Dünya

Obama'nın birinci yılındaki çalışmaları

Quindlen, Başkan’ın çok büyük hedefler koyarak yola çıktığını ifade etti.

03 Kasım 2009 02:00
Newsweek dergisinden Anna Quindlen derginin bu haftaki sayısında Başkan Barack Obama’nın görevde geçirdiği bir yıllık süreyi değerlendirdi.




Amerikan toplumunun Obama ilk seçildiği günlerde kendisinin başarı ihtimalini çok düşük gördüğünü hatırlatan Quindlen, Başkan’ın çok büyük hedefler koyarak yola çıktığını ifade etti.

Obama’nın gündemindeki konuların başında evrensel sağlık hizmeti sorunu geliyor. Bu konuda yapılması gerekenler ve muhtemel sonuç arasındaki fark o kadar büyük ki Başkan’ın iktidarının sınırları böylece ortaya çıkıyor.

ABD’nin istisnai durumuyla övünmeyi sevenlerin böbürlenerek Amerikalıların böyle bir sisteme ihtiyacı olmadığını söylemelerini seyretmek sevimsiz bir durum olabiliyor. Zira bugün sağlık harcamaları dolayısıyla iflas eden ya da paraları yetmediği için tedavilerini yarıda bırakmak zorunda kalan kişiler var.

Sağlık reformu paketi kabul edilse bile bugünkü koşullar Obama’nın kampanyası sırasında dile getirdiği sağlık planından çok uzakta kalıyor. Başkan’ın vaat ettiklerini yerine getirmesi için uzun bir zaman içinde adım adım değişiklikler gerekiyor.

Başkan’ın kampanyası sırasında vaat ettiği bir başka konu da terör olaylarının hemen ardından açılan ve terörle mücadele sürecindeki olumsuzlukların sembolü haline gelen Guantanamo hapishanesinin Ocak ayında kapatılmasıydı.

Guantanamo'da söylemek kolay yapmak zor

Quindlen bu amacın övgüye değer olduğunu ancak söylemenin uygulamaktan daha kolay olduğunu belirtti. Zira bugün Guantanamo’da ABD’ye getirilmeleri Kongre’nin kararıyla yasaklanmış 200 tutuklu var ve Obama yönetimi meseleyi kendi yapmak istemediği işi yabancı hükümetlere yaptırmak istemeye indirgemiş durumda. Ancak tutuklu dört Uygurluyu almayı kabul eden Bermuda hariç hiçbir ülke yardıma koşmuş değil.

Başkan’ın verdiği sözlerden bir başkası ordudaki binlerce seçkin askerin eşcinsel oldukları için ordudan ayrılmalarına sebep olan “sorma, söyleme” politikalarının sona erdirilmesiydi. Başkan Obama eşcinsellere eşitlik yürüyüşleri öncesinde İnsan Hakları Hareketi’nde yaptığı konuşmada “ilerleme sizin arzu ettiğinizden daha uzun sürede gerçekleşebilir” sözlerini kullanmıştı.

Quindlen Obama’nın vaatlerini yerine getirmesinin çok uzun sürmesini Başkan’ın seçim kampanyası sırasında çizdiği karakter resmiyle kendi karakterin farklı olmasına bağladı. Genç olması ve siyah olmasından dolayı özellikle ABD’deki liberallerin kendisinden devrimci bir politika uygulamasını beklediğini ifade eden yazar, Obama’nın tam tersine metotlu, düşünceli, anlaşmadan ve ilerlemeden yana olan bir siyasetçi olduğunu belirtti.

Obama’nın Irak ve Afganistan savaşlarını sonlandırmakta acele etmemesinin ardında da bu yatıyor. Bu tavrı Obama’nın radikal ya da gülünç olacak kadar sosyalist ya da geri kafalı olarak görülmesine yol açıyor.

Obama nüans adamı

“Obama bir nüans adamı” diyen Quindlen hükümetin de bu şekilde hareket ettiğini ifade etti. Zaten Amerikan tarihinin başından beri adım adım gitme eğilimi önemini koruyor. Amerikalılar “büyük düşünüp büyük hareket etmeyi” bildiklerini söyleseler de tarihin akışına bakıldığında Abraham Lincoln’ün köleliğe son verişinin bile adım adım gerçekleştirildiği görülüyor. Lyndon Johnson hükümetinin 1965’te seçme ve seçilme eşitliği alanında elde ettiği büyük başarılar bile geçmişte atılan adımların üzerine inşa edilmişti.

Quindlen, ülkeye gerçek değişiklikler getiren başkanların bunları hep yavaş yavaş yaptığını hatırlatarak sözlerine şöyle son verdi:

“Eğer Amerikan halkı Obama’nın oy verdikleri Başkan olmasını istiyorlarsa, siyasi elitleri istemedikleri yöne itmeyi başaran seçmenler gibi davranmalılar. Ancak şunu da akılda tutmak gerek: Sistemimiz ne kadar büyük olursa olsun korkusuz değişiklikler asla korkusuz değildir.”