2012-2013 eğitim yılı, okula başlama yaşını beşe düşüren 4+4+4 sisteminin tartışmaları arasında başlarken ortaya çarpıcı manzaralar çıktı. Birinci sınıflar ‘uyum programı’ kapsamında dün okulla tanıştı. Ancak pek çok okulun fiziki altyapısı küçük çocuklara uygun olarak düzenlenememişti. Kimi çocuklar parmak ucunda bile musluklara yetişemezken kimileri boylarına uygun lavabolarda ellerini yıkadı. Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can da Anadolu Ajansı ve Doğan Haber Ajansı muhabirlerinin iki okulda çektiği fotoğraflara değinerek "AA mı doğru söylüyor DHA mı" diye sordu.
Kayıt olan öğrenci sayısının ikiye katlanmasıyla okulların kimi çareyi konteynir sınıf kurmakta, kimi öğretmenler odasını kapatıp derslik yapmakta buldu ama yine de mevcudu 50 altına düşüremedi. Aynı ilçede 30 mevcutlu bir okul da 55 mevcutlu bir okul da bulmak mümkün.
(AA-İlker Kılıçarslan) (DHA-Şebnem Coşkun)
5 bin mevcutlu bir okulda rapor almadığına pişman olan veliler de var, “Anaokulunda oyun oynayacağına, 1. sınıfta oyun oynasın. Allah razı olsun” diyen veli de.
Derslik sıkıntısının en yoğun yaşandığı İstanbul’da kalabalık nüfuslu ilçelerdeki bazı okulları gezdik. Sultangazi’deki Sakarya İlköğretim Okulu’nda derslik sıkıntısı yok. Bu yıl iki ek sınıfla 1’lere yedi sınıf açılmış. Birinci sınıfların mevcudu 30-35. İlk gün hem öğrenciler hem veliler heyecanlı. 1-C sınıfının önünde bir kadın sıkıntılı bir şekilde 64 aylık oğluyla bakışıyor. Sınıfın kapısı açık, oğlu kapının önüne çektiği sandalyede hüngür hüngür ağlıyor. Veli, 64 aylık çocuğunun isteğe bağlı olarak okula başlayacak grupta olduğunu yeni öğreniyor. E-okul sistemi, isteğe bağlı gruptaki 60-66 ay arası çocukları da bir okul ile eşleştirdiği için sosyo ekonomik düzeyi düşük ilçelerde pek çok veli, çocuğunu okula göndermek zorunda olduğunu sanıyor. Öğretmeler de ikna edemiyor çünkü veliler cezadan korkuyor.
Sultangazi’deki bir diğer Gazi İlkokulu sınıf mevcudu olarak o kadar şanslı değil. Yedi tane 1. sınıf açılmış. Mevcutlar 55 kişi. İdareciler 4. sınıflardan bir şubeyi diğer dördüncü sınıflara dağıtmış ve onlardan kalan dersliği 1. sınıflara vermiş. Ama bu mevcutlar arasında isteğe bağlı okula gelecek 60-66 aylık çocuklar yok. Veliler isterse okulun kayıt alacağı 60-66 aylık 150 öğrenci var. Ailelerin çoğu bir an önce çocuğunu göndermek isitiyor. Önümüzdeki günlerde okulun bahçesine iki prefabrike sınıf kurulacak.
Öğretmenler odası da sınıf
Atatürk Çiftliği İlköğretim Okulu’nda 1’lere 10 sınıf açılmış. Okul, iş atölyesini ve öğretmenler odasını sınıf yapmış. Yine de sınıf mevcutları ortalama 50. Bu sayının içinde isteğe bağlı kayıtlar henüz yok. İsteğe bağlı kayıt hakkı olan çocuk sayısı da 132. Şu ana kadar 25 öğrenci kayıt yaptırdı. Veliler kayıt için gelmeye devam ediyor. Sabahçı ve öğlenci 70 öğretmene ise 10 kişinin sığabileceği bir oda kalmış.
İkitelli İlköğretim Okulu’nda sınıf mevcutları 30-32. Geçen sene 13 tane 1’inci sınıf varken bu yıl sayı 24. Problemin en yoğun olduğu okullardan biri ise Esenyurt Yeşilkent Mahallesi. Hem ilkokul hem ortaokul olarak dönüşen okulun mevcudu yaklaşık 5 bin. Okulun Eğitim Sen İşyeri Temsilcisi Mustafa Yıldız, bu sene birinci sınıflarda mevcudun 70’i bulduğunu belirtiyor: “Bu okul bu yoğunluğu taşımaz. Giriş kata da birinci sınıf koyduk ama tuvaletler üst katta. Çocuk nasıl çıkacak? Ne tuvaletler ne koridorlar 5-5.5 yaşa uygun değil. 1. sınıf oyunla diyorlar. Ne araç gereç var, ne sınıflar uygun.”
Veliler de okuldan şikâyetçi. Enver Kadar, 60 aylık oğlunu kayıt ettirmeyeceğini söylemeye gelmiş. “Bu yaştaki çocuk ne yapacak okulda? İhtiyaçlarını nasıl giderecek? Bu kalabalıkta ne öğrenecek?” diyor.
Her yer çöp içinde
Meryem Uğur’un 6 yaşındaki torunu 1’inci sınıfa başlamış. Okulun fiziksel şartlarına isyan ediyor:
“Hiç mi bir şey yapılmadı? Sıralar toz içinde. Çocuk mikrop kapacak, yerler çöp dolu. Zaten kalabalık. Böyle eğitim olmaz.”
Çocuğunu okula başlattığı için pişman: Nasıl olacak?
Sakarya İlköğretim Okulu’na 66 aylık oğlunu başlatan İsmihan Tapan pişman: “Oğlum tuvalete gidip ‘Anne nasıl yapacağım’ diye soruyor. Tuvaletler hem pis hem de lavabolar yüksek. Ayrıca sınıfta 7 yaşındaki çocuk da var. Nasıl olacak? Bizimkiler oyun oynarken 7 yaş okuma yazma mı çalışacak? Anlamadım gitti.”
Eyüp Can: AA mı doğru söylüyor, DHA mı?
Dün ajanslardan iki farklı fotoğraf düştü önümüze. Yüzlercesi arasında o iki fotoğraf günlerdir tartışılan yeni eğitim sisteminin özeti gibi.
Biri AA yani devletin haber ajansından…Diğeri DHA yani özel bir haber ajansından.
AA muhabirinin yetkililer eşliğinde çektiği ilk fotoğrafta her şey mükemmel.
Tuvaletler bile...
Ortam pırıl pırıl...
Öyle ki İstanbul Bahçelievler Siyavuşpaşa İlköğretim Okulu’nda lavabolar bile yeni eğitim sisteminden dolayı okula başlayan 66 aylık çocukların boyuna göre yeniden ayarlanmış.
Bakanın devlet okulunda öğrenci olası geliyor.
***
Tabii bu fotoğrafın bir de öteki yüzü var.
DHA muhabiri de Manisa Gazi İlköğretim Okulu’nda o yüzü çekmiş.
Her ikisi de devlet okulu...
Her iki öğrenci de yeni sisteme göre birinci sınıf öğrencisi.
Ama belli ki Gazi İlköğretim Okulu fiziki koşullar açısından yeni sisteme henüz adapte olmamış.
Buna lavabolar da dahil.
Her yerde baştan aşağı yenileme yapmak zor olabilir.
Ama görünen o ki hortuma rağmen musluğa uzanmak bazı çocuklar için ciddi sorun olmuş.
***
Mesele elbette tek başına musluk, lavabo, tuvalet, sıra ya da sınıf değil.
Lavabo bir sembol.
Tıpkı sıra gibi yeni eğitim sisteminde fiziki koşulların nasıl olacağını gösteren önemli bir sembol.
Bu yüzden aileler günlerce lavabo ve sıra boyları nasıl olacak, çocuklarımız kendilerinden çok büyük öğrenciler arasında nasıl rahat edecek diye sorup durdular.
“Oyun yaşında eğitim mi olur?” diyen veliler sağlık raporuyla yeni düzenlemeyi by-pass ettiler.
Okula müdürün itirazlarına rağmen 5 yaşında başlamış bir öğrenci olarak ben şahsen ne erken eğitime karşıyım ne de eğitim sisteminin bu şekilde bölünmesine.
Olabilir, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde 66 ay başlamak için yeterli.
Ama sorun şu; gelişmiş ülkelerde bizden farklı olarak çok iyi bir okulöncesi eğitim var.
Çocuklar 2 yaşından itibaren önce kreş, sonra anaokulu, sonra da okulöncesi eğitim alıyorlar.
Dolayısıyla okul ortamına oyunlar eşliğinde çok önceden hazırlanıyorlar. Bizde ise okulöncesi eğitime dair hiçbir hazırlık yapılmadan yeni eğitim sistemine geçildi.
***
4+4+4’e dair çok şey söylendi.
Ve dün 66 aylık çocuklar bir haftalık uyum süreci kapsamında ailelerinin de desteğiyle ilk defa dersbaşı yaptı.
Teorik tartışmanın artık bir anlamı yok.
Hiç değilse bundan sonra pratiğe odaklanıp sorunları hızla nasıl çözebileceğimizi konuşalım.
Yaklaşık 70 ilde ortalama sınıflar 30 öğrenci. Ama İstanbul dahil 10 ilde bazı okullarda sınıfların ortalaması 70’in üzerinde.
Dolayısıyla bazı illerde lavabodan sıraya, sınıftan okula fiziki yetersizlik had safhada...
Bu durumda ne yapılacak?
Her şeyden önce 66 aylıklar için eğitim zilinin çaldığı gün Radikal’in manşetine taşıdığımız bu iki fotoğrafa dikkatle bakılacak.
Ne AA’nın her şeyi güllük gülistanlık gösteren fotoğrafı ile yetinilecek...
Ne de DHA’nın servis ettiği minik çocukların musluk çaresizliği ile.
Her ikisi de devlet okulu...
Her ikisi de var.
Ama maalesef kimileri sadece AA’nın fotoğraflarını görecek bugün gazetelerde, kimileri de DHA’nın.
Oysa bu iki fotoğraf birlikte anlamlı...
Adeta yeni eğitim sistemimizin iki yüzü.
Pratik tartışmanın esas başlangıç noktası.
Lütfen her iki fotoğrafa da iyi bakın...
Sonra tartışın... Dün ajanslardan iki farklı fotoğraf düştü önümüze.
Yüzlercesi arasında
O iki fotoğraf günlerdir tartışılan yeni eğitim sisteminin özeti gibi.
Biri AA yani devletin haber ajansından…
Diğeri DHA yani özel bir haber ajansından.
AA muhabirinin yetkililer eşliğinde çektiği ilk fotoğrafta her şey mükemmel.
Tuvaletler bile...
Ortam pırıl pırıl...
Öyle ki İstanbul Bahçelievler Siyavuşpaşa İlköğretim Okulu’nda lavabolar bile yeni eğitim sisteminden dolayı okula başlayan 66 aylık çocukların boyuna göre yeniden ayarlanmış.
Bakanın devlet okulunda öğrenci olası geliyor.
***
Tabii bu fotoğrafın bir de öteki yüzü var.
DHA muhabiri de Manisa Gazi İlköğretim Okulu’nda o yüzü çekmiş.
Her ikisi de devlet okulu...
Her iki öğrenci de yeni sisteme göre birinci sınıf öğrencisi.
Ama belli ki Gazi İlköğretim Okulu fiziki koşullar açısından yeni sisteme henüz adapte olmamış.
Buna lavabolar da dahil.
Her yerde baştan aşağı yenileme yapmak zor olabilir.
Ama görünen o ki hortuma rağmen musluğa uzanmak bazı çocuklar için ciddi sorun olmuş.
***
Mesele elbette tek başına musluk, lavabo, tuvalet, sıra ya da sınıf değil.
Lavabo bir sembol.
Tıpkı sıra gibi yeni eğitim sisteminde fiziki koşulların nasıl olacağını gösteren önemli bir sembol.
Bu yüzden aileler günlerce lavabo ve sıra boyları nasıl olacak, çocuklarımız kendilerinden çok büyük öğrenciler arasında nasıl rahat edecek diye sorup durdular.
“Oyun yaşında eğitim mi olur?” diyen veliler sağlık raporuyla yeni düzenlemeyi by-pass ettiler.
Okula müdürün itirazlarına rağmen 5 yaşında başlamış bir öğrenci olarak ben şahsen ne erken eğitime karşıyım ne de eğitim sisteminin bu şekilde bölünmesine.
Olabilir, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde 66 ay başlamak için yeterli.
Ama sorun şu; gelişmiş ülkelerde bizden farklı olarak çok iyi bir okulöncesi eğitim var.
Çocuklar 2 yaşından itibaren önce kreş, sonra anaokulu, sonra da okulöncesi eğitim alıyorlar.
Dolayısıyla okul ortamına oyunlar eşliğinde çok önceden hazırlanıyorlar. Bizde ise okulöncesi eğitime dair hiçbir hazırlık yapılmadan yeni eğitim sistemine geçildi.
***
4+4+4’e dair çok şey söylendi.
Ve dün 66 aylık çocuklar bir haftalık uyum süreci kapsamında ailelerinin de desteğiyle ilk defa dersbaşı yaptı.
Teorik tartışmanın artık bir anlamı yok.
Hiç değilse bundan sonra pratiğe odaklanıp sorunları hızla nasıl çözebileceğimizi konuşalım.
Yaklaşık 70 ilde ortalama sınıflar 30 öğrenci. Ama İstanbul dahil 10 ilde bazı okullarda sınıfların ortalaması 70’in üzerinde.
Dolayısıyla bazı illerde lavabodan sıraya, sınıftan okula fiziki yetersizlik had safhada...
Bu durumda ne yapılacak?
Her şeyden önce 66 aylıklar için eğitim zilinin çaldığı gün Radikal’in manşetine taşıdığımız bu iki fotoğrafa dikkatle bakılacak.
Ne AA’nın her şeyi güllük gülistanlık gösteren fotoğrafı ile yetinilecek...
Ne de DHA’nın servis ettiği minik çocukların musluk çaresizliği ile.
Her ikisi de devlet okulu...
Her ikisi de var.
Ama maalesef kimileri sadece AA’nın fotoğraflarını görecek bugün gazetelerde, kimileri de DHA’nın.
Oysa bu iki fotoğraf birlikte anlamlı...
Adeta yeni eğitim sistemimizin iki yüzü.
Pratik tartışmanın esas başlangıç noktası.
Lütfen her iki fotoğrafa da iyi bakın...
Sonra tartışın...