OHAL kapsamındaki Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kamudaki görevlerinden ihraç edilmelerinin ardından “İşimizi geri istiyoruz” talebiyle 120 gündür açlık grevinde olan, 49 gündür de tutuklu bulunan akademisyen Nuriye Gülmen 44, öğretmen Semih Özakça ise 62 kiloya düştü. İki eğitimcinin artık yürüyemediği öğrenildi. Ablası için deniz feneri uçurduğu için ifadesi alınan Gülmen'in kardeşi, ablasının durumuyla ilgili "Ablamın kazanacaklarına dair inancı tam, benim de öyle. Ablamla gurur duyuyorum" dedi. Özakça'nın dedesi ve annanesi ise açlık greviyle ilgili "Endişeli ve üzgün olarak gelişmeleri izliyoruz. Görevine iadesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre, tutuklu eğitimci Nuriye Gülmen ile Semih Özakça, açlık grevinin 119. gününü geride bıraktı. Açlık grevine başlamadan önce 59 kilo olan Gülmen 44 kiloya, 86 kilo olan Özakça 61 kiloya düştü. İki eğitimci artık yürüyemiyor.
Tutuklu eğitimci Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın açlık grevinin 119. Yüksel Caddesi yine boş kalmadı. Veli Saçılık ile birlikte Yüksel Caddesi’ne gelen eylemciler, ‘Nuriye ve Semih işe geri alınsın’ pankartı açtı. “Anayasal hakkımız” diyerek basın açıklaması yapmak isteyen eylemcilere ‘dağılın’ anonsu yapan polis ekipleri basın açıklamasına izin vermedi. Eylemciler yine yerlerde sürüklendi.
‘Gurur duyuyorum’
Açlık grevindeki akademisyen Nuriye Gülmen’in kız kardeşi (21) Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde ikinci sınıf öğrencisi. Üniversiteye başladığı günden beri Kredi Yurtlar Kurumu’na (KYK) bağlı Bala Hatun Kız Yurdu’nda kalan Gülmen, geçen hafta cuma günü yurt müdürünün babasını telefonla aradığını belirterek, “Yurda gidip, ifade vermem gerektiği söylenmiş. Yurda gittiğimde de emniyetten yurda yazı geldiğini, bu yazı doğrultusunda hakkımda yurttan ‘Süresiz ilişik kesme’ şeklinde işlem yapılabileceğini öğrendim. Hakkımda ne şekilde işlem yapılacağına emniyet karar veriyor. ‘Bu kızı yurttan atacaksınız’ diyor. Yurtta kalmak için belli kurallar var, onlara uyan biriyim” dedi. Emniyetin böyle bir yazı gönderdiğine şaşırmadığını söyleyen Gülmen, “Suçlanabileceğimi düşünmüştüm. Hatta ne zaman başıma bir çorap öreceklerini merak ediyordum. Uğur Kurt’un annesine avukatın saatini kopardığı için dava açılmıştı. Bana da bu yapılabilirdi. Kısacası ablam için dilek feneri uçurdum diye talimatla yurttan atılacağım” diye konuştu.
‘Artık çok zayıfladı’
Gülmen ablası ile en son bayramda görüştüklerini belirterek özetle şunları söyledi: “Ablam çok zayıfladı artık. Otururken bile ağrısı olduğu için genelde uzanıyor. Hiçbir işini tek başına yapamıyor. Avukatlarından aldığım haberlere göre sağ böbreğinde şiddetli bir ağrı varmış, kollarını kullanabildiği için sevinmiş. Bir an önce işlerini geri kazansınlar, sağlıklı günlerine geri dönsünler istiyorum. Ablamın kazanacaklarına dair inancı tam, benim de öyle. Ablamla gurur duyuyorum. Kimsenin sesini çıkaramadığı bir zamanda Yüksel’de bir direniş yarattılar.”
Ablasıyla olan ilişkilerine de değinen Gülmen, “Beni dinler, dünyayı ve kendimi anlamamda yol gösterir. Sürekli sevgisini ve emeğini verir” dedi.
Özakça'nın dedesi ve anneannesi: Çok acı çekiyoruz
KHK ile ihraç edildikten sonra Ankara’da akademisyen Nuriye Gülmen ile birlikte oturma eylemi ve açlık grevine başlayan, açlık grevinde 120. güne giren öğretmen Semih Özakça’nın Eskişehir’in Seyitgazi ilçesine bağlı Doğançayır mahallesinde yaşayan dedesi Ali Rıza Özakça ile anneannesi Naciye Özakça gazetemize konuştu. Çiftçilik yaparak geçimini sağlayan dede Ali Rıza Özakça, Semih Özakça’nın babasız olarak büyüdüğünü ve onu kendilerinin yetiştirdiğini belirterek, “Onu biz büyüttük. Eğitiminin liseye kadar olan bölümünü köyde okudu. Öğretmenleri onu çok takdir ederdi. Okullarını başarı belgeleri ile bitirdi. Öğretmenlik mesleğini çok severdi. Onun görevine geri iade edilmesini bekliyoruz. Bizler de burada onun durumuna bakarak çok acı çekiyoruz. O karıncayı bile incitmezdi. Kendisinden açlık grevini bitirmesini istedik. Herhangi bir suç işlemediğini bunun için açlık grevini bitirmeyeceğini söyledi. Onun hayatından ve geleceğinden endişe ediyoruz” diye konuştu. Anneanne Naciye Özakça da, torunlarına bir şey olacak diye geceleri uyuyamadığını belirterek, “Endişeli ve üzgün olarak gelişmeleri izliyoruz. Görevine iadesini istiyoruz” dedi.