İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından kaleme alınan resmi bir yazı, vukuatlı nüfus kayıtlarında gizli “soy kodu” kullanıldığını ortaya çıkardı
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1923 yılından bugüne 'vukuatlı' nüfus kayıtları gizli olarak 'soy kodu' taşıyor. Agos gazetesinden Ferda Balancar'ın haberine göre; bu kayıtlarda Ermenilerin soy kodu 2 sayısıyla ifade ediliyor. Nüfus ve vatandaşlık müdürlüklerinde gizli tutulan “soy kodu”, talep eden devlet kurumlarına resmi bir yazıyla bildiriliyor.
Bir annenin okul mücadelesi ortaya çıkardı
Ermeni kimliğine geri dönen bir annenin, yasal hakkını kullanarak çocuğunu Ermeni anaokuluna kaydettirme mücadelesi ve resmi damgalı belge sayesinde Cumhuriyet'in “soy esasına göre fişleme” geleneğinden hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde haberdar olunduğu haberde belirtiliyor.
Ferda Balancar haberinde şu soruları soruyor:
‘Yetkililerden cevap bekliyoruz’
"Şimdi, TBMM'nin, hükümetin, İçişleri Bakanlığı'nın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün sorulara cevap vermesini bekliyoruz. Soy kodu uygulaması hangi amaçla yürürlüğe konmuştur? Bugüne kadar hiçbir hükümet neden bu uygulamaya son vermemiştir? Hangi vatandaşlar, hangi soy kodu ile tanımlanmıştır? Bu soy kodu uygulaması yargı kurumları tarafından da dikkate alınmış mıdır? Alınmışsa, yargı süreçleri bundan ne şekilde etkilenmiştir? Yeni anayasayı tartışan TBMM ve hükümet, bu uygulamanın sona erdirilmesi için girişimde bulunacak mı?"
'Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler kodlanıyor'
Öte yandan, AGOS gazetesinin manşetten duyurduğu haberde yer alan fişleme uygulamasının, 24 Temmuz 1924'te imzalanan Lozan Anlaşması'na kadar uzandığı ortaya çıktı.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın görüştüğü bir nüfus idaresi yetkilisi, “soy kodu” uygulamasının Lozan’da azınlık statüsü tanınan Rum, Ermeni ve Yahudiler için söz konusu olduğunu, Rumlara 1, Ermenilere 2, Yahudilere de 3 kodunun verildiğini söyledi. Yetkili, soy kodunun daha çok, Lozan Antlaşması ile tanınmış haklardan yararlanacak o azınlık grubuna mensup yurttaşları ayırt etmek için kullanıldığını savunuyor. Örneğin, 2 koduyla kaydedilmeyen bir yurttaşın Ermeni okuluna kayıt yaptıramayacağını vurguluyor. Yetkili, bu kodların başka amaçlarla kullanılıp kullanıldığı hakkında bilgi sahibi olmadığını, üç grup dışındaki topluluklara kod verilmediğini söylüyor.