Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, aşı milliyetçiliğinin küresel ekonomik maliyetlerine ilişkin Koç Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan raporun sonuçlarının açıklandığı toplantıda konuştu. Ömer M. Koç, “Bugün aşı milliyetçiliğinin mantıksızlığını gösteren yeni bir raporun son derece ilginç sonuçlarını dinleme fırsatı bulacağız. Aşıların tedariki ve dağıtımında adaletin sağlanması, insani bir sorumluluktur” dedi.
Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Selva Demiralp, Dr. Cem Çakmaklı, Dr. Sevcan Yeşiltaş, Dr. Muhammed Ali Yıldırım ve Maryland Üniversitesi’nden Dr. Şebnem Kalemli-Özcan tarafından kaleme alınan aşı milliyetçiliğinin ekonomik maliyetlerine ilişkin raporun sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı.
Birbirlerine karmaşık değer zincirleriyle bağlı 65 ülke ve 35 sektörün analiz edildiği araştırmayı Uluslararası Ticaret Odası fonladı. Araştırma sonucunda yayınlanan raporda, gelişmiş ülkelerin 2021’in ilk yarısında tamamen aşılandığı, gelişmekte olan ülkelerde ise en iyi ihtimalle nüfusun yarısının yılsonuna kadar aşılanabildiği 3 farklı senaryo ele alınıyor. Rapor, eş zamanlı olarak dünya geneline yaygın aşılama yapılamaması halinde, koronavirüs salgınında oluşacak ekonomik zararın önemli bölümünün gelişmiş ülkelerin üzerinde kalabileceği paradoksuna işaret ediyor. Hatta gelişmiş ülkelerin katlanmak zorunda kalacağı zararın, 2021 yılında ortaya çıkacak toplam küresel maliyetin yüzde 49’una kadar çıkabileceği vurgulanıyor.
Ömer M. Koç: İnsanlık böylesine yıkıcı zorluğa hazırlıklı değildi
Koç Üniversitesi – TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar Forumu kapsamında düzenlenen toplantının açılış konuşmasını, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç yaptı. Toplantıda TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve Dünya Ekonomik Forumu Sağlık ve Sağlık Hizmetlerinin Geleceği Platformu Başkanı Arnaud Bernaert de konuştu.
"Pandemi dünya çapında mevcut eşitsizlikleri göz önüne sermekle kalmadı, onları daha da derinleştirdi” diyen Ömer M. Koç, şöyle devam etti: “Dünya Bankası son 20 yılda küresel yoksulluğun ilk kez hem de önemli ölçüde arttığına dikkat çekiyor. Ne yazık ki şimdi zor koşullar altında yaşayan yaklaşık 120 milyon yeni yoksul var. Araştırmalar pandemi sürecinde kadınların gerek evde, gerek işyerinde erkeklerden daha büyük sıkıntılarla baş etmek durumunda kaldığını gösteriyor. UNICEF raporlarına göre dünya çapında yarım milyar öğrenci en temel hakları olan eğitimden mahrum kaldı. Anlaşılıyor ki insanlık böylesine yıkıcı bir zorluğa karşı hazırlıklı değildi.”
Aşı eşitsizliği
Gelişmiş ekonomilerin aşı yarışında diğerlerine kıyasla çok önde ilerlediklerini belirten Ömer M. Koç konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şubat ayı ortası itibarıyla kamuyla paylaşılmış verilere göre, yüksek ve yüksek-orta gelir grubundaki ülkeler, yaptıkları ön anlaşmalarla üretilmesi planlanan onaylanmış veya aday aşıların yüzde 70’ini tedarik etmeyi garantilediler. Düşük veya düşük-orta gelirli ülkeler ise üretilecek aşıların şimdilik sadece yüzde 15’i için anlaşmaya varabildiler. Kalan yüzde 15 ise küresel aşı erişim programı olan COVAX tarafından tedarik edilmiş durumda… Bir tarafta, tüm nüfusunu 5 kez aşılayabilecek miktarda aşıyı garanti altına alan ülkeler, diğer tarafta sadece COVAX programına güvenebilecek olanlar… Hâl böyleyken, pandeminin bu yılsonunda az gelişmiş ülkelere özgü bir endemiye dönüştüğünü görebiliriz.
Ancak, çalışma arkadaşlarımızın raporuna göre; gelişmiş ülkelerdeki aşılama yerel talep ve tedarik şoklarının giderilmesine yardımcı olsa da, dış ticaret ortağı diğer ülkeler de aşılanmadığı takdirde tüm ekonomiler düşük performans gösterecek. Araştırma, gelişmiş ülkelerin pandemi kaynaklı küresel ekonomik kayıpların yarısına kadarını üstlenebileceği sonucuna da varıyor.”
“Sağduyunun galip geleceğini umalım”
Aşıların tedarik ve dağıtımında adaletin sağlanmasının insani bir sorumluluk olduğunun altını çizen Ömer M. Koç şu ifadeleri kullandı: “İnsanlığın bu ortamda mantıklı davranıp davranmayacağını göreceğiz. Sağduyunun galip geleceğini umalım.”