Gündem

Nedim Şener: 'Peki biz neden Silivri’deyiz?

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilen gazeteci-yazar Nedim Şener, günler sonra bir mektup daha gönderdi.

16 Mart 2011 02:00
T24 - Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilen gazeteci-yazar Nedim Şener, günler sonra bir mektup daha gönderdi. Şener, mektubunda, 'Peki biz neden Silivri’deyiz?' dedi.

Cezaevinden bir mektup gönderen Nedim Şener, “Eğer, Hanefi Avcı’nın kitabı fikir özgürlüğü ise ben ve Ahmet Şık neden cezaevindeyiz? Hanefi Avcı, ‘ben yazdım’ diyor, ben ‘yazmadım’ diyorum. Adalet Bakanlığı ‘fikir özgürlüğü’ diyor. Peki, ben neden Silivri’deyim?” dedi. Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle: 



Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Milliyet muhabiri Nedim Şener cezaevinden bir mektup gönderdi. Adalet Bakanlığı’nın Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın kitabıyla ilgili olarak ‘fikir Özgürlüğü’ değerlendirmesi yaparak TCK 301. kapsamında soruşturma açılmasına izin vermemesini hatırlatan Şener, “Eğer, Avcı’nın kitabı fikir özgürlüğü ise ben ve Ahmet Şık neden cezaevindeyiz?” diye sordu.


Nedim Şener’in mektubu şöyle: 

“Hanefi Avcı, ‘ben yazdım’ diyor, ben ‘yazmadım’ diyorum. Adalet Bakanlığı ‘fikir özgürlüğü’ diyor. Peki, ben neden Silivri’deyim?

Silivri Cezaevi’nden bakıldığında yaşanan gelişmeler normal insan aklıyla açıklanmaktan gitgide uzaklaşıyor. Yazdığı kitabı nedeniyle ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni aşağılamak’ gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Avcı’nın kitabı ‘fikir özgürlüğü’ kapsamında değerlendirilerek soruşturma izni verilmedi. Ancak, kitap nedeniyle Avcı, Ergenekon terör örgütüne üye olmak iddiasıyla tutuklanıyor. Dahası, ben de söz konusu kitaba katkı yaptığım iddiasıyla aynı örgüte üyelikten tutuklu bulunuyorum.”


Şener, mektubuna şöyle devam etti: 

“Söz konusu kitap nedeniyle Hanefi Avcı hakkında 30’a yakın inceleme ve soruşturma, toplam 10 da dava açıldı. Ancak OdaTv’nin bilgisayarında ele geçen imzasız word dökümanlarda ‘Nedim’ ibaresi geçiyor diye tamamen benim dışımda olan birşey nedeniyle tutuklandım.
Bütün bunların Temmuz 2010 olarak tarihlenen ‘Ulusal Medya 2010’ isimli bir dökümanı referans aldığı söyleniyor. Oysa, Avcı, kitabında da dikkat çektiği gibi, konuyla ilgili çalışmaları 2010 yılı başında bitirmiş, kitabını 10 Nisan Polis Günü’nde yayınlamayı planlamış. Ancak, ağustos ayında yayınlamış. Temmuz 2010 tarihli bir dökümanın gereği olarak basıldığı iddia edilen kitap birkaç gün sonra Ağustos 2010 ayı başında piyasaya çıkmıştır. Bunun ne kadar mümkün olduğu tartışmalıdır.”  


Neden içerideyim?

Şener, mektubunu şu sözlerle noktaladı: “Hanefi Avcı’nın kitabına bakıldığında, kendisi hakkında kurulduğunu iddia ettiği komplolara karşı idari ve hukuki girişimleri 2009 yılında başlattığı anlaşılıyor. Tüm bu garip durumlardan öteye, Adalet Bakanlığı, Avcı’nın kitabı için ‘Fikir Özgürlüğü’ derken, savcılarının ‘Ergenekon çalışması’ diye nitelemesi, hukuk tarihinde yerini alacaktır. Soruyorum, hiçbir katkım olmayan bir kitap ‘fikir özgürlüğü’ olarak değerlendiriliyorsa, ben neden içerdeyim?” 


Uluslararası basın kuruluşlarından kınama geldi
 
'Tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılsın’

Dünya Gazeteler ve Haber Yayımcıları Birliği (WAN-IFRA) ve Dünya Editörler Forumu, Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da bulunduğu gazetecilerin tutuklanmasını kınadı. WAN-IFRA, bir yazıyla endişelerini bildirdiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, “İfade özgürlüğü haklarını kullanmalarından dolayı tutuklu bulunan Şık, Şener ve diğer gazetecilerin, derhal serbest bırakılmalarını ve kendilerine yönelik tüm suçlamaların kaldırılmasını temin etmeye” davet etti. 

WAN - IFRA’nın Erdoğan’a gönderdiği yazı şöyle: “120’yi aşkın ülkede, 18 bin yayını, 15 bin internet sitesini ve 3 binin üzerinde şirketi temsil eden Dünya Gazeteler ve Haber Yayımcıları Birliği ve Dünya Editörler Forumu adına, iddia edilen Ergenekon komplosunda gazeteciler üzerinde yoğunlaşmakta olan cezalara yönelik ciddi endişelerimizi dile getirmek üzere size yazmaktayız.


‘Endişe duyuyoruz’

Raporlara göre, aralarında Ahmet Şık ve Nedim Şener’in de yer aldığı on gazeteci ve yazar, geçtiğimiz hafta evlerine polis tarafından baskın yapılmasının ardından tutuklandı. İki hafta önce de üç diğer gazeteci tutuklanmıştı. Hepsi, hükümeti indirmek üzere gerçekleştirildiği iddia edilen Ergenekon komplosuna dahil olmakla suçlanmaktaydı. Türkiye’de 63 gazetecinin halihazırda tutuklu olması ve çoğunun da Ergenekon soruşturması kapsamında itham edilmesinden dolayı ciddi olarak endişe duymaktayız.


‘İnsan haklarına aykırı’

Şık, Şener ve diğerlerinin gazeteci ve yazar olarak görevlerini yerine getirmelerinden dolayı hapsedilmelerinin, Uluslararası İnsan Hakları Beyannamesi de dahil olmak üzere çok sayıda uluslararası anlaşmayı ihlal etmekte olduğunu size saygıyla hatırlatmak isteriz. Uluslararası İnsan Hakları Beyannamesi madde 19 uyarınca: ‘Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.’

Sizi, ifade özgürlüğü haklarını kullanmalarından dolayı tutuklu bulunan Şık, Şener ve diğerlerinin, derhal serbest bırakılmalarını ve kendilerine yönelik tüm suçlamaların kaldırılmasını temin etmek üzere gerekli tüm adımları atmaya davet ediyoruz. Sizi, gelecekte, ülkenizin, uluslararası basın özgürlüğü standartlarına tamamen riayet etmesini temin etmek üzere mümkün olan her şeyi yapmaya davet ediyoruz.”