Gündem

Öldürdüğü kişinin cesedini parçalayarak çöp konteynerine atan sanıkla ilgili kan donduran detaylar

05 Mart 2025 17:45

Pendik’te, 79 yaşındaki Nihat Salih’i öldürdükten sonra parçalara ayırdığı cesedini çöp konteynerlerine attığı iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Bilal Dilek ilk kez hakim karşısına çıktı. Dilek, "Maktulü 10 yıldan beri tanırım. Bir zamanlar bizim eve gelip gidiyordu. Kendisine ‘Nihat amca’ derdim. İkimiz de yeşil reçeteli hap kullanıyorduk" dedi.

Dumlupınar Mahallesi'nde 27 Mayıs 2024 tarihinde meydana gelen olayda, çöp konteynerlerinde insan uzuvlarının bulunduğu ihbarı üzerine soruşturmanın başlatıldı. Yapılan çalışmalarda cesedin Nihat Salih’e (79) ait olduğu tespit edildi. Yapılan araştırmada, kamera kayıtlarında Bilal Dilek’in, (39) çöp konteynerlerine ne olduğu anlaşılmayan eşyalar attığı görüldü. Olayla ilgili gözaltına alınan Bilal Dilek tutuklandı. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edilen Bilal Dilek bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.

Anadolu 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Bilal Dilek ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

"Nihat amcanın karşısında sigara bile içmem"

Bilal Dilek savunmasında, şu ifadeleri kullanı:

“Ben maktul Nihat Salih'i 10 yıldan beri tanırım. Bir zamanlar bizim eve gelip gidiyordu. Kendisine Nihat amca derdim. Kendisi bize yatıya kalmamıştır. Ben onun kaldığı eve misafirliğe gitmedim. Olaydan 2 sene önce eşim ve çocuklar ile birlikte memleketim olan Karabük'e gitti. Ben yalnız yaşamaktayım. Oturduğum ev kiradır. Arkadaşlarım da eve gelip giderler. Nihat Salih bize geldiğinde benim başkaca arkadaşlarım da oluyordu. Ara sıra arkadaşlarım da geliyordu çay içip muhabbet ediyorduk. Yemek yediğimiz olmadı. Nihat Salih ve ben yeşil reçeteli hap kullanıyorduk. Benim yeşil reçetem var. Nihat Salih'in de yeşil reçetesi vardı, yeşil reçeteli hap alıyordu. Ben 4 kutu alıyordum. Nihat amca da alıyordu. Nihat amca kendi haplarından arkadaşlarım ve bana satıyordu. Arkadaşlarıma da satıyordu.

Kendisi yeşil reçeteli hapları satarak geçim sağlıyordu. Nereden temin ettiğini bilmiyorum. Maktulün ölümüyle benim ilgim ve alakam yok. Pazar günü ben işteydim. Öğle saat 14.00’de ben Nihat amcayı aradım. Kendisi benim oturduğum evin arka tarafına geldi. Kendisi Dere Mahallesi'ne gideceğini söyledi. Ben de evin etrafındaki çöpleri pislikleri temizliyordum. Zeynep G. ablanın evine gittim. Evin etrafındaki pislikleri temizleyip kucaklayıp attım. Çöpe giderken telis çuvalı götürmedim. Çöpe battaniye ya da halı gibi bir şey atmadım. Çöp kovasında çay pisliği ve odun parçaları vardı. Onu gittim çöpe attım. Çöp kovasını yolda buldum.

Ben evden çıktım 150 metre yürüdüm çöp kovası yoldaydı, el ayak çarpmasın diye çöp kovasını yolun kıyısından aldım gittim çöpü çöp kovasına döktüm. Kovayı da çöpten uzak tarafa attım çünkü dönüşte kovayı alacaktım. Evde ele geçtiği söylenen balta bana ait değildir. Baltanın kime ait olduğunu bilmiyorum.

Evimde kömür odun sobası vardır. Bir tane baltam vardı roman vatandaşların çocukları baltayı alıp gitmişler. Olaydan 3 ay önce benim baltam evden alınmıştı. Benim baltam evdeyken odun yanıyordu. Evdeki sobada odun yakarım kömür yakarım. Ancak olay günü evimde bulunduğu iddia edilen balta bana ait değildir. Kim bırakmış bilmiyorum. Ben Nihat amcayı öldürecek kadar zavallı değilim. Eve kim girdiyse baltayı o koymuştur. Ben Nihat amcanın karşısında sigara bile içmiş değilim. Nihat Salih'i kim öldürdü bilmiyorum. Biri güzel bir oyun oynamış. Kim oynayabilir nasıl oynayabilir bilmiyorum" 

"Öldürüldüğünü nezarethanede öğrendim"

Dilek savunmasının devamında, şu ifadeleri kullandı:

“Ben 2018 yılında 3 tane çocuğu olan kadını kuma olarak aldım. Kuma olarak aldığımda eşimle ayrıydık. Daha sonra eşim geldi 6 ay sonra da diğer kadını geri gönderdim. O kadın da kendi eşine gitti. Ben buradan hasım sahibi oldum. Benim evime saat 12.00' da Remzi Ç., Sezer K., Ramazan G. geldi. Bunlar geldiğinde Nihat amca eve gelmedi. Bunlar da Nihat Salih'ten sentetik uyuşturucu ilaç alıyorlar. Ben kömürlük temizliyordum. Benim çöp konteynırına battaniye ya da halı götürmem gibi durum söz konusu değildir.

Ben olay günü evde değildim. Maktul nasıl öldürülmüş bilmiyorum. Ben eve geldiğimde evin kapısı komple kırıktı. Evde kan yoktu, ortalık dağınık değildi. Kapı kırık olarak duruyordu. Benim evimde maktulün kan izleri nasıl çıkmış bilmiyorum. Ben mağdurun parçalanarak öldürülmesini nezarette duydum. Maktulü ben öldürmedim. Kim yapmış ise Allah bin belasını versin, kim bizim üzerimize oynuyorsa Allah bin belasını versin.

Ceset parçalarını çöpe ben atmadım. Benim çöp konteynırına boşalttığım kovanın içerisinde çay pisliği ile odun parçaları vardı. Biz Nihat amca ile birbirimizi seviyorduk baba oğul gibiydik. Olaydan bir sene öncesi benim yanıma geliyordu. Karabüklüleri de sevdiği için onların evine de giderdi. Ben sentetik uyuşturucu bir defa içtim. Arkadaşlarım eve geldiğinde olay günü sentetik uyuşturucu içtik. Sezer, ben ve Ramazan içtik. Remzi içmedi. Ben eve 12.00'de geldim. Nihat Salih ile de saat 2-2:30 gibi dışarıda buluştuk. Olayı kim yapmışsa bilmiyorum. Suçsuzum beraatimi isterim" 

"Babam bunlara ekmek verirdi"

Nihat Salih’in kızı Gül Yazıcı, "Ben maktulün kızıyım. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum. Biz çocukları olarak sanıktan uzak durmasını hep söyledik. Sanığın aklı yerinde değildir, dilencilik yapıyorlar. Uzak durması için babamı uyarıyorduk. Suçunu itiraf etsin. Biz bu durumu kaldıramıyoruz insan nasıl kıyıp da bunu yapabilir. Babam bunlara hep ekmek verdi. Babama uzak dur diyorduk ancak babam yazık günah diyordu. Önce Allah'a sonra size güveniyoruz. Pişman olduysa Allah rızası için itiraf etsin dediö dedi.

Cesedi çekyatın altına koymuşlar"

Nihat Salih’in oğlu Özcan Salih ise, “; Ben maktulün oğluyum. Babamla birlikte yaşıyorum. Babam eski kiracılarına giderdi. Yatılı kalmazdı. Sanık bizi tanırdı. Babam arada giderdi. Babam ile sanık arasında alacak verecek meselesi vardı. Babam alacaklıydı, elden para vermiş. Biz babamı uyardık, ‘sanığa yardım etme, seni kandırıyor’ dedik. Babamda, ‘yazık günah garibandır’ dedi. Sanığın çoğu köylüsü bizim oradadır. Babamın cenazesini misafir gelince çekyatın altına koyup ara veriyormuş, misafir gidince kesmeye devam ediyormuş" dedi.

"Sanığın baltası olduğunu hiç görmedim"

Tanık Sultan C., "Sanığı tanırım kendisi bizim komşumuzdur. Nihat Salih’i benim görmüşlüğüm yoktur. Ben çocuğuma hamileydim, sancım vardı. Merdivenlerde oturuyordum. Sanığı çöpe battaniye çekerken gördüm. Dışarıda çöpleri toplayıp içine koyduğu çuval vardı, çuvalın içerisine çöpleri toplayıp koyduğunu gördüm ancak battaniyede ne olduğunu görmedim. Benim gördüğüme göre battaniye sadece battaniyeydi içinde bir şey yok gibi duruyordu. Battaniyeyi elinde sürüyerek götürüyordu sorduğumuzda çocukların işediğini söyledi. Bana çocuklar battaniyeye işemiş dedi. Evde herhangi bir bağırtı çağırtı duymadım. Ölüm olayını sonradan duydum. Sanığın baltası olduğunu hiç görmedim. Ben sanığa kömür verdim odun aldım o çok önceydi. Bir battaniye ve çuval gördüm başka bir şey attığını da görmedim" dedi.

Duruşma ertelendi

Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı 22 Mayıs 2025 tarihine erteledi.

İddianameden

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, çöp konteynerlerinde insan uzuvlarının bulunduğu ihbarı üzerine soruşturmanın başlatıldığı, konteynerlerde insana ait uzuvlar ve kan lekeleri olan battaniye bulunduğu, inceleme sonucu ölenin 79 yaşındaki Nihat Salih olduğunun belirlendiği yer aldı.

Olayın ardından yapılan araştırmada kamera kayıtlarında sanık Bilal Dilek'in çöp konteynerlerine ne olduğu anlaşılamayan eşyalar attığının belirlendiği, maktulün öldürülmeden önce son olarak sanığın ikametinin bulunduğu sokağa girdiği fakat çıkış anına ilişkin bir tespitin yapılamadığı ifade edildi. Sanık Dilek'in ikametinde ele geçirilen balta, bıçak ve yolluğun İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce incelendiği kaydedilen iddianamede, ele geçen balta ile yolluk parçası üzerinde bulunan kan örneklerinin maktulün kan örneği ile uyumluğu olduğu belirtildi.

İddianamede, Adli Tıp Kurumu 1.Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda, kişinin ölümünün, boyun bölgesinden kesilerek başın vücuttan ayrılmasına bağlı meydana geldiği, ölüm sonrası kolları, bacakları ve bel bölgesinden kesilerek vücudunun parçalanmış olduğu anlatılarak, canavarca hisle hareket eden sanığın, “canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi. (DHA)


Şakir Paşa Ailesi: Aile albümü mü, yasak aşk arşivi mi?