Gündem

Nazlı Ilıcak: Bülent Arınç'a soruyorum, neden terör örgütü liderinin annesinin elini öptünüz?

'Siz rüşvet aldınız, biz terörist olduk'

04 Eylül 2015 18:41

Koza İpek grubuna, Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği'nin verdiği kararla Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve polis ekiplerince düzenlenen operasyonun yankıları sürerken, Bugün gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, Bülent Arınç’a yönelik olarak şu soruyo yöneltti: “Neden terör örgütü liderinin annesinin elini öptünüz? O tarihte Akın İpek’in teröre bulaştığını fark edemediniz mi?”

Operasyonun amacının kara para olmadığını savunan Ilıcak, “Denetleyemedikleri medyanın varlığını sürdürmesini istemiyorlar” dedi. Ilıcak, “Böyle bir hassasiyetleri olsaydı, bugün Rıza Sarraf elini kolunu sallayarak serbestçe dolaşmazdı” ifadelerini kullandı.

Nazlı Ilıcak’ın “Siz rüşvet aldınız biz terörist olduk” başlığıyla Bugün gazetesinde yayımlanan (4 Eylül 2015) yazısının tamamı şöyle:

Koza Altın’a yönelik operasyonun sebebi, kara para konusundaki “hassasiyet” değil. Böyle bir hassasiyetleri olsaydı, bugün Rıza Sarraf elini kolunu sallayarak serbestçe dolaşmazdı.

Denetleyemedikleri medyanın varlığını sürdürmesini istemiyorlar. Bir de utanmadan “Hedef gazeteler değil” diye konuşuyorlar. Ana holdingi batırdığınız takdirde, o gazeteler yayın hayatına devam edebilir mi ya da bir başka soru: Akın İpek biat etseydi, başına bu işler gelecek miydi?

Şems Ethem ya da gözü yaşlı Erdoğan Demirören gibi abat olurdu.

İddialar tutarsız… Zaten Akın İpek talep edilen bütün belgeleri devlet ile daha önceden paylaşmış.

Bunun altyapısını, 1 yıl önceden (8 Ağustos 2014), havuz medyası vasıtasıyla hazırladılar. Türkiye’de basın, hiç bu kadar çamura batmamıştı. Siyasi iktidarın, kapattığı yolsuzluk dosyaları bir daha açılmasın diye böyle bir antidemokratik gayret içinde olmasını anlıyorum da gazeteciliğin bu pisliğe bulaştırılmasını hazmedemiyorum.

1 yıldır aynı iddialar tekrarlanıyor… Bu iddiaların cevapları da o zaman zaten verilmişti. Tatmin olmadıysanız, baskın düzenlemek yerine insanları ifadeye çağırırsınız, noksanınızı tamamlarsınız. Ama amaç, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek.

3 ana iddia mevcut:

1) Ereğli Demir Çelik Fabrikaları AŞ, Koza İpek Eğitim Sağlık Vakfı’na 122 milyon lira gönderdi.

- Şirket, paranın İskenderun Demir Çelik AŞ’ye gönderildiğini, Akbank’ın bilgi sistemindeki bir hata yüzünden Koza Vakfı’na gönderilmiş gibi raporlandığını belirtiyor. Akbank da bu hususu teyit etti. Ama MASAK, Ereğli Demir Çelik ve Akbank’ın açıklamalarını “inandırıcı bulmadığını” söylüyor. Belki Ereğli Demir Çelik ve Akbank da “FETÖ örgütüne yardım ve yataklık yapıyor”, bu yüzden gerçeği saklıyor. Ne dersiniz!!!

2) Koza Altın AŞ, 60 milyon Sterlin (210 milyon TL) sermaye ile İngiltere’de 2014 yılında Koza Limited Şirketi’ni kurdu. Madenlerden gelen para, bu iştirake konularak, yurtdışına çıkarıldı.

- Yatırım, yasal izin ve onaylardan sonra Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gözetiminde gerçekleşti.

Koza gibi, 30 Türk firması daha 63 ülkede benzer büyüklükte yatırıma sahip. Yurtdışında yatırım yapmak Türk müteşebbislerine yasaklandı da bizim mi acaba haberimiz yok?

3) İpek Grubu şirketleri Bahreyn, Malta ve Kıbrıs’a 7 milyar 40 milyon dolar parayı banka vasıtasıyla transfer etti. Bu bir kara para operasyonudur.

- Banka hesaplarında bulunan 50 bin dolar üzerindeki her para hareketi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve Merkez Bankası’nın gözetimi altındadır. Nasıl oluyor da MASAK, birden bire 7 milyar dolarlık bir kara para transferini fark ediverdi! Böyle bir transfer yapılmışsa ve MASAK’a bildirilmemişse hem BDDK hem Merkez Bankası hem de transferi gerçekleştiren bankalar suçlu. Kim bilir belki onlar da “Paralelci (!)” Hatta MASAK eski Başkanı Mürsel Ali Kaplan, Durak Döviz’de kara para aklandığını ve buna yönelik çalışmalar yapıldığını bilmesine rağmen, yeni Başkan İbrahim Hakkı Polat’ın deyimiyle “Reis”e soruşturmayı intikal ettirmediği için, muhtemelen o da “FETÖ üyesiydi(!)”

İbrahim Hakkı Polat’a iyi haber… İddiası doğruysa, yakında devlete 7 milyar dolar kazandırıyor. Koza Altın Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, “Böyle bir para varsa size hibe ediyorum” dedi. Bir de kötü haber: Bu miktara bütün işlemleri toplayarak ulaşıldığını açıkladı. Diyelim ki maaşınız 2 bin lira. Bu para hesabınıza yatırıldı. Bunun 800 lirasını çektiniz ve ev sahibinizin hesabına kira olarak yatırdınız.

200 lirasıyla döviz aldınız. Ertesi gün dövizinizi bozdurdunuz, TL’ye çevirdiniz; 220 TL elde ettiniz. Bütün bu işlemler toplanınca, (2.000+800+200+220), iki gündeki para hareketiniz 3 bin 220 TL olarak gözüküyor. Ekonomist Yaşar Erdinç daha büyük çapta bir örnek veriyor. Bir şirket 100 milyon lirasını bir yıl boyunca gecelik repoda değerlendirirse, 365x100 milyon TL= 36.5 milyar lira tutarında bir para hareketi yaratmış olur. Ama aslında, para sadece 100 milyon lira; bir de faiz geliri var. “36.5 milyar lira” derseniz, tabii ki bunun kaynağını bulamazsınız. Koza Şirketi’ne mal edilen 7 milyar dolar, böyle bir yanlış hesaptan kaynaklanmış görünüyor.

                                                     ***

Türkiye’de terör aldı başını gidiyor. Her gün şehit cenazeleri, her gün insanlar ölüyor. Ama siz, mevcut olmayan bir terör örgütünün peşine düşmüşsünüz. Bu terör örgütü acaba hangi cinayetleri işledi? Kimleri öldürdü?

Durumun bir özetini vereyim: Sizler rüşvet aldınız… Bizler terörist olduk.

 

Dilsiz şeytan

 

Savcılık soruşturmasına göre Akın İpek “terör örgütü lideri” sayılıyor. Bülent Arınç’a sormak istiyorum: Neden terör örgütü liderinin annesinin elini öptünüz? O tarihte Akın İpek’in teröre bulaştığını fark edemediniz mi? Sahi bu terör örgütü neyin nesi? Kimlerin canına kıyılmış? Silâhlar nerede? Yok eğer siz de bu gibi operasyonlarla diktatörlük yolunun açılmaya çalışıldığını artık fark ettiyseniz, neden susuyorsunuz? Dilsiz şeytan olmaktan hicap duymuyor musunuz?