Gündem

'Obama'nın özgüven çağrısı düşündürücü'

ABD Başkanı Obama'nın Almanya ziyareti ve Avusturya'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda aşırı sağcıların yaptığı çıkış, Alman basınında öne çıkan yorum konuları...

26 Nisan 2016 01:42


Frankfurter Allgemeine Zeitung, ABD Başkanı Barack Obama'nın Hannover kentindeki temaslarını ve verdiği mesajları irdeliyor:

“Büyük huzursuzluğun hakim olduğu bir dönemde Obama'nın uyarıcı, cesaretlendirici sesi daha da dikkat çekiyor. Obama, ABD'nin ve tüm dünyanın güçlü bir Avrupa'ya ihtiyacı olduğunu belirterek, ‘Avrupa'nın bütünlüğü hepimiz için bir gerekliliktir‘ mesajını verdi. Bunu en son ne zaman duymuştuk? Obama'nın Başkan olarak muhtemelen Almanya’ya yaptığı bu son ziyarette Avrupalılara öz güven çağrısını bu kadar güçlü bir şekilde yapması hem memnun edici, hem de düşündürücü. Bu çağrı tabii ki ulaşılmış olan şeylere dayanarak kendi başarısını teyit anlamına gelmiyor. Obama, günümüzün ve geleceğin gerekliliklerine dikkat çekiyor. Avrupa güvenliği için daha fazlasını yapmalı, bu güvenliğin tehdit altında olduğu alanlarda daha faal olmalı ve bunu bir ABD Başkanı beklediği ya da talep ettiği için değil, kendi çıkarına olduğu için yapmalı.“

Münster'de yayımlanan Westfälische Nachrichten gazetesi de Obama'nın ziyareti konusunda şu değerlendirmede bulunuyor:

„Barack Obama Avrupa'nın vicdanına hitap etti ve aynı zamanda Atlantik aşırı ortak değerlerin altını çizdi. ABD Başkanı'nın Almanya'ya son ziyareti, Batı'nın geleneksel birliğinin bir gösterisiydi. Ancak bu ziyaret on yıllardır süren ortaklıkta fırsatların ve rizikoların arasındaki çizginin de ne kadar ince olduğunu gösterdi. Amerika'nın istikrar için güçlü bir Avrupa'ya ihtiyacı var. Ve Avrupa da partner olarak ABD'ye muhtaç. Avrupa Birliği'nde giderek artan milliyetçi akımlar karmaşayı daha da artıran etkenler. Obama'nın Avrupalılara yükümlülüklerini hatırlatması doğru, ama aynı zamanda da neredeyse utanç verici bir durum.”

Avusturya'da pazar günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda iktidar partilerinin adaylarının sandıkta varlık gösterememesi ve aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü Partisi'nin (FPÖ) adayı Norbert Hofer'in yüzde 35'lik sürpriz oy oranıyla bu turun galibi olması Almanya'da da geniş yankı uyandırdı. İkinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin Süddeutsche Zeitung şu değerlendirmeyi yapıyor:

„Avusturya'daki Hristiyan Demokratların ve Sosyal Demokratların inanılmaz çöküşüne, Avrupa'nın genelindeki partiler sistemini silkeleyecek bazı yeni olgular neden oldu. Siyasetle ilgilenmeyen tok toplumlar popüler mesajlara kolay kapılıyorlar. Karmaşık dünya ile basit açıklamalara duyulan özlem ciddi bir tezat oluşturuyor. Dünyanın ve küreselleşmenin baskısına karşı güçlü bir duvarın işe yarayacağı sanılıyor. Hatta bu duvar öncelikle kafalarda örülüyor. Avusturya'daki halk partileri uzun süre işin kolayına kaçtılar ve en önemli mesajı unuttular: Demokrasi kolay bir iş değil ve uğruna yoğun bir şekilde mücadele verilmesi gerek. Şimdi bu partiler, olayları basite indirgeyen ve kaba kuvvete göz kırpanlar tarafından bir kenara itiliyor. Bu gelişmelerin sonuçlarını idrak etmek için önlerinde dört haftaları var.”

Avusturya 22 Mayıs'ta tekrar sandık başına gitmeye hazırlanırken Heilbronner Stimme gazetesi Avusturya'da ve Almanya'da aşırı sağcıların yükselişini konu ediyor yorum sütununda:

"Avrupa'da sağcı popülistler siyasi arenaya yerleşti. Profesyonelleşen bu partiler, mülteciler, Euro ve İslam gibi konuları korkuyla harmanlayarak kendi alanları ilan ettiler başarıyla. Almanya için Alternatif (AfD) ile Almanya da bu realitenin farkına vardı. Avusturya'daki gelişmelerin ışığında şimdi kimse, AfD'nin kendiliğinden ortadan kalkacağına ve kamuoyu araştırmalarındaki destek oranının mülteci sayılarına paralel olarak gerileyeceğine inanmasın artık. Almanya'daki yerleşik partiler Avusturya'daki seçimlerden kendilerine ders çıkarmalı ve sağcı popülistlerle onlara küfrederek ve dile getirdikleri endişeler uydurmaymış gibi davranarak mücadele edilemeyeceğini öğrenmeli.”