Ekonomi

Nükleer yine olmadı, doğalgaza devam mı?

Yaşamın sürmesi için elektrik üretimini her yıl yüzde 10 dolayında artırması gereken Türkiye’nin, artan enerji talebi karşısındaki çözümsüzlüğ&uu

25 Eylül 2008 03:00
Türkiye’nin ilk nükleer santrali için dün çıktığı yarışma şeklindeki dördüncü ihalede de istenen sonucun alınamaması, Türkiye’nin artan enerji talebi karşısındaki çözümsüzlüğün daha doğrusu gerçekçi ve işlevsel çözüm üretebilme konusundaki güdüklüğün süreceği yönündeki görüşleri pekiştiriyor.

Nükleerde teklif şoku

Türkiye’nin elektrik talebi devamlı artıyor. Sanayi üretiminin sürekliliği ve insanların yaşamı için hayati önem taşıyan elektriğimizin yarısı doğalgazdan üretiliyor. Milliyet yazarı Güngör Uras’a göre bundan sonra da ‘mecburiyetten’doğal gaza dayalı santraller üzerinden Türkiye’nin elektrik üretimi devam edecek gibi görünüyor. Ancak Uras’ın dikkat çektiği nokta önemli. “Doğalgaza dayalı santrallerin hem kuruluş maliyeti düşük hem de bu tür santraller 1-2 yılda devreye girebiliyor ama bu santralların işlemesi için doğalgaz lazım. Doğalgaz ise hem pahalı hem de temini siyasi ilişkilere bağlı.”

Türkiye’nin enerji üretimini, tüketimini ve artan enerji ihtiyacını mercek altına aldığı ’ Elektriksiz kalamayız (Nükleer gene olamadı. Doğalgaza devam)’ başlıklı yazısında Uras, enerji üretiminde dışa bağlı çözümlerin tehlikesine de vurgu yapıyor.

Elektriksiz kalamayız (Nükleer gene olamadı. Doğalgaza devam )

Başka ülkelerde kişi başı yıllık elektrik tüketimi 5 bin kwh (kilovat saat) dolayında. Bizde 2 bin kwh dolayında. Bizim kişi başı tüketimimiz de 5 bin kwh’ye doğru yavaş yavaş tırmanıyor. Kişi başı tüketim sadece evlerdeki tüketim anlamına gelmiyor. Sanayi ağırlıklı olarak ülkedeki tüm tüketimi yansıtıyor.

Bizde yıllık elektrik tüketimi ekonominin büyüme hızının 2 katı oranında artıyor. Ekonomi yüzde 5 büyürse elektrik tüketimi yüzde 10, ekonomi yüzde 7 büyürse elektrik tüketimi yüzde 15 dolayında artıyor.
Demek ki, elektrik üretimini her yıl yüzde 10 dolayında artırmaya mecburuz.

Rüzgâr, güneş, su yetmiyor

Şimdilerde yıllık elektrik üretimimiz 210 milyar kwh olduğuna göre, her yıl 20-25 milyar kwh dolayında üretim artışı gerekiyor.

Elektrikte üretim artışı için santral kurmak lazım. Santral kurmak hem zaman istiyor hem para istiyor.

Rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi gibi yeni sistemler çok iyi ama, bu sistemlere dayalı olarak ülkenin elektrik enerjisi sorununu çözmek imkânsız.

Derelerden akan sulardan elektrik üretmek üzere küçük hidroelektrik santralları (HES) için harekete geçildi ama, bunlar gerçekleşse bile tümü 5-6 milyar kwh elektrik üretecek.
Uzun süredir başlayabildiğimiz ciddi bir proje yok. Devam eden tek ciddi proje Ilısu Barajı ama, yapımında duraklama olmasa bile 2.5 milyar euro harcamayla 6 yıl sonra devreye girecek ve de sadece 3.6 milyar kwh elektrik üretebilecek.

Uzun yıllardır gündemde olan nükleer santral ihalesine dün tek bir grup katıldı. Büyük olasılıkla ihale en az 6 ay sonra yenilenecek. Çünkü (1) Dünyanın durumunda belirsizlik var. (2) Türkiye’nin durumunda belirsizlik var.

Nükleer enerji santralı küresel boyutta büyük bir iştir. 3 bin-5 bin MW kurulu güce sahip bir nükleer enerji santralı 10-15 milyar dolar harcamayı gerektirir. 8-10 yılda tamamlanır.
Tamamlandıktan sonra yılda 25-40 milyar kwh elektrik üretir.

Dikkat buyurunuz. Bizim elektrik talebimiz her yıl 20-25 milyar kwh artıyor. Önümüzdeki yıllardan itibaren her yıl bu büyüklükte elektrik üretecek ek santrallara ihtiyacımız var. Buna karşılık, nükleer santral yapılabilse bile 8-10 yıl sonra devreye giriyor. Ve de bir nükleer santral devreye girdiği yıllarda Türkiye’nin artan yıllık enerji talebini ancak karşılayabiliyor.

Talep çığ gibi büyüyor

Unutmayınız, biz kırk yıldır nükleer santral kurmaya çalışıyoruz. 1967 yılında 300 MW’lık bir santral kurmaya niyetlendik. Daha sonraki yıllarda ihaleler açtık. İhaleleri iptal ettik.
Geldik bugünlere... Türkiye elektriksiz kalamayacağına göre, önümüzdeki yıllarda “mecburiyetten” hükümetler gene doğalgaza dayalı santrallar kurdurmak zorunda kalacaktır.

Çünkü doğalgaza dayalı santralların hem kuruluş maliyeti düşük hem de bu tür santrallar 1-2 yılda devreye girebiliyor. Ama bu santralların işlemesi için doğalgaz lazım. Doğalgaz ise hem pahalı hem temini siyasi ilişkilere bağlı.

Bugüne kadar böyle geldik. Ve de elektriğin yarısı doğalgazdan üretilir oldu. Demek ki bundan sonra da böyle olacak.

Elektriksiz kalamayız. Hayat durur. Önce sanayi durur. Sonra sokaklar, evler karanlıkta kalır.
Elektrik talebi devamlı artıyor.

Güngör Uras
Milliyet Gazetesi
25 Eylül 2008