilmesini istiyor.

Vakıf, otizmli çocukların iyi bir eğitim alabilmesi için önce onları eğiten öğretmenlerin otizm hakkında bilgilendirilmelerini sağlayacak düzenlemelerin yapılması gerektiğini ifade ediyor. Vakfa göre otizm konusunda otizmli bireylerin ailelerine, öğretmenlerine, okul yöneticilerine, otizmli çocukların akranlarına ve akranların velilerine yönelik farkındalık ve kabul çalışmaları yapılması, sosyal yaşamda ayrımcılığın önüne geçilebilmesini sağlayacak.

Sezgin, otizmli öğrenciler için eğitim hayatları boyunca mesleki yönlendirme ve gerekli becerileri kazandırılma konusunda uygulamalar yapılması gerektiği ifade ediyor. Vakıf bunun için okulların altyapısına yapılan yatırımların yanı sıra öğretim süreçleri ve eleman yetiştirme konularına da yatırım yapılması gerektiğini vurguluyor.

Otizmli çocuğu olan aileler, haftada 3 saatle sınırlı eğitim saatlerinin artırılmasını, çocuklarının bu şekilde toplumsal katılımının sağlanmasını istiyor. Otizm sadece otizmli çocukları değil, ailelerini de etkileyen bir farklılık olduğu için aileler kendileri için de psikolojik destek ve bilgilendirme talep ediyor. Otizmli çocuğu olan anne babalar kendileri öldükten sonra çocuklarına ne olacağına dair endişeliler. Otizmli bireylere yönelik yatılı bakım evlerinin sayısının yetersiz olduğunu artırılması gerektiğini ifade ediyorlar.