NATO Genel Sekreteri Yardımcısı Rose Gottemoeller, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte Afrin'e yönelik olarak düzenlediği Zeytin Dalı Harekâtı'nı değerlendirdi. Gottemoeller, “NATO birbiriyle yakın çalışma içerisinde olan büyük bir ailedir" diyerek, "Çünkü kararlar ancak mutabakatla alınabilir. Her konuya müdahil olan bir üye olarak Türkiye’nin istemediği hiçbir karar alınamaz" ifadesini kullandı.
Hürriyet'ten Sevil Erkuş'un haberine göre, Türkiye’nin, son yıllarda terörizmden çok mustarip ve hatta NATO üyeleri arasında en çok saldırıya uğrayan ülke olduğunu belirten NATO Genel Sekreter Yardımcısı Gottemoeller, bu anlamda ittifakın Ankara’yı tam olarak anladığını söyledi. Türkiye’nin, Afrin’de, terör örgütü PKK’nın uzantısı YPG’ye karşı başlattığı ‘Zeytin Dalı’ harekâtının ardından Ankara’ya gelen Gottemoeller, Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı yetkilileriyle görüştü. Gottemoeller, temaslarında, “Sadece orantılılık ve uluslararası hukuka uygunluğunu” vurguladıklarını bildirdi. Gottemoeller, Hürriyet’e özetle şunları söyledi:
Afrin Operasyonu öncelikli gündem
“Türkiye son yıllarda terörden gerçekten çok mustarip oldu. Bu konuda çok ciddi sorununuz olduğunu ve NATO müttefikleri arasında son yıllarda en çok terör saldırısına maruz kalan ülkenin Türkiye olduğunu kesinlikle anlıyoruz. Süren harekât buradaki toplantılarımın gündeminin merkezinde olan bir konuydu. Afrin harekâtını konuşurken yalnızca orantılılık ve uluslararası hukukun diğer yönlerine odaklanılmasını vurguluyoruz. Muhataplarımdan, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duyulduğuna ilişkin olumlu mesajlar aldım. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın da bu yönde mesaj vermesi önemliydi. NATO olarak uluslararası hukukun yanında durduğumuz ve Türkiye’nin de ittifakın uzun süreli bir üyesi olması nedeniyle hükümetinizden en yüksek seviyede bu mesajı duymaktan memnunuz. Cumhurbaşkanı’nın, Afrin harekâtının süre ve kapsam olarak sınırlı olacağını söylemesi önemli bir mesaj. NATO olarak kesinlikle yakından ilgilenmeye devam edeceğiz. (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO’ya YPG sitemi) NATO olarak, Suriye’de bulunmuyoruz ve burada son yıllarda devam eden harekâtların parçası değiliz. Elbette (DEAŞ’a) karşı koalisyonun parçasıyız. Irak’taki eğitim aktivitelerine katılıyoruz.
Awasc'lar göreve devam edecek
(DEAŞ’la mücadele kapsamında NATO’nun Türkiye’ye gönderdiği Awacs erken uyarı uçaklarının mevcudiyeti) Bu uzun soluklu ve iyi tesis edilmiş bir harekât. Awacs’lar sadece Türkiye hava sahasında gözlem görevi değil, Irak’ta da gözlem kapasitesi ve hava trafiğini kontrol türü operasyon kabiliyeti sağlıyor. Yani çok önemli aktiviteleri var ve bunlar devam edecek.”
S-400 kararına saygılıyız
(Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alımı) “NATO, üyelerinin silah alımı konusundaki kararlarına saygı duymaktadır. NATO’nun gerçekten üzerinde odaklandığı konu ise tüm müttefikler için etkili savunma. Altını çizmek istediğimiz noktalardan biri (sistemlerin) birlikte çalışabilirliğinin çok önemli olduğu. Çünkü caydırıcılık ve karşılıklı savunma sağlamak için sistemlerimiz birlikte çalışabilirse müttefiklerimizi en iyi şekilde savunabiliriz. Ancak NATO, müttefiklerinin kararlarını dikte etmez.”
Türkiye'nin istemediği karar alınamaz
(ABD-Türkiye gerginliğinin NATO işbirliğine olası etkileri) “NATO birbiriyle yakın çalışma içerisinde olan büyük bir ailedir. Çünkü kararlar ancak mutabakatla alınabilir. Her konuya müdahil olan bir üye olarak Türkiye’nin istemediği hiçbir karar alınamaz. Türkiye’nin ittifak içerisindeki rolüne büyük önem vermekteyiz. Zor kararlarda mutabakat zaman alabilir ancak çoğu zaman bunu başarabiliyoruz.”