Süddeutsche Zeitung sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin kamuoyu yoklamalarına göre meclise girmesinin beklendiğini hatırlatıyor ve şu yorumu yapıyor:
"Seçim kampanyaları neler olabileceğinin işaretlerini verdi. AfD ve ona sempati duyan bazı küfürbazların özellikle Başbakan Merkel'e, ‘yalancı' , ‘vatan haini', ‘yeminini bozan' diyerek ortaya koyduğu saldırganlık ve nefret parlamentoya taşınacak. Diğer siyasi partiler demokratik teamüllerin bu şekilde hor görülmesiyle ilişkide zorlanacaktır. Ancak onlara tam da şimdi AfD'yi parlamenter yöntemlerle dize getirme görevi düşüyor. Hristiyan Birlik partileri ve Sosyal Demokrat Parti'nin iç tüzük hileleriyle AfD'li en yaşlı milletvekilinin Meclis Başkanı olmasını engellemeye çalışmaları işe yaramayacaktır. Bu durum AfD'ye yarayacaktır.”
Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi genel seçimlere ilişkin yorumunda AfD'nin güçlenmesinin nedenlerini irdeliyor:
"Pazar günü tamamen sağda duran bir parti üçüncü büyük güç olarak meclise girerse, Alman Federal Cumhuriyeti'nin statiği değişebilir. Bunun nedeni yerleşik güçler olarak adlandırılan diğer siyasi partilerin başarısızlığı. Neden? 'Almanya'nın durumu hiç olmadığı kadar iyi' tezi doğru olsa, sırf mevcut durumu protesto etmekten puan toplayan bir partinin bu kadar güçlü olmaması gerekir. Devletin eylem kabiliyetine güven duyulmasını sağlamada başarılı olunamadı. Bunun nedeni, siyasi partiler içindeki bazı politikacıların başkalarına saldırarak taktiksel avantajlar sağlama isteğiydi. Bir başka faktör, bu ülkedeki yaşamı doğrudan etkilen konuların seçim kampanyalarında çok uzun bir süre boyunca gündeme getirilmemesiydi. Alternatif, perspektifte saklıdır. Bizim başka partilere, hele de sağ popülistlere ihtiyacımız yok. Gerçekleri gören ve önemli sorunları çözen bir siyasete ihtiyaç var. İşte o zaman seçmenlerle herşey yoluna girer. Bunun tek yolu da bu.”
Nürnberger Nachrichten'deki yorumda şu satırları okuyoruz:
"AfD'li milletvekillerinin eyalet parlamentolarındaki tavırlarına bakıp, Berlin'e yeni bir siyasi kültürün taşınmasını bekleyen ve bundan korkan uzmanların sayısı hiç de az değil. Federal Meclis geçen yıllarda daha ziyade iş yapan bir meclis görünümü verirken, gelecekte genel kurul salonunda siyasi kararlar konusundaki tartışmalar çok daha ihtilafllı ve duygusal bir şekilde yürütülecektir. Önümüzde kutuplaşmanın artacağı bir dönem olacak.”
Konuyla ilgili son yorum Frankfurter Rundschau gazetesinden:
"Başbakan birçok insana teskin edici bir güven ve inanılırlık duygusu veriyor. Kendisini kanıtlamış olanı seçmek, çok cazip. Belli ki herşeyin değişmesini isteyen pekçok başka insan da var. Onların gelecek korkusu, güvensizliği, memnuniyetsizliği, bilinen, test edilmiş kişinin reddine yol açıyor. Korku kaynaklı pek çok kararda olduğu gibi bu da yanlış. Kökten muhalefet de, basit bir şekilde ‘böyle devam' politikası izlemek de doğru değil. Demokrasimizin hoşgörülü, dayanışma içinde, dünyaya açık tarafı aynı zamanda en önemli kazanımı. Başbakan Merkel'in politikalarının verdiği, hissedilen sözde güvenlik duygusu, toplumsal zıtlıkların sürekli şiddetlenmesine ve ülkedeki gelişmelere müdahil olma açısından adaletsizliğe yol açıyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
HT/BK