Gündem

Öcalan'la görüşmeler niçin yapılamıyor?

"Öcalan'ın üzerindeki tecritin kaldırılması" talebinin de yer aldığı açlık grevleri 50. gününe girerken, avukatlarının Öcalan'la görüşmesi bir kez daha "gemi bozuk" denilerek red edildi

31 Ekim 2012 17:12

Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, 461 gündür görüşme yapılamayan Abdullah Öcalan'ın avukatlarının görüşme talebinin bir kez daha  "geminin bozuk olduğu" gerekçesiyle red edildiğini söyledi. Aktar, AKP'li bir milletvekilinin kendisini üç gün önce aradığını ve "Siz kesinlikle İmralı'ya gidermisiniz?" diye sorduğunu belirterek "Ben kendisine gidebileceğimi söyledim. Fakat daha sonra kendisinden bana herhangi bir geri dönüş olmadı" dedi.

Diyarbakır Cezaevi'nde açlık grevinde olan  tutuklu ve hükümlülerle görüşme yaptıklarını belirten Aktar CNNTürk'e yaptığı açıklamada, açlık grevindekilerin çok kararlı olduğunu ve kritik döneme girildiğini ölümler gerçekleşmeden görüşmelere başlanmasını gerektiğini söyledi. Aktar, sürecin Adalet Bakanı'yla ilişkili olmadığını, bu konuda hükümetin adım atması gerektiğini vurguladı.

"Öcalan görüşmek istemiyor olabilir mi?" sorusuna da Aktar şu yanıtı verdi: "Öcalan'ın avukatlığını üstlenen yirmi arkadaşımız şuan da bu nedenle cezaevinde. Buna tepki olarakta görüşmek istemiyor olabilir. Öcalan sesli kayıt alınan bir görüşme yapmak istemiyor. Avukatların davasında dinlenmek istediğini de söylemişti fakat bu telebi karşılık bulmadı"

Radikal gazetesi yazarı Oral Çalışlar da, Abdullah Öcalan'la görüşmelerin neden yapılamadığını ve açlık grevlerini, bir bakanlık yetkilisi ile görüştü. Çalışlar Radikal'deki köşesinde (31 Ekim 2012) yetkilinin "Bir tecrit söz konusu değil. Kardeşinin ziyaret edebileceğini söyledik. ‘Hayır, istemiyor’ dediler" yanıtını verdiğini aktardı.

Çalışlar, yazısında daha önce  "Ağabeyimle görüşme izni versinler, ölüm orucuna çözüm bulunabilir" diyen Mehmet Öcalan'ın,  Adalet Bakanlığı'nın  Öcalan’ın kardeşleriyle görüşebileceğini açıklamasının ardından Mehmet Öcalan’ın “Bir düşünüp karar vereceğiz" sözlerine de yer verdi.

Mehmet Öcalan'ın görüşmede çekimser kalmasını  KCK Yürütme Kurulu Üyesi Zübeyr Aydar'a soran Çalışlar'ın yazısındaki ilgili kısım şöyle: "Mehmet Öcalan’ın gitmesini siz mi istemiyorsunuz?' diye sordum.

Aydar şöyle konuştu: "Bizim bir ilişkimiz yok. Ancak neden ailenin, Mehmet Öcalan’ın üzerine böyle bir yük yüklenmek isteniyor? Olay aileyle ilgili değil ki! Mehmet Öcalan, siyasi sorumluluğu olan, böyle bir konuda, bu kadar ağır bir yükü kaldırabilecek bir kimse değil. Ben Mehmet Öcalan’ın yerinde olsam, buna tereddüt ederim."

Karar içerdekilerin

Kendisine, “Öcalan bırakın derse bırakırlar mı” diye sorduğumdaysa “Önce diğer cezaevlerine gidilir, talepler dinlenir, sonra İmralı’ya ve Öcalan’a gidilirse bence sorun çözülür diye düşünüyorum. Tabii ki buna yine de açlık grevindekiler karar verecekler...” şeklinde konuştu. Hükümete yakın bazı gazetelerdeki “Açlık grevlerine PKK karar verdi” başlıklı haberlere de tepkili: “Kararı içerdekiler verdiler. Bizimle hiçbir ilişkisi yok. Zaten bir insanın ölüme gitmesine nasıl karar verebiliriz ki? Bunlar doğru değil. Bitirecek olan da onlar. Bizler burada gelişmeleri endişeyle izliyoruz.”

Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu'da bugünkü (31 Ekim 2012)  "Öcalan, ailesiyle görüşmeyecek" başlıklı yazısında, cezaevlerindeki açlık grevlerini KCK'nın planladığını ileri sürdü.

Uslu'nun yazısının bir kısmı  şu şekilde: "PKK/BDP çevrelerinde konuşulan senaryo şu: “Geçen seferlerde denediğimiz Devrimci Halk savaşı ve Serhildan girişiminde başarısız olundu ama bu sefer bu iş öyle olmayacak. Cezaevlerinden ölüm haberleri gelecek. Bunu kimse engelleyemeyecek. Türk medyası ne kadar saklarsa saklasın Avrupa bu işin peşini bırakmayacak. Avrupa sayesinde büyük baskılar yaratacağız. Bu sefer sokakları hareketlendirip sonuç alacağız.”

"Bu plan çerçevesinde Ankara’daki “Müzakereci”nin liderliğinde bir grup tüm umutlarını İmralı’ya bağlayıp İmralı’ya çıkarma yaptılar. Daha sonra 21 eylülde Öcalan’ın kardeşini adaya gönderdiler. Ama aldıkları cevap karşısında Yeni Mahalle’deki hesap İmralı’ya uymadı.

"Buna rağmen bazı müzakereciler halen ölümleri Öcalan’ın durduracağını varsayarak, “Avukatlar İmralı’ya” diye adaya koster kaldırmaya kalkıyorlar. Böylesi temelsiz isteklerle insanları yanlış yönlendiriyor boş umutlar yaratıyorlar" dediği yazısında Uslu, görüşmeleri devletin engellemediğini Öcalan'ın kendisinin kabul etmediğini savundu.

Açlık grevleriyle, cezaevlerinde bir kargaşa yaratılmaya çalışıldığını ifade ettiği yazısında Ulu şöyle devam etti:  "PKK/KCK’nın amacı net. Cezaevleri üzerinden bir kargaşa yaratıp geçen yıl başaramadıkları Kürt Baharı girişimini yeniden denemek. Bu amaçtan barış çıkmaz. Boş umutlar yaratıp insanları oyalamak, yanlış adreste barış arayıp insanların umutlarını tekrar tekrar öldürmek yerine gerçekçi olalım. Öcalan veya PKK’dan medet umacağımıza, hükümeti Kürtlerin haklarını PKK’ya rehin etme diye özendirerek en azından Kürt sorununun çözümüne gerçekçi katkılar yapalım"

Öte yandan, dün(30 Ekim 2012) BDP'nin yaptığı 'topyekün direniş' eyleminde konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, cezaevlerinde açlık gervinde olanların taleplerini ifade ederek "Açlık grevi yapanların talebi 'Mehmet Öcalan adaya gitsin' değil 'Abdullah Öcalan'ın adadan gelmesidir" dedi.