Sözcü yazarı Saygı Öztürk, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de nakliyecilerle bir araya gelmesinden önce konuştuğu nakliyecilerin sorunlarını aktardı.
“Mazot fiyatı aldı başını gidiyor. 1,5 milyon liralık lastik bugün çıkmış 3,5 milyon liraya. Bizimle ilgili yasa ve yönetmelikler çıkarılıyor ama bunun altyapısı yok” diyen nakliyeciler, şunları kaydetti:
“Örneğin otoyollarda sürücünün en fazla 4 saat TIR kullanmasına izin veriliyor. Bizden istenen, bir tesise girip dinlenmemiz. Eğer yola devam ederseniz bin 800 lira ceza kesiliyor. İyi de kardeşim, otoyollarda her 4 saatte durabileceğimiz tesis mi var? Ya da sağa çekip dursam yine ceza yazılıyor. Her bakımdan ceza bombardımanına tutuluyoruz. Lojistik sektörüne hak ettiği değer verilmiyor. Biz olmasak Türkiye durur. Pandemi döneminde ilacı, gıdayı her yere biz taşıdık. Kıymetimiz bilinmiyor. Bugün değişik ülkelerde perişan olan, sorunları gündeme getirilmeyen bizleriz.”
"Bizim suçumuz ne?"
“Gümrük Birliği'ne girdik, ihraç mallarımız birlik içinde serbest dolaşıyor. Ancak o malları taşıyan TIR'lar ve TIR'ları kullanan şoförler serbest dolaşamıyor. Avrupa Birliği ülkeleri TIR'larımıza geçiş kotası uyguluyor. TIR şoförlerine de vize sıkıntısı yaşatıyor. Karadan gittiğimiz zaman, kaçak göçmenler araçlara gizlice biniyor ya da köprü altından geçerken özellikle Hırvatistan'da TIR'ın üzerine atlıyorlar. Bu yüzden çok ağır cezalar alıyoruz. Halbuki bizim suçumuz ne? Avrupa ülkelerinin uyguladığı geçiş kotalarını aşabilmek için Ro-Ro gemilerine biniyoruz. Ancak bu gemi şirketini satın alan Danimarkalı firma çok yüksek fiyatlar uyguluyor, kota sıkıntıları ve kaçak göçmen problemlerinden dolayı Ro-Ro gemilerini istemesek de kullanmak zorunda kalıyoruz.
Suriye güzergahında
Arap Yarım Adası, Ürdün, Lübnan taşımalarımız tamamen Suriye güzergahından yapılmaktaydı. Bu güzergâh kapanınca uzun uğraşlar sonucu Süveyş Kanalı'nı by-pass etmek için Mısır üzerinden Ro-Ro ile bakanlığın da desteğiyle bir hat açıldı. Mısır ile yaşanan sorunlardan dolayı daha sonra bu hat da kapandı.
Bölge nakliyecilerin çabasıyla yeni bir Ro-Ro hattı olan Süveyş Kanalı'ndan geçerek Suudi Arabistan'ın Duba Limanı'na bir hat açıldı. Arabistan'da yaşanan Kaşıkçı olayından sonra Türk ihraç ürünlerine ve bunu taşıyan TIR'lara ambargo konuldu. Şu an bu hat çalışmıyor ve Suudi Arabistan'a araçlarımız gidemiyor.
Rusya güzergahında
Türki Cumhuriyetleri'ne yapılan ihracatın çok büyük bir bölümü İran güzergahından yapılıyordu. Uygulanan ambargodan sonra İran güzergahı kapandı. Türki Cumhuriyetleri'ne taşımalar Azerbaycan, Türkmenistan hariç ağırlıklı Rusya güzergahına kaydırıldı. Bu ülkelere gidebilmek için İran'dan sonraki en doğru güzergâh olan Rusya'yı transit geçmemiz gerekiyor. Rusya'nın da bizim araçlarımızın transit geçişleri için tahsis ettiği geçiş belgelerinde (kota) yaşanan çok ciddi sıkıntılar maliyetleri büyük ölçüde artırdı.
Uluslararası taşımacılık yapabilmek için Ulaştırma Bakanlığı'ndan C2 belgesi almak yeterli oluyordu. Bu belgeyle uluslararası ve ulusal tüm taşımalar ve taşıma organizasyonunu gerçekleştiriyorduk. Oysa şimdi, bakanlık tarafından yeni belgeler oluşturuldu. Örneğin yük organizasyonu yapıp değişik araçlarla taşıttırabilmemiz için farklı bir belge ve buna benzer depolama için farklı bir belge oluşturuldu. Sektör bunlara ciddi ücretler ödemek zorunda bırakıldı.
Aslında belirtilecek daha çok farklı konular var. Ama bu kadarını bile anlasalar, çözseler yeter.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.