Türkiye ekonomisinin kötü bir dönemden geçtiğini söyleyen Habertürk yazarı Nagehan Alçı, çözümü yerel seçimlerin erkene çekilmesini olarak gösterdi. Alçı, “Türkiye’nin orta ve uzun vadeli menfaatleri için önümüzdeki yerel seçimlerin bir an önce, 16 Ekim 2018 gibi bir tarihte yapılması şart” diye yazdı.
Alçı’nın “Yerel seçimler neden Ekim 2018’e alınmak zorunda?” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
Türkiye ekonomisi kötü bir dönemden geçiyor. Herkes sabah kalkar kalkmaz döviz kurlarına bakıyor. Doların başını alıp gitmesi tüm iktisadