Gündem

"Okul öncesi eğitimde derslik başına ortalama 65 öğrenci düşüyor"

Eğitim Uzmanı Taştan, ilk kez okulla tanışan çocuklar için bunun büyük bir handikap olduğunu söyledi

23 Ocak 2020 09:40
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde eğitim veren okul öncesi kurumlarında sınıflar oldukça kalabalık. Bütün okul öncesi kurumlar dikkate alındığında 33,3 olan derslik başına öğrenci sayısı MEB’e bağlı resmi kurumlarda 65,3’e yükseliyor. MEB’e bağlı olan resmi olmayan kurumlarda ise bu sayı 14,5’e düşüyor. Çocukların okul öncesiyle ilk kez okulla tanıştığını anlatan Eğitim Uzmanı Ali Taştan “Dolayısıyla sınıf mevcudunun kalabalık olması büyük bir handikap” dedi

MEB’e bağlı olan özel okul öncesi eğitim kurumlarında derslik başına düşen öğrenci sayısı daha da azalıyor. Bu kurumlarda bu sayı yalnızca 9,5. MEB’e bağlı olmayan özel kurumlarda sayı 6,8’e kadar geriliyor.

Öğretmen sayıları da aynı şekilde. Öğretmen sayıları MEB’e bağlı resmi kurumlarda daha fazla. Toplamda 30 öğrenciye bir öğretmen düşüyor. MEB’e bağlı resmi kurumlarda 43,4 öğrenciye ise 1 öğretmen denk geliyor. MEB’e bağlı olmayan resmi kurumlarda öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ise 12,2.

BirGün'den Mustafa Kömüş'ün haberine göre MEB’e bağlı olan özel okul öncesi eğitim kurumlarında da öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 12,2. MEB’e bağlı olmayan özel kurumlarda ise 6,5 öğrenci başına bir öğretmen düşüyor.

"Büyük handikap"

MEB’e bağlı resmi kurumlardaki kalabalık sınıfları değerlendiren Ali Taştan çocukların okulla ilk kez bu dönem tanıştığına dikkat çekti. Taştan şunları söyledi: "Okul öncesi eğitimde ikili eğitime geçildi. Birincisi, ikili eğitim doğru değil. Tam gün eğitim olmalı. Çocukların gelişimi açısından bu önemli. Daha önemlisi, okul öncesinde sınıf mevcutlarının 15’lere düşmesi gerekiyor. Okul öncesi eğitim, çocukların eğitime ilk ayak bastığı dönemdir. Dolayısıyla sınıf mevcudunun kalabalık olması büyük bir handikap. Bu sayının 15 civarında sabitlenmesi gerekiyor, mevzuatta düzenlemeye gidilmesi gerekiyor.”

Taştan çalışan ailelerin okul öncesi dışında da çocuklarını bakıcıya bırakmak zorunda kaldıklarını hatırlattı ve şöyle devam etti:

“Devlet, yurttaşlarına okul öncesinden başlayarak lise sona kadar parasız, nitelikli bir eğitim vermekle yükümlüdür. O açıdan değerlendirildiğinde tamamını yanlış buluyorum. Ayrıca, okul öncesinde devlet okullarında da ailelerden para alınıyor. Bunun da olmaması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle okul öncesinde çocukların gelişimi tamamlanmamış olduğundan dolayı daha çok ilgiye ihtiyaçları var. Bu tür kalabalık sınıflarda, ikili eğitime dahi geçilse 30 kişilik sınıflar bir okul öncesi öğrencisi için çok fazla.”