Dünya

NATO'nun Suriye krizindeki Türkiye tavrına tepkiler büyüyor!

ABD'nin eski Savunma Bakanlığı yetkilisi Benitez, Kuzey Atlantik Paktı'na ağır eleştiriler yöneltti

17 Ekim 2012 02:36

NATO’nun Washington’daki düşünce kuruluşu olarak bilinen Atlantik Konseyi’nde, ittifakın, Suriye krizinde Türkiye’ye olan yaklaşımı nedeniyle derin fikir ayrılıkları oluştu. Aralarında ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Ross Wilson ve eski Pentagon yetkilisi Jorge Benitez’in de bulunduğu kuruluşun önde gelen uzmanları NATO’yu Türkiye’ye yeterince destek olmamakla eleştirirken, bir sonraki NATO Genel Sekreteri’nin bir Türk olması gerektiğini savunan Sarwar Kashmeri gibi isimler ise NATO’nun bu konuda yapacağı fazla bir şey bulunmadığını ve Türkiye’nin krizi iyi idare ettiğini savundu.

Christian Science Monitor dergisine bir makale yazan ABD’nin eski Savunma Bakanlığı yetkilisi Benitez, Suriye krizinde, Türkiye’ye olan yaklaşımından dolayı Kuzey Atlantik Paktı’na ağır eleştiriler yöneltti.

Benitez, “Türkiye son beş ayda ikinci kez, Türkiye vatandaşlarının öldüğü Suriye saldırılarından sonra destek için NATO’ya döndü. Ama maalesef ikisinde de Atlantik İttifakı buna eylem değil lafla yanıt verdi” dedi.

hürriyet.com.tr'ye konuşan Kashmeri ise Benitez’e kesinlikle katılmadığını belirterek, “NATO Suriye’de sorumlu davrandı” dedi.

 

İşte NATO’nun düşünce kuruluşundaki Türkiye kapışması:

 

Benitez: NATO Türkiye için laf değil eylem üretsin

 

'Uçuşa yasak yasak bölge'

 

Suriye, Haziran’da bir Türk uçağını düşürdüğünde, Türkiye NATO üyelerinden toplantı istedi. Diplomatik kaynaklara göre de Türkiye toplantıda ittifaktan Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturulması için bir acil eylem planı hazırlanmasını istedi. İttifak, oylamada bu talebi reddetti ve onun yerine olaya Suriye saldırısını ‘çok güçlü ifadelerle’ kınayarak cevap verdi.

 

'Yine kınama çıkmadı'

 

Suriye’den Türkiye’ye sayısız ölümcül saldırının ardından 3 Ekim’de Suriye bombardımanı 5 sivil Türk’ü öldürdü. Türkiye yine NATO’nun durumu tartışmak için toplanmasını istedi. NATO büyükelçileri aceleyle toplandı ve müttefiklerin saldırıyı “güçlü ifadelerle” kınadığını belirten yeni bir açıklama yayınladı.

 

'Sözlerden daha fazlası'

 

NATO’nun Türkiye’ye krizi “yakından ve büyük bir endişeyle” izleme konusunda defaten verdiği sözlerden daha fazlasını sunması gerekiyor. Meslektaşım ve eski Türkiye Büyükelçisi Ross Wilson’ın önerdiği gibi “NATO’nun bu oyunu hızlandırması gerekiyor.”

 

'Kredibiliteye darbe'

 

İttifakın krizin tırmandığı sırada Türkiye’ye verdiği cevap Türkiye ve bölgede yakından izleniyor ve bunun çok güçlü yan etkileri olacaktır. Eğer NATO Türkiye’ye sadece kağıttan sözler vermekte ısrar ederse, ittifakın saldırıldıklarında dahi müttefikleri desteklemede politik irade eksikliği yaşadığı konusundaki algı, NATO’nun kredibilitesine büyük bir darbe vuracaktır.

 

'Beşinci madde fazla uzadı'

 

Peki NATO Türkiye için ne yapabilir? Müttefiklerin birbirlerini savunmalarını içeren 5. Madde konusuna haddinden fazla odaklanıldı. Soğuk Savaş döneminde bile 5. Madde hiçbir zaman işletilmedi. Aslında 5. Madde’nin devreye girdiği tek olay, ABD’ye karşı gerçekleşen 11 Eylül saldırısı sonrasıydı. Müttefikler, krizleri 5. Madde’yi işletmeden başarılı bir şekilde aşmayı başardılar. Şimdi bu seçenekler düşünülmeli.

 

'Irak savaşı gibi'

 

Örneğin ABD 2003’te Irak’ı işgal etmeden önce Türkiye’nin talebi üzerine yapılan tartışma sonrası Türkiye’ye 4 AWACS radar uçağı, 5 Patriot hava savunma bataryası ve kimyasal, biyolojik savunma malzemeleri gönderilmişti. Ayrıca 1000’den fazla uzman personel Türkiye’ye konuşlandırıldı. Bunun üzerine o dönemki Türkiye’nin NATO Büyükelçisi Ahmet Üzümcü, ittifaka teşekkür etti.

 

'Esad'a güçlü mesaj'

 

Şimdi NATO için Türkiye’ye ihtiyaç olduğu vakit orantılı bir destek gönderme zamanı. Sınırlı sayıda AWACS radar uçakları ve hızlı müdahale gücünden birimler Ankara’yı askeri ve politik olarak güçlendirecektir. Ayrıca Suriye’deki Esad Rejimi ve destekçilerine Türkiye’ye daha fazla saldırı düzenlemeleri konusunda güçlü bir mesaj gönderecektir. NATO’nun her üyesi askeri ve sivilleri saldırıya uğradıktan sonra böylesi cüzi bir desteği hak ediyor. Şimdi NATO için, Türkiye’ye sözlü destekten daha fazlasını sunma zamanı.

Kashmeri: Türkiye her şeye rağmen durumu iyi idare ediyor

 

'Daha o aşamaya gelmedi'

 

Jorge’ye kesinlikle katılmıyorum. NATO, Suriye’ye karşı üyesi olduğu Türkiye’yi savunmaya hazır olduğunu duyurarak sorumlu bir şekilde cevap verdi. Şimdiye kadar olaylar NATO’nun cevap vermesi gereken bir seviyeye ulaşmadı. Eğer Suriye işi buraya getirseydi, Türkiye Kuzey Atlantik Konseyi’nden 5. Madde’nin işletilmesini isterdi.

5. Madde konusu ise alınması çok zor bir karar. 11 Eylül’den sonra ABD’nin NATO Büyükelçisi’ne 5. Madde tasarısını talep etmesi önerildi. Ancak bunu yapmadan önce uzun uzun düşündü. O dönemki genel sekreter Lord Robertson, tasarının geçmesi için en az bir Avrupalı üyeye bastırmak zorunda kaldı ki, bahsettiğimiz ülke ABD.

 

'AWACS’ları yollayamazsınız'

 

AWACS’lar, Suriye’nin hava savunma sistemi çökertilmeden yollanamaz. Bunu da kim yapar? Libya örneğinde gördüğümüz gibi ABD’den başka kimse yapamaz. Bu da bir savaş ilanı demektir. NATO’nun Hızlı Müdahale Gücü de o kadar hazır değil. Ayrıca hazır olsa bile, o güç Türkiye’nin tek başına yapamayacağı neyi yapabilir? Kaldı ki ben finansal krizler nedeniyle böyle bir önerinin Kabul edileceğine inanmıyorum.

 

'NATO’nun kredibiltesi az'

 

Korkarım NATO’nun kaybedeceği çok az bir kredibilitesi var. Tüm pratikler dikkate alındığında da NATO ABD’dir ve ABD bir savaşa daha girmez. Türkiye, iç politikada Suriye’ye müdahil olmasına yönelik muhalefete, ABD seçimlerine ve NATO’nun net bir misyon eksikliğine rağmen durumu iyi idare ediyor.