Nürnberger Nachrichten'de yer alan yorumda AB ile müzakereler durdurulursa Erdoğan'ın Türkiye'de daha fazla destek kazanacağı savunuluyor:
‘‘Schulz gibi tecrübeli bir Avrupalı nasıl bu denli acemice bir hata yapabilir? Türkiye ile üyelik müzakerelerini durdurmak Avrupalıların yapabileceği en aptalca hata olur. Bu hamleyle Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürmüş olurlar. Böyle bir durumda Erdoğan öfkeli bir biçimde halkın karşısına çıkıp gürleyebilir: ‘Gördünüz mü ben size söylemiştim: AB bir Hristiyan kulübü, bizi orada istemiyorlar!'. Böylece, otokratik ‘sultanlarının‘‘ ülkeyi iyi bir geleceğe taşıdığından şüphe duyanlar dahi Erdoğan'ın arkasında toplanmaya başlayacaktır.‘‘
Landeszeitung Lüneburg'da ise ABD Başkanı Donald Trump'ın genç göçmenleri koruyan programı iptal etme kararı ABD demokrasisine darbe olarak yorumlanıyor:
''Onay oranı düştükçe Donald Trump, Beyaz Saray'da adeta şartlı reflekslerle yöneticiliğe geçiyor. Göçmenleri günah keçisi ilan ediyor ve Barack Obama'nın kurduklarını yerle bir ediyor. Bu adım, ABD demokrasisinin köklerine bir balta darbesidir. Tek suçları anne babalarının ülkeye yasadışı yollardan girmesi olan ‘‘Hayalperestleri‘‘ (Dreamers) sınırdışı etmek bir tür kolektif cezalandırmadan farksız. Kaldı ki, bu suçlamalar normalde diktatörlüklerin karakteristik özelliğidir, şimdi ise dünyanın en güçlü demokrasisinde bu duruma şahit oluyoruz. Trump, azınlıktaki ‘unutulmuş Amerikalılar‘ adına ABD demokrasisinin ruhuna zarar veriyor. ‘Hayalperestler‘ ABD'yi yücelten öncülük ruhunun tam bir örneği. Onların korunması da aslında Trump'ın bağnaz taraftarlarının her fırsatta haykırdığı etik değerlerle örtüşüyor.''
Kölner Stadt-Anzeiger'da yer alan yorumda Kuzey Kore lideri Kim ile Batılı müttefikler arasında bir diyalog kurulması gerektiğine vurgu yapılıyor:
''Trump gibi bir adam için oldukça zor olsa da Kim ile diyaloğa geçmenin vakti geldi. ABD ve aralarında Almanya'nın da bulunduğu müttefikleri köşeye sıkışmış gibi görünüyor. Daha da ağırlaştırılmış yaptırımların, sonuç alınamayan ağır yaptırımların başaramadığını başarması bekleniyor. Zira, herkes Kim'in müzakerelerle ilgilenmediğini söylüyor. Bu doğru olabilir. Kim'e eşit seviyede bir muhatap olarak tanındığı hissi verilememiş de olabilir. Doğrudan diyaloğun başarılı olacağına ilişkin bir garanti de yok. Ancak denenmesi şart, zira bu tablo ancak daha da kötüye gidebilir.‘‘
Mittelbayerische Zeitung'da ise aynı konuya ilişkin satırlarda diyalog sürecinde sabırlı olunmasının önemine dikkat çekiliyor:
''Birbirinden oldukça farklı yöntem mevcut ve bunlardan hiçbiri de kısa vadede bir başarı garantisine sahip değil. Bu yöntemlerin her biri ise birbiriyle çelişkili ögeler içeriyor. Ancak şu kadarını söylemek mümkün: Yalnızca farklı metotların uygulanmasıyla bir başarı perspektifi yakalanabilir. Ve tabii bir de sabır seviyesini olabildiğince yüksek tutmak olmazsa olmazlardan.''
SÖ/HS
© Deutsche Welle Türkçe