Gündem

Öcalan, Demirtaş'a 'Seni liderliğe hazırlıyorlar ama ben tedbirlerimi aldım' mı dedi?

Markar Esayan, Öcalan ile Demirtaş arasında liderlik konuşması geçtiğini öne sürdü

19 Şubat 2015 13:40

Yeni Şafak yazarı Markar Esayan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la Ağustos 2013’te yaptığı görüşmede “Seni liderliğe hazırlıyorlar, farkında mısın? Anladım, heveslisin, liderlik yapabilirsin ama ben önderlik tedbirlerimi çoktan aldım, bunu da bil” dediğini iddia etti.

Markar Esayan’ın Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (19 Şubat 2015) nüshasında yayımlanan, “Demirtaş bir Adams değil, sanırım olamayacak da...” başlıklı yazısı şöyle:

 

Demirtaş bir Adams değil, sanırım olamayacak da...

 

Güvenlik Yasası paketi için kopartılan gürültünün içerikle ilgisinin olmadığını ifade ederek söze başlayalım. Ancak ilginç bir koalisyon bu vesileyle de tekrar zuhur ediyor. HDP, PKK , CHP ve MHP aynı saftalar.

Bu güvenlik yasası paketi, Kandil’in bir iç savaş çıkarma girişimine karşı hazırlanmıştır. Bunu bal gibi CHP de, MHP de, HDP de, PKK da biliyor. Siirt’te içinde altı kadın bulunan sivil aracı RPG ile patlatan, şu ara uçaksavar edinen bir örgütün molotofa işi düşmez herhalde.

Bu paket 6-7 Ekim’de Kandil ve HDP’nin çağrısıyla 52 vatandaşın vahşice ölümüne yol açan kalkışmaya bir daha yeltenilmesin diye çıkarılıyor.

Bunu bal gibi CHP de, MHP de, HDP, PKK da biliyor.

Ancak savaşan bir PKK, bu beş benzemelerin bağlantı kayışı... Ülke yönetiminin halk iradesine geçmesini istemeyen kim varsa, savaşan PKK’nın arkasına hizalanmış vaziyette. Ümit ediliyor ki, Çözüm Süreci çöker, Öcalan etkisizleştirilir, böylelikle Kürt mahallesi olmadan olmayacak sokak hareketleri/içsavaş başlatılmış olur.

İşte Güvenlik Yasa Tasarısı karşısındaki ittifak bununla alakalı. Nasıl 6-7 Ekim’de Kobani kaldıraç olarak kullanıldıysa, şimdi de güvenlik paketi istismar ediliyor.

3 Ocak 2013 gününden beri, sağ olsun HDP’den sürece zerre kadar destek gelmediği gibi, sürekli dezenformasyon politikası izlendi. Hep karamsarlık yaydılar. Müzakerenin tek muhatabı olan hükümete sürekli tehdit savurdular. Savaş sözü ağızlarından eksik olmadı.

HDP Kandil’in yansıması, bunu biliyoruz. Bu ne kadar hafifletici bir sebep, onu bilemem. Oysa bu süreçteki temel formül; şiddetin bitmesi, siyasetin güçlenmesi idi. Bu durumda HDP’nin güçlenmesi, Sayın Demirtaş’ın 52 insanın öleceği çağrılar         yerine, Kandil ile devlet arasında süspansiyon görevi yapması gerekiyordu.

Dün Abdülkadir Selvi, “HDP’nin başında bir Gerry Adams olsa, çözüm sürecine çok olumlu katkısı olurdu” diye yazıyordu. Yani IRA’nın siyasi kanadının liderinden bahsediyordu.

Maalesef öyle bir sivil/cesur lider çıkartamadı Kürt hareketi. Leyla Zana’yı “Bu sorunu Erdoğan çözer” dediğine pişman ettiler. Öcalan’ı etkisizleştirmek, “devletin adamı” ilan etmek için el altından çalıştılar.

Oysa 4 Şubat’ta İmralı’ya giden HDP Heyeti’ne Öcalan “Silahlı mücadelenin bitirilmesi çağrısı yapılması ve silahsızlanma kongresi toplanması”nı içeren bir mesaj vermişti. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve çeşitli hükümet çevrelerinden gelen “Her an müjdeli bir gelişme olabilir” açıklamaları da bununla bağlantılıydı.

Demirtaş ve heyet, işte bu tarihi mesajı günlerce sır gibi sakladı. Ama KCK’dan gelen zehir zemberek mesajları anında açıklamak için hiç tereddüt göstermezlerdi. 3 Ocak 2013 günü adaya giden ilk heyet de, Öcalan’ın “Silahlı mücadele dönemi bitti” açıklamasını saklamıştı. Demirtaş grup toplantısında sinirli jestlerle mesajı reddetmişti.

Nitekim evvelki gün, Demirtaş çağrıyı önce doğruladı, sonra 10 madde arkasına sığındı, ardından da KCK “Süreç bitme noktasında” açıklaması geldi.

Basit bir soru soralım: Neden? Süreci bitirecek hangi haklı gerekçe var?

Biz gerekçe bulamadığımız için, sorunun cevabını Cengiz Çandar’dan alalım.

“Ama, Çözüm Süreci’nin “İmralı+Kandil” tarafı ne karşılığında, “devlet tarafı”nın anladığı ya da istediği “tahkim edilmiş ateşkes”e “peki” diyecek?

(...)

“Kürt siyasi hareketi”nin, geçmişte bunca bedel ödendikten sonra ve hele 2015 yılı itibarıyla “Kobani deneyimi”nin yaşanması üzerine, “çıtanın bu kadar düşük tutulacağı” bir “sonuç”la yetinmesi ve bunu “çözüm” olarak benimsemesi ve benimsetmeye çalışması beklenemez.

(...)

“İktidar, Öcalan kartını çok hor kullanıyor ve kontörler bitme sinyali veriyor... Sanki Kandil ve HDP yaramaz çocuk ve Öcalan da onların kulaklarını bükmek için habire devreye sokulan öğretmen.” (Amberin Zaman’dan alıntı.)

(...)

HDP, seçim döneminde kıyasıya çekişirken, “Kürt sorununa dair elle tutulur ve sağlam güvenceler elde etmeden” Tayyip Erdoğan’ın mutlak iktidarına “yeşil ışık” yakar mı? (“Kobani sonrası gerçekler ve ‘gerçekçi’ olma gereği”, 08.02.2015)

Çandar bu yazısında Demirtaş’a güzellemeler yapmaktan imtina etmemiş. Öcalan iktidarın istediği gibi kullandığı bir kukla, Demirtaş da parlak/gerçekçi lider olarak resmediliyor.

Öcalan’ın 2013 Ağustos ayındaki İmralı görüşmesinde Demirtaş’a söylediği cümleler ile yazıyı bitirelim ki, taşlar yerine otursun.

“Seni liderliğe hazırlıyorlar, farkında mısın? Anladım, heveslisin, liderlik yapabilirsin ama ben önderlik tedbirlerimi çoktan aldım, bunu da bil.”