MHP’den ihraç edildikten sonra uzunca süre ‘partileşme’ konusunda nabız yoklayan ve 16 Nisan referandumundan sonra “parti kurma kararı” alan eski İçişleri Bakanı ve TBMM Başkan Vekili Meral Akşener, kurucular kurulunu çarşamba günü Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenecek törenle açıklayacak. Aynı gün partinin kuruluş dilekçesi de İçişleri Bakanlığı’na verilecek. Partinin kurucuları arasında yer alan Nuri Okutan partinin kuruluşunu "Devletin çivisi çıkmış durumda. Çivileri yeniden çakmak için geliyoruz" diye niteledi.
Akşener önderliğinde kuruluşu bu hafta ilan edilecek partinin kurucuları arasında yer alması beklenen Nuri Okutan, partinin hedeflerini anlattı.
Cumhuriyet'te yer alan habere görÜmit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu, Koray Aydın, Nuri Okutan’ın da aralarında bulunduğu MHP kökenlilerin yanı sıra, eski DYP’li bakanlardan Nevzat Ercan’dan yine ANAP kadrolarında bakanlık yapan Ahad Andican’a, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin kurucu başkanlarından Okan Oğuz’a kadar farklı isimlerle beraber çalışmaya hazırlanan partinin “kamuoyu anketleri” doğrultusunda belirlenen adı ve logosu da ilk kez çarşamba günü Akşener tarafından açıklanacak. Çarşamba günü saat 10.30’da Akşener’in kürsüden parti kurucularını ilan etmesi ve hedeflerini açıklaması bekleniyor. Aynı gün kurucular kurulu tarafından genel başkan ve kurucu parti yönetimi belirlenip kuruluş dilekçesinin İçişleri Bakanlığı’na verilmesi bekleniyor. Yeni partinin kurucularının perşembe günü de Anıtkabir ziyaretini gerçekleştirmesi planlanıyor. Başından beri Akşener’le hareket eden ve partinin kurucuları arasında yer alması beklenen Isparta milletvekili Nuri Okutan, yeni partinin yol haritasını Cumhuriyet’e anlattı:
-Aksama yok: 25 Ekim’de Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde, kurucular kurulu, Meral Akşener Hanımefendi tarafından takdim edilecek, partinin hedeflerini anlatacak. Aynı gün, İçişleri Bakanlığı’na partinin kuruluş dilekçesini vereceğiz. Aynı anda valiliğe de kapalı salon toplantısı için başvuruda bulunduk, güvenlik önlemleri alınması için. Şu ana kadar herhangi bir aksayan durum yok.
-Yeni partinin hedefi ve siyasi doğrultusu ne?: Demokratik, özgür bir Türkiye kurmak; sosyal adaleti ve barışı tesis etmek, ekonomiye demokrasi getirmek; bilime ve Ar-Ge’ye yatırım yapmak; rekabetçi ve yarışmacı bir liberal ekonomik düzen kurmak; tutarlı, onurlu ve barışa katkı yapan dış politikayı tesis etmek, Vatandaşlarımızın parlamenter sivil toplum düzeni içinde yönetilmesini sağlamak ve mutlu Türkiye yaratmak istiyoruz. Partimiz; programıyla, kadrolarıyla, felsefesi ve zihniyetiyle, sağda ve solda kemikleşmiş ve klikleşmiş, karşıdakini ötekileştirmiş mevcut partilerden ayrı bir yol tutmaya, üçüncü yolu Türk halkının onayına sunmaya hazır. Biz, demokratik, özgür bir Türkiye kurmak için geliyoruz.
-Çivileri yeniden çakacağız: Yargı ve yargıç bağımsızlığı, hukuk düzeni ortadan kalktı. Devletin bütün işleri şaibeli hale geldi. Vatandaşlarımız ekonomik siyasi, sosyal ve ekonomi başta olmak üzere her alanda kendini güvende hissetmiyor. Devletin çivisi çıkmış durumda. Değerlerimizi yeniden kurmaya, çiviyi yerine çakmaya geliyoruz. Çağdaş, modern, laik, demokratik bir Türkiye yaratmak için geliyoruz.
-Parti ismi neden gizli tutuldu?: Partinin kuruluşu esasen aralık-ocak gibi düşünülüyordu. Ancak erken seçim olabileceği düşüncesiyle öne çekmek durumunda kaldık ve bu manada biraz takvim sıkıştı. Parti ismini biraz mahrem tutmaya çalıştık. Ön alma haraketi olabilir, “bu partinin ismi alındı” denilebilir endişesiyle hareket edildi. Partinin ismini belirlerken kamuoyu anketleri yapıldı. Onları genel hatları ile çıkardık. Bu süreç elbette uzun sürdü. Şu anda 2-3 isim netleşmiş durumda. Başvuru elbette bu 3 isimden biriyle olacak. Ancak her ihtimale karşı alternatif isimleri de içeren dosyaları hazır tutuyoruz.
