Gündem

Öcalan, Kürtlere Yemen'i Tunus'u örnek gösterdi

Abdullah Öcalan, ''Çözüm umudum kalmadı. Kendinize güveniyorsanız işte Yemen'deki, Tunus'taki örnekleri görüyorsunuz, ben sizi tutmam" dedi.

30 Nisan 2011 03:00

T24 - Abdullah Öcalan, ''Çözüm umudum kalmadı. Kendinize güveniyorsanız işte Yemen'deki, Tunus'taki örnekleri görüyorsunuz, ben sizi tutmam. Gücünüz yetiyorsa hazırlığınızı yaparsınız, demokratik özerkliği kurar, hayata geçirirsiniz'' dedi.

DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk ve beraberindeki avukatların önceki gün Abdullah Öcalan ile İmralı adasında gerçekleştirdikleri görüşmenin ayrıntıları Fırat Haber Ajansı'nda yayımlandı.


Öcalan'ın verdiği mesajlar özetle şöyle:


Kimsenin can güvenliği yok

Öyle anlaşılıyor ki siyasi ve askeri operasyonlar durmayacak. Hatta daha da büyük bir yönelime hazırlanıyorlar. Seçimden sonra operasyonları derinleştirebilirler. İki yönlü yapıyorlar; kırda ve şehirde birlikte yürütüyorlar. Vekillere, siyasetçilere de yönelebilirler. Leyla Zanalara yaptıkları gibi de yapabilirler. Kimsenin can güvenliği yok. Önemli bir sürecin içindeyiz.


Devlet heyeti, YSK kararının açıklandığı gün İmralı'daydı

Yaklaşık üç yıldır burada görüşmeler yapıyorum, hatta YSK kararıyla aynı günde bir görüşmem de oldu. Son görüşme tam da YSK'nın kararını verdiği gün yapıldı, ilginçtir. Bu karar buradaki görüşmeleri sabote etmeye dönüktür.


Devlet heyetinin Hakkari saldırısından haberi yoktu

Bir seferinde de tam buraya benimle görüşmeye geldiklerinde Hakkari'deki 9 köylünün katledilmesi olayı yaşanmıştı. Onlar da ne olduğunu anlamamıştı, habersizdiler. Yine yaptığım bir başka görüşme de tam da bu KCK tutuklamalarının başladığı güne denk gelmişti.


CIA başkanı neden Türkiye'ye geldi?

CIA Başkanı gelip burada beş gün boşu boşuna kalmadı, en önemli gelişme budur. Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye ve Amerika gizli bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre Amerika'nın Suriye, İran ve Libya politikalarını Türkiye alttan destekleyecek. Kürtlere istediği gibi yönelecektir. Kürtler defalarca katliamdan geçirilse de Amerika'nın hiç umurunda olmaz, çıkarları için Kürtleri de herşeyi de feda ederler. Kürtlerin katledilmesi, binlercesinin ölmesi umurlarında değildir. Bu çerçevede hem askeri operasyonlar yoğunlaşıyor, yoğunlaşacak hem de Kürt siyasetçilerinin ileri gelenleri ve kadrolar hedeflenecek, etkisizleştirilmeye çalışılacak. Bu, tutuklamayla olur, başka biçimde olur.


ABD malvarlıkları olmadığını bilmiyor mu?

Amerika, üst düzey PKK'lılar hakkında malvarlığını dondurma kararı vermiş. Bu arada da Türkiye Amerika'dan helikopter ihalesi aldı. Bizim malvarlığımız mı var? Amerika bilmiyor mu ki bunların malvarlıkları yok. Aslında çok ince yöntemleri var, bu onlara bir mesajdır. "Ben sizinle uğraşıyorum" mesajını veriyor, "sizin hakkınızda bir karar aldım" demiş oluyor.


Talabani ve Barzani'nin ömrü 24 saattir

Talabani ve Barzani de tehlikelerin farkında olmalıdırlar. Onlar da bu oyunun içine alınıyorlar. Fakat şunu net bilmelidirler ki, PKK olmazsa onların ömrü sadece yirmi dört saattir. Eğer PKK'yı tasfiye ederlerse sıra onlara da gelir. Onları yirmi dört saatte bitirirler. Talabani ve Barzani bu tehlikelere karşı ve Kürtlerin ortak çıkarı için Demokratik Ulusal Kongre'yi toplamalıdırlar.


Alternatif bir Kürt partisi oluşturmaya  çalışılıyor

Askeri ve siyasi operasyonlarla BDP ve PKK tasfiye edilmeye çalışılıyor. Yerine bazı işbirlikçi Kürtlerle görüşüp sahte bir Kürt oluşumu yaratmaya, alternatif bir Kürt partisi oluşturulmaya çalışılıyor. Aslında bunlardan Kürt partisi de olmaz, Kürtler bunların partisini kabul etmez. Bunları Kürtlerin üzerine sürüyorlar. Altında başka şeyler, planlar var. Bunlardan Kürt partisi falan da olmaz, başaramazlar, bir alternatif olamazlar.


Kürtlerden uzak dursunlar

Kürtler şu anda ateş topu olmuşlar. Her gün cinayet, tutuklamalarla karşı karşıyalar. Akıllarını başlarına alsınlar, ateş topuna dönmüş Kürtlere yaklaşmasınlar. Uzak dursunlar Kürtlerden. Diğer partilerden aday olan Kürtler de bunu böyle bilmeli. Onlar da bunların farkında olmalı ve kendilerini bu politikalara alet etmemeli, kullandırtmamalıdırlar.


15 Haziran'a kadar netleşecek

İsmail Beşikçi doğru söylüyordu; “Öcalan'ın tutukluluk koşullarında müzakere yürütmesi doğru değil" demişti. Bu süreci götürecek kimse olmadığı için sorumluluğu üstlenmek zorunda kaldım. Benden başka kimse var mı? Kim yapacak? Görülüyor elim kolum bağlı. Daha önce "dar bir koridordayım, kıpırdayamıyorum, hareket alanım kısıtlı" demiştim.


Devlet heyeti inisiyatifli değil

Tek yapabildiğim buraya gelen heyetle görüşmeleri sürdürmek. Bunu da bir umut ışığını değerlendirmek için yapıyorum. Ama öyle anlaşılıyor ki bunlar (devlet heyeti) inisiyatifli değil. AKP'ye belirlediğimiz çözümü kabul ettiremiyorlar, ikna edemiyorlar. Anladığım kadarıyla ne orduya ne de AKP'ye burada belirlediğimiz çözümü kabul ettirebiliyorlar.


 Devlet heyetinin yetki düzeyi yükseltilsin

KCK tutuklamalarından, operasyonlardan onlar da rahatsız olduklarını, yanlış olduğunu söylüyorlardı. Heyetin yetki düzeyi düşüktür, yükseltilmesi gerekir.


Devlet heyeti, bir iki kez daha gelecek

15 Haziran'a kadar bir ya da iki görüşme yapma ihtimali var. Bu görüşmelerden sonra artık durum netleşecektir. Yol haritasındakilerden daha somut-pratik bazı öneriler içeren kısa metinler hazırlayacağım. Daha farklı, daha somut, net yapılması gereken şeyler var. Bunlar da yapılmazsa zaten yapacak bir şey kalmaz. Bu durum 15 Haziran'a kadar netleşecek, herşey bu tarihte belli olacak.


Gerilla kendi öz savunmasını yapsın

Gerillaya da sesleniyorum. Kendi öz savunmalarını kendileri yapsınlar. Yirmidört saat gerillacılık yapacaklar. Gerilla yirmidört saat gerilladır. Her an uyanık ve tetikte olmaları gerekiyor.


Yeter artık zorladığım

BDP, DTK, Kandil oturup değerlendirmek durumunda. Kendi kararlarını almak durumundalar. Kendi kararlarını almalıdırlar. Söylediğim gibi yirmi yıldır herşey benim omuzlarıma yıkılıyor. Yeter artık beni bu kadar zorladıkları. Burada yapacaklarım sınırlı, koşullarım zor, uygun değil. Ne yapacaklarsa kendileri bilir.


Büyük ihtimalle çözüm gelişmeyecek

Büyük ihtimalle çözüm gelişmeyecek, tasfiye geliştiriliyor. Onlar da hazırlıklarını buna göre yapacaklardır. Onları bu davaya ben çağırmadım, vazgeçin de demem. Ben 'bırakın' desem bile özgürlüğüne, onuruna düşkün Kürt halkı bu özgürlük mücadelesini bırakmaz. Ama "gücümüz yetmiyor, biz Ermeniler gibi soykırıma uğramaktan, katledilmekten korkuyoruz diyorsanız", ona da saygı duyarım.


BDP, DTK ve Kandil'e çağrı

Eğer "bu mücadeleyi sürdüreceğiz" diyorsanız da gereğini yapın, öyle konuşmakla olmuyor. Kendinize güveniyorsanız işte Yemen'deki, Tunus'taki örnekleri görüyorsunuz, ben sizi tutmam. Bazı yerlerde sonuç aldılar. İşte Tunus'ta biri kendini yaktı, onun üzerine üç gün ayaklandılar.


15 Haziran'a kadar süre, sonra Demokratik özerklik

Dağdan da bir şey beklemeyin. Göze alabiliyorsanız gereğini yaparsınız. Biz 'diyalog sürecine şans verme adına 15 Haziran'a kadar biraz bekleyip görelim' dedik. Ama şimdi yaşananlar ortada. Kendi kararlarını kendileri vermelidirler. Gücünüz yetiyorsa hazırlığınızı yaparsınız, demokratik özerkliği kurar, hayata geçirirsiniz.