2010 yılında gözaltına alınan 28 yaşındaki mimar Onur Yaser Can, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde işkence gördüğü ve fiziksel tacize maruz kaldığı ve psikolojik travmalar yaşaması sonucu intihara itildiği iddiasıyla İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
Avukatlar, sanık polislerin evrakta sahtecilik iddiasıyla yargılanmasına karşı çıkıyor
Savunma avukatları açılan davada sanık polislerin suçu işlediklerine kanıt olabilecek delillerin ortadan kaldırıldığı ve şiddetin üzerinin örtüldüğünü iddia etti. Sanık polislerin şiddet ve ölüme sebebiyet vermesi değil evrakta sahtecilik iddiasıyla yargılanmasına karşı çıkan avukatları, Onur Yaser Can davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdı.
"Türk yargısına asla güvenimiz yoktur"
"Devlet bu pisliğin bu kirin altından nasıl kalkar"
"Polislerin yaptığı işkencelerin üzeri örtülmüş"
"İşkence hali devlette bir politikaya dönüşmüş"
Onur Yaser Can davasını yakından takip eden HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, polis şiddetinin Engin Çeber davasında kanıtlandığını söyledi.
HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel: Bu davanın sonucu önemli. Türkiye’de gözaltında işkence hep ifade edilen ve hatta Engin Çeber davasında kanıtlanan bir durum. Dolayısıyla gözaltında psikolojik şiddet nedeniyle bir insanın ölümüne neden olmak yargılanması gereken bir durum. Burada Onur Yaser Can'ın intihar etmiş olmasını kişisel bir olay ifade edilmesi kabul edilemez. Çünkü psikolojik bir işkence nedeniyle intihara itilmiş bu kişi. Sorumlular ortada davanın seyrine bakmak lazım. Emniyetin insanlar üzerinde nasıl bir psikoloji baskı uyguladığı, bir kişiyi ve bir aileyi nasıl etkilediğini göstermesi açısından da çok çarpıcı bir dava. Bu insan hakları ve özgürlükleri aynı zamanda da yaşam hakkının ihlali açısından çok önemli bir dava. Bu davada mahkemenin vereceği karar gerçekten işkenceye karşı bir tavır olarak değerlendirilecektir. Aksi durum aslında bunun devlet şiddetinin meşrulaştırılması ya da gözaltında psikolojik işkence ve şiddete maruz kalmayı doğal gören bir noktaya getirecektir. Biz HDP olarak bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Burada önemli olan bu sistematik işkence halinin bir şekilde devlette bir politikaya dönüşmüş olması. Kamu görevlileri ve kolluk kuvvetlilerinin uyguladığı işkence yönteminin ortadan kalkması açısından önemli.