-Akşener ismi önde: Partinin kamuoyundaki desteğiyle ilgili de kamuoyu yoklamaları yapılıyor. Liderlik üzerinden soru yöneltildiğinde Akşener’in oy oranı, kurulacak partinin oy oranından yüksek çıkıyor. Şu anda bir rakam ifade etmek istemiyoruz. Ama özellikle Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili liderlik araştırması yapıldığında Akşener çok çok yüksek çıkıyor. Ama parti oyu da barajın çok çok yukarısında.
-Milletvekili transferi değil, örgütlenme: Bizim önceliğimiz partinin kuruluşu şeklinde oldu. Elbette Meclis’te başka partiden milletvekili arkadaşlarımızla görüşüyoruz. Ortak kaygıları taşıdığımız arkadaşlar var. AKP’den de CHP’den de var. Ama biz milletvekili transferine yönelik ya da grup kurmaya yönelik bir girişimde bulunmuyoruz. Gelişmeleri birlikte göreceğiz. Hükümet tarafından parlamenterler üzerinde yoğun baskı olduğunu biliyoruz. Diğer siyasi partiler üzerinde de korku, endişe var. Örneğin anayasal güvence altında olan parlamenter dokunulmazlığı, bir KHK ile adeta kaldırılmış durumda. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’na parlamenterler hakkında soruşturma, yani mahkemede yargılanmasına dönük süreci başlatma yetkisi veriliyor. Bir milletvekili hakkında soruşturma açılması tehdidi bile parlamenter üzerinde büyük bir baskı unsuru. Adeta Demokles’in kılıcı gibi tutuluyor.
'2019'da adayımız Akşener'
“2019’da malum Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri birlikte olacak. Bizim hedefimiz 100 bin imza toplayıp Akşener’i cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarmak. Çünkü parti kurucularımızın, yeni partiye gönül verenlerin gönlünde, Akşener’in adaylığı yatıyor. Tabii buna parti kurullarımız karar verecek ama şahsi konuşmalarımızda bu genel eğilimi görüyoruz. O nedenle “Adayımız Akşener” demekte sakınca görmüyoruz. Bu konuda da yaklaşımımız şu: Cumhurbaşkanı adayının bir mühendislik çalışması şeklinde ortaya çıkarılması doğru olmaz. Örneğin Ekmeleddin Bey’in adaylığı gibi bir süreç olmasın. MHP’nin de AKP’nin de SP’nin de cumhurbaşkanı adayı çıksın, yarışsın, kimin ortak aday olacağına millet karar versin. İlk turda herkesin kendi adayına oy vermesi sağlanmalı. Bu son derece demokratik bir ilke. İkinci tura kalırsa, 15 günlük bir süre var. Milletten alınan sinyale göre bir koalisyon çalışması, birlikte seçime gitme çalışmaları yapılabilir. Birlikte hükümet kurulacaksa, hükümetin yapısı görüşülebilir, cumhurbaşkanı seçildikten sonra hangi hususlar etrafında birleştirileceği kararlaştırılır. Bu da milletin oyuna sunulur. Ancak böyle bir yöntemle milletin eğilimine göre demokratik hareket edilmiş olur.”
'Engellenme kaygısı yok ama...'
“Zor bir dönemi yaşıyoruz. Normal demokratik kuralların uygulanmadığı bir dönemdeyiz. Müthiş bir korku ve baskı iklimi var. Ama biz böyle bir varsayımı düşünmüyoruz. Bu kadar tuzun da koktuğu atmosferi kabul etmek mümkün değil, çünkü artık demokratik hayatın bittiği anlamına gelir. Demokrasi kör topal işliyor, demokratik kanallar tıkanmış, toplum tıkanmış durumda. Birlik beraberlik zedelenmiş durumda ama tamamen böyle bir kuruluşun engellenmesi yoluyla demokrasinin tıkandığını düşünmek bile kabullenebileceğimiz bir şey değil. Aksi kapkaranlık bir Türkiye olur. Şu ana kadarki temaslarımız böyle bir engelleme olmayacağı yönünde. Ama her ihtimale karşı bizim A, B, C planlarımız hazır.”