Dünya

'Nobel Barış Ödülü'ne o da şaşırdı

Selefenin iki cephede açtığı savaşları 'Amerikan başkomutanı' sıfatıyla sürdürmek durumunda kalan Barack Obama, Nobel Barış Ödülü'ne layık gör&uu

10 Ekim 2009 03:00
 Selefenin iki cephede açtığı savaşları 'Amerikan başkomutanı' sıfatıyla sürdürmek durumunda kalan Barack Obama, sürpriz bir kararla bu yılın Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü.


ABD’nin ilk siyah başkanı olarak tarihe geçip, selefinin açtığı iki cephedeki savaşları ‘Amerikan başkomutanı’ sıfatıyla sürdürmek durumunda kalan Barack Obama, sürpriz bir kararla bu yılın Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Norveç Barış Komitesi, Obama’nın ‘uluslararası diplomasiyi ve halklar arasındaki işbirliğini güçlendirme konusundaki olağanüstü çabalarından ötürü barış ödülünü’ kazandığını açıkladı. Komite özellikle Obama’nın nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya vizyonu ve Müslüman âlemiyle ilişkileri iyileştirme girişimlerine ve atıf yapıldı. Yatakta uyandırılarak ödülden haberdar edilen ve bunu alçak gönüllülükle karşılayan Obama, “Şaşırdım. Bu bir eyleme geçme çağrısıdır” sözleriyle ödülü kabul etti.


‘Şimdiye dek en yüksek destek’


Dün Oslo’daki basın toplantısında kararı duyuran Norveç Barış Komitesi Başkanı Thorbjoern Jagland, Obama’nın özellikle nükleer silahsızlanma konusundaki vizyonu ve çabasına önem verdiklerini belirtti. Komite, uluslararası ajansların ‘şoke edici’ diye nitelediği ödül duyurusunu şöyle yaptı: “Obama, Başkan olarak uluslararası politikalarda yeni bir iklim yarattı. BM ve diğer uluslararası kuruluşların oynayabileceği role yapılan vurguyla çok taraflı diplomasi, merkezi konumunu yeniden kazandı. En zor uluslararası sorunların çözümünde araç olarak diyalog ve müzakereler tercih ediliyor. Nükleer silahlardan arınmış dünya vizyonu silahsızlanma ve silahların kontrolü müzakerelerini canlandırdı. Obama’nın girişimiyle ABD, iklim değişikliği konusunda daha yapıcı rol üstlendi, demokrasi ve insan hakları güçleniyor. Obama çok az insanın yapabileceği ölçüde dünyanın dikkatini çekti ve halkına daha iyi gelecek umudu verdi. Diplomasisi, dünyayı yöneteceklerin, bunu, insanlığın ortak değer ve tutumları temelinde yapmak zorunda olduğu anlayışı üzerine kurulu.” Komite, ödül için 205 kişinin aday gösterildiğini ve bunun şimdiye dek kaydedilen en yüksek sayı olduğunu kaydetti.


Ya Afganistan’a ek asker giderse?


Henüz dokuz ay önce göreve gelen Obama, silahsızlanma çağrısı yapmış, İran, Birmanya ve Kuzey Kore ile diyalogu öncelemiş, Ortadoğu barış sürecini canlandırmaya çalışmış ve önce İstanbul ardından Kahire’den İslam âlemine seslenmişti. Obama, geçen ay nükleer silahlara sahip ülkelerin, silahlarını azaltmaları çağrısı yapan ve taslağı ABD tarafından hazırlanan kararın oybirliğiyle kabul edildiği BM Güvenlik Konseyi zirvesine başkanlık etmişti. Obama, Bush döneminde öngörülen takivimde ufak rötuşlarla Irak’tan asker çekerken Afganistan’a 21 bin asker gönderme kararı alıp savaşı sivil kayıplara sebep olacak şekilde Pakistan’a yaymıştı.


Hal böyleyken Jagland ‘Obama’ya ödül vermek için erken değil mi’ sorusuyla karşılaşınca, “Nobel tarihine bakarsanız kişilerin yaptıklarını teşvik için verdiğimizi görürsünüz” yanıtını verdi. Jagland, ABD liderinin Afgan savaşını derinleştiren politikalarına ise “Afganistan’a girme kararında oybirliği ile BM görevlendirmesi vardı. Savaş hepimizi kaygılandırıyor. Bu sadece Obama’nın sorumluluğu değil” diye gerekçelendirdi.


Gün doğmadan uyandırılarak olayı öğrenen Obama da daha sonra basın toplantısıyla şaşkınlığını yansıttı. “Hem şaşırdım, hem de mahçup oldum” diyen ABD lideri ekledi: “Kitlelerin hayatını dönüştürebildiği için bu ödülü almış insanları düşündüğümde ben bunu hak etmiyorum. Açık konuşayım, bunu kendime ait bir başarıdan ziyade, Amerika’nın tüm ulusların arzuları adına dünyaya liderlik etmesine izin verilmesi görüyorum. Ödülü bir eylem çağrısı olarak kabul ediyorum.” 21. yüzyılın tehdilerini tek bir lider ya da ulusu ilgilendirmediğini belirten Obama, “Bu yüzden yönetimimiz dünyanın dört gözle beklediği o tüm ulusların sorumluluk alacağı yeni bir taahhüt dönemini başlatmaya çalışıyor” dedi.

Beyaz Saray, Obama’nın 10 Aralık’ta Oslo’ya giderek ödülü bizzat alacağını duyurdu.


Cumhuriyetçiler: Hak etmedi


Gel gör ki ödül dünya bir yana Amerika’daki tartışmaları körükledi. Rakip Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komitesi Başkanı Michael Steele, olayı ‘talihsizlik’ diye niteleyip Obama’nın ‘hiçbir başarıya imza atmadan’ ödüllendirildiğini savundu. Steele, “Amerikalıların asıl sorduğu ‘Başkan aslında ne başardı’ sorusudur” dedi. Ekonomi gazetesi Wall Street Journal Obama’nın seçilmesini ‘Tamamen tuhaf’ diye niteleyip soruları sıraladı: “Nedeni belirsiz. Hillary Clinton’la bir çeşit barış yaptığı için mi? Füze kalkanından vazgeçtiği için mi? İranlıları cesaretlendirdiği için mi? Afganistan’a asker ve silah göndermeye hazırlandığı için mi?” Muhafazakâr talkşovcu Rush Limbaugh, durumu ‘Obama yanılsamasının patlaması’ diye sundu. Yine de eski rakibi Cumhuriyetçi senatör John McCain, ödülden ötürü ‘gurur duyduğunu’ söyleyip Obama’yı tebrik etti.


Nobel Barış Ödüllü eski Demokrat başkan Jimmy Carter ise, Obama’nın ödülü almasının ‘dış politika yaklaşımına uluslararası desteğin cesur açıklaması’ olduğunu söylerken, 2007’de İklim değişikliğiyle ilgili çabalarından ötürü bu ödüle layık görülmüş eski Başkan Yardımcısı Al Gore da Obama’nın ödülü ‘hak ettiğini’ savundu.


Dinamitin keşfini telafi ödülü...


1906’da Theodore Roosevelt, 1919’da Woodrow Wilson görevi başında ödül almış ABD başkanları. Carter, Beyaz Saray’a veda ettikten sonra 2002’da ödülü alırken, Gore 2007’de ödül aldı. Nobel kazananlar, altın madalya, diploma ve 10 milyon İsveç Kronu (1.42 milyon dolar) kazanıyor. Ödül töreni, İsveçli bilim adamı Alfred Nobel’in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık’ta yapılıyor. 1896’da ölen Nobel, sadece ‘dinamitin kaşifi’ olarak anılmamak için barış ödülü tesis etmişti.