Amerikan Wall Street Journal gazetesi Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan'la ilgili kapsamlı bir portre haber yayınlandı. "Türkiye'nin istihbarat şefi Suriye'de kendi yolunu çizdi" başlıklı haberde Fidan'ın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla birlikte Türkiye'nin başta Suriye olmak üzere Ortadoğu'daki politikasının en önemli mimarlarından olduğu vurgulandı. Fidan'ın yükselişinin Türkiye'de ABD etkisinin dikkate değer bir erozyona uğramasının sonucu olduğu iddia edilen yazıda, Washington'un Türk askeri ile yıllardır devam eden yakın ilişkilerinin, ordunun gücünün azalmasıyla ABD etkisinin de zayıflamasına neden olduğu belirtildi.
Washington'dan Adam Entous ile İstanbul'dan Joe Parkinson'ın imzasını taşıyan haberde öne çıkan ifadeler şöyle:
Suriye'de itici güç Fidan
- Yağmurlu bir mayıs günü, Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, en yakın iki danışmanıyla birlikte Oval Ofis'te iki tarafın da zor olacağını bildiği bir toplantıya katıldı. Barack Obama, ABD'li yetkililerin her zamankinden daha açık sözlü diye nitelendirdiği bir mesaj verdi: ABD Türkiye'nin Suriye'ye ayrım gözetmeden silah ve savaşçı akışına izin verdiğine inanıyordu ve zaman zaman bunlar aralarında Batı karşıtı cihatçılar da olan yanlış isyancıların ellerine geçiyordu. Erdoğan'ın yanında ABD'nin rahatsızlığının odağındaki kişi yani Türkiye'nin güçlü istihbarat şefi ve Suriye'de isyancılara kaynak sağlama ve Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirme çabalarının ardındaki itici güç Hakan Fidan oturuyordu.
Zaman zaman ABD'yle ters düşüyor
-Arap Baharı ayaklanmalarının ardından, Ortadoğu'nun dışında pek tanınan bir isim olmayan Fidan, müttefik Türkiye'nin çıkarlarını zaman zaman ABD'nin çıkarlarının aksine yönelmesine neden olan bölgesel güvenlik stratejisinin en önemli mimarlarından biri olarak öne çıktı.
- Fidan’n yükselen rolü Washington’da alarm, şüphe ve gönülsüz bir saygı uyandırıyor, ABD’li yetkililer onu Erdoğan’ın bölgesel meselelerde – Mısır, Libya ve Suriye gibi - güvendiği bir vekili olarak görüyorlar.
-Geçmişte ABD'nin Türkiye ve Irak Büyükelçisi olarak görev yapan James Jeffrey, "Hakan Fidan yeni Ortadoğu'nun yüzü. Onunla işbirliği yapmalıyız çünkü işleri halledebiliyor. Ancak ABD'nin gözü kapalı dostu olduğunu da düşünmemeliyiz çünkü değil" dedi.
Alçakgönüllü, tatlı dille konuşuyor
- Hakan Fidan, alçakgönüllü bir profil çiziyor. Türk yetkililer onu kibar ve gösterişsiz olarak niteliyor. ABD’deli yetkililer Washington’daki toplantılarda koyu renk takım elbiseler giydiğini ve tatlı dille konuştuğunu söylüyor. Fidan, Suudi Arabistanlı istihbarat şefi, gösteriş meraklısı Prens Bandar ile tamamen zıt bir görüntü çiziyor.
ABD etkisi erozyona uğradı
-Fidan'ın gücünü artırması, ABD'nin Türkiye üzerindeki etkisindeki gözle görülür aşınmaya eşlik etti. Washington, NATO'nun en büyük ikinci ordusu olan Türk ordusuyla uzun bir süre samimi ilişkiler yürüttü. Ancak ABD'li eski ve halihazırdaki yetkililere göre, Türkiye'nin generalleri bugün Arap Baharı'nı Türkiye'nin bölgedeki liderliğini genişletmeye odaklanmak için kullanan Erdoğan ile en yakın danışmanları Fidan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na boyun eğiyor.
-Üst düzey ABD'li yetkililer, Fidan'ın üç yıl önce ABD ve İsrail tarafından toplanan hassas bir istihbaratı İran'a verip Türkiye'nin müttefiklerini rahatsız ettiği dönemde kaygıların arttığını ifade ediyor. Daha yakın zamanda ise Türkiye'nin Fidan tarafından yürütülen Suriye yaklaşımı ABD'yle anlaşmazlığa neden oldu. İki ülke de Esad'ın gitmesini istiyor. Ancak Türk yetkililer Amerikalılara uluslararası bir silahlandırma girişimini en iyi yol olarak gördüklerini söylediler. Tedbirli Amerikan yaklaşımının önceliği ise silahların ABD'li yetkililerinin gözünde Amerikan çıkarları için Esad'dan daha tehlikeli olan cihatçıların eline geçmemesini sağlamak.
-ABD istihbarat kurumları Fidan'ın isteğinin ABD'nin önünü kesmek değil Erdoğan'ın çıkarlarını öne sürmek olduğuna inanıyor. ABD'li ve Türk yetkililer, geçtiğimiz aylarda, radikal İslamcılar Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırı boyunca yayılınca, Türk yetkililerin politikalarına ayar çekmeye başladığını bunun nedeninin ise ABD'nin kaygıları değil Türkiye'nin güvenliğine gelecek tehditler olduğunu ifade ediyor.