Yeni eğitim öğretim yılı, devlet okullarında yaşanan temizlik ve hijyen sorunlarıyla başladı. Milli Eğitim Bakanlığı, personel temininde gecikmeler yaşandığını savundu.
Eylül başında okulların açılması sonrası pek çok okulda temizlik personeli ve malzeme eksikliği sebebiyle hijyen sorunu yaşandı.
Bazı okullarda öğretmenler, bazı okullarda ise veliler dönüşümlü olarak sınıfları temizlemek zorunda kaldı.
Toz, pislik ve yarı tadilat içerisinde bulunan sınıfların görüntüleri medyaya yansıdı.
Bazı okullarda, sabun ve tuvalet kağıdı bulunmadığı görüntülendi.
Okul yönetimlerinin, kendilerinden, malzeme ve personel konusunda maddi destek talep ettiğini savunan veliler de bulunuyor.
Eğitim Sen, mevcut koşulların öğrencilerin sağlığını riske soktuğunu söyleyerek, her okula yeterli sayıda kadrolu personel alınması gerektiğini belirtti:
“Temizlik hizmetlerinin yetersizliği, öğrencilerin sağlığını olumsuz etkilerken, eğitim emekçilerinin de iş motivasyonunu düşürmektedir. Temizlik, eğitimin niteliği açısından vazgeçilmez bir ihtiyaçtır ve bu alan tasarruf yapılacak bir yer olmamalıdır.”
Milli Eğitim Bakanlığı ise 30 Eylül’de yayımlanan yazılı açıklama ile, okullarda istihdam edilecek 30 bin yeni personelin göreve başladığını duyurdu.
Mansur Yavaş: 'Okulları temizlememiz engellendi'
Temizlik şikayetleri sonrası, Ankara Büyükşehir Belediyesi okullara çağrıda bulunarak, belediyeden temizlik talebinde bulunabileceklerini duyurdu.
29 Eylül’deki Beypazarı ziyaretinde konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, şu ana kadar 30 bin öğrenci kapasiteli 48 okulda temizlik yaptıklarını söyledi.
Yavaş, kendilerinden temizlik talep eden 271 okulun 113'ününse talebini geri çektiğini söyledi.
Mansur Yavaş, MEB yetkileri tarafından okul müdürlerine, ‘Belediyeden hiçbir şey istemeyin’ diye mesaj atıldığını savundu:
“Okullardaki pisliği televizyonlar gösterince biz hemen devreye girdik ve bir çağrı yaptık.
“Sonuç itibariyle 925 tane okuldan hijyen (malzemesi) talebi geldi. Bugüne kadar 232 tanesini verdik. Bu hafta sonuna kadar da geri kalanın tamamını vereceğiz. Ama onlar da ‘biz istemiyoruz’ derse sorumluluk kendilerine ait.”
Bu uygulamanın yeni olmadığını söyleyen Yavaş, 2019 yılından beri okullardan gelen temizlik ve tadilat vb. her türlü talebi karşıladıklarını ve son 5 yılda okullara 154 milyon liralık destek olduklarını söyledi.
Yavaş, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullara temizlik talebine karşılık vermelerinin de bazı durumlarda engellendiğini söyledi.
Yavaş, "Biz zehirli gıda falan vermiyoruz. Biz temizlik malzemesi veriyoruz, bir de okulları temizlemeye talibiz. Böyle bir olayın bu kadar ülke gündemine taşınmasını da gerçekten garipsiyoruz." dedi.
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da sosyal medya hesabından, okullarda yapılan temizliği gösteren bir video paylaştı.
Ekrem İmamoğlu 180 okulda temizlik hizmeti verildiğini duyurdu.
MEB ne diyor?
MEB açıklamasında, 60 bin 487 devlet okulunda halihazırda 49 bin 578 kadrolu temizlik personeli bulunduğunu kaydetti.
Bunlara ek olarak, İŞKUR'un bu yıl faaliyete soktuğu "İşgücü Uyum Programı" kapsamında 120 bin yarı zamanlı personelin alınması öngörülüyordu.
Ancak programa başvurular beklenen seviyede gerçekleşmedi ve personel temininde gecikme yaşandı.
MEB'e göre bazı okullarda yaşanan temizlik sorunu, personel temininde yaşanan bu gecikmeden kaynaklandı.
Açıklamada, söz konusu program kapsamında halihazırda 63 bin 777 personelin görev yaptığı belirtildi.
Buna ek olarak, "Toplum Yararına Program (TYP)" kapsamında 30 bin kontenjan tahsis edildiği ve 30 Eylül itibariyle tam zamanlı olarak göreve başladıkları belirtildi.
Böylece 60 bin 487 devlet okulunda toplam 143 bin 355 temizlik personelinin görev yaptığı kaydedildi.
Ayrıca denetimden sorumlu yaklaşık 8 bin personelin ise okullardaki temizlik ve hijyen şartlarını yerinde tetkik ettiği belirtildi.
Başvurular neden yetersiz kaldı?
MEB'in temizlik görevlisi istihdamı için başvurduğu İŞKUR’un İşgücü Uyum Programı (İUP) geçtiğimiz ay başladı ve ilk protokolünü MEB ile gerçekleştirdi.
Bu program kapsamında istihdam edilen kişiler, haftada en fazla 3 gün çalışabiliyor ve günlük 566,73 TL ödeme alıyor.
Bu tutar aylık yaklaşık 7 bin TL, yani asgari ücretin yarısından daha az bir maaşa tekabül ediyor.
Programa yapılan müracaatların, düşük maaş sebebiyle yetersiz kaldığı değerlendiriliyor.
‘Belediyeler siyasi şov yapıyor’
MEB açıklamasında, temizlik desteği veren belediyelerle ilgili "samimiyetten uzak" değerlendirmesi yapıldı.
Bazı okullardaki "asla arzu edilmeyen-münferit" olumsuz görüntülerin, manipülasyon ve siyasi şov amacıyla kullanıldığı belirtildi:
"2 bin 217 okulun bulunduğu bir ilde 13 okulda sadece bir gün temizlik yapıp "ildeki bütün okulların temizliği her gün yapılıyor" görüntüsü vermenin asgari ahlaki ilkeler açısından sorunlu olduğu açıktır.”
“Bu tarzda hareket eden bazı belediyelerce, Türkiye genelinde "okullarda temizlik sorunu varmış gibi" gösterilerek ihtiyaç veya talep olmadığı hâlde ve usullere aykırı bir biçimde okullarımıza temizlik personeli ve malzemesi gönderilmek suretiyle algı operasyonu yapılmaya çalışılmaktadır.”
“İlim ve irfan yuvaları olan okullarımızda hiçbir ad ve kılıf altında siyaset yapılmasına göz yummamız söz konusu olamaz. "Fikri hür, vicdanı hür" nesiller yetiştirmekle mükellef eğitim kurumlarımız; siyasete malzeme yapılacak yerler değildir. Herkesin bu konuda azami hassasiyet göstermesi en temel vatandaşlık görevidir.”
Sebebi tasarruf tedbirleri mi?
Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Deniz Yücel, 20 Eylül Cuma günü X platformu üzerinden konuyla ilgili olarak yaptığı bir paylaşımda MEB Bakanı Tekin’i eleştirerek, okulları velilerin temizlemek zorunda kaldığını söyledi.
Yücel, “Tasarruf diye martaval okuyup çocuklarımızı salgın hastalık tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyorsunuz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla 17 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlanan “Tasarruf Tedbirleri Genelgesi” tüm kamu kurumlarında uygulanacak bazı tasarruf tedbirlerini öngörüyordu.
Genelgeye göre kamuda yeni personel alımı sadece pozisyonların boşa çıkmasıyla; emeklilik ve ölüm gibi durumlarla gerçekleşebiliyor.
Genelgede ayıca kamu personellerinin mesaiye bırakılmayacağı, nöbetçi ücreti verilmeyeceği, personel servislerinin sonlandırılacağı ve zorunlu olmadıkça üç yıl boyunca büro malzemesi alınmayacağı belirtiliyor.