Dünya

Ölüm yolu: Akdeniz

Akdeniz üzerinden Avrupa'ya ulaşmaya çalışırken boğulan mültecilere her gün yenileri ekleniyor. Eleştirilerin odağında ise Avrupa Birliği var.

16 Nisan 2015 22:34


BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden (UNHCR) William Spindler, sadece bu yıl içerisinde yaklaşık 900 mültecinin Akdeniz’de boğularak hayatını kaybettiğine dikkat çekiyor. Spindler, "Geçen yıla oranla çok yüksek bir rakam. 2014’ün aynı döneminde ölü ya da kayıp olarak bildirilen kişilerin sayısı 17 idi. Yani geçen yıla oranla yüksek bir artıştan bahsediyoruz" diye konuşuyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Judith Sunderland da ölüm oranlarının daha da artabileceğine dair uyarıyor. Mültecilerin büyük bir kısmının yaz aylarında Akdeniz’i geçmeyi göze aldıklarını belirten Sunderland, sezonun daha yeni başlağına dikkat çekerek şunları söyledi:

"Uzun zamandır herkes, Akdeniz üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan mülteci sayısının 2015 yılında yeni bir rekoru bulacağını öngörebiliyordu. Özellikle günümüzde ne kadar çok insanın ülkesindeki huzursuzluk, çatışma ve insan hakları ihlallerinden kaçıp kendisi ve ailesi için daha iyi koşullara ulaşmaya çalıştığı göz önüne alınırsa. Örneğin Libya’da giderek kötüleşen durum göz önüne alınırsa. Hepimiz biliyoruz ki Akdeniz, özellikle de orta Akdeniz, dünyanın en ölümcül göç yolu."

AB'ye getirilen eleştiriler

İnsan hakları örgütleri çok uzun bir zamandır AB’yi Akdeniz’deki krize ortak bir çözüm bulmaya çağrıyor ve AB'yi 2013 yılında Lampedusa Adası yakınlarında meydana gelen trajik kazadan hiçbir ders çıkarmamakla suçluyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne göre, ölü sayısının artmasında iki önemli etken rol oynuyor. Bunlardan biri İtalya'nın "Mare Nostrum" adlı kurtarma misyonuna son verilip yerine AB'nin sınır koruma misyonu AB’nin 'Triton'ın getirilmesi. İkincisi de Libya’daki durumun giderek kötüleşmesi.

Spindler, İtalyan sınır devriyesi Mare Nostrum’un geçen yıl yüz binlerce insanı boğulmaktan kurtardığını belirtiyor. Spindler, "Ancak AB ülkeleri ise bu programı övecekleri yerde, mültecileri Akdeniz’i geçmeye cesaretlendirdiği gerekçesi ile eleştiriyordu" diye konuşuyor.

Uluslararsı Af Örgütü de sorunun çözümüne yeterince çaba göstermediği gerekçesi ile AB’yi eleştiriyor. Örgütün sözcülerinden Gauri Van Gulik, "Londra, Paris, Berlin ve Avrupa’nın diğer başkentlerindeki hükümetler, şimdiye dek sürdürdükleri stratejinin işe yaramadığını itiraf etmeliler. Akdeniz’de en azından Mare Nostrum’unki kadar koordine insani bir operasyon yapmak mümkün" diye konuşuyor.

"Libya'da 1 milyon kişi bekliyor"

Spindler, AB’den beklentileri şöyle özetliyor: "Bu sorun tek bir ülkenin kapasitesini çok aşan bir problem. O nedenle AB’nin liderlik rolünü üstlenmesini ve Avrupa’nın sorumluluğuna yaraşır bir koordinasyon yapmasını talep ediyoruz. Bu AB’nin alabileceği önlemlerden biri." Spindler, AB’nin ayrıca mültecilerin yasal yollardan Avrupa’ya gelebilmesi için alternatiflerin oluşturulması gerektiğini de sözlerine ekliyor.

Uzmanların tahminine göre Libya'da Afrikadan Avrupa'ya geçmeyi bekleyen bir milyona yakın kişi beklemekte. İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni, uluslararası topluluğa Libya'nın istikrarlaştırılması çağrısında bulundu. İtalya Adalet Bakanı da insan kaçakçılığı yapan suç örgütlerinin terörü finanse etme riskine karşı da uyardı.

"Hızlı bir çözüm zor"

Eleştirilerle ilgili bir açıklama yapan Avrupa Komisyonu'nun sözcüsü ise AB'den hızlı bir çözüm beklenmemesi gerektiğini kaydetti. Komisyon'un Avrupa sınır koruma sistemini iyileştirmesi için ne parası ne de siyasi gücü olduğunu kaydeden sözcü, ancak Brüksel'deki yetkililerin AB sınır koruma ajansı Frontex'in kaynaklarını artırma olanaklarını araştırdığını dile getirdi. Sözcü, Komisyon'un mayıs ayında göç politikasına ilişkin strateji belgesini açıklayacağını da sözlerine ekledi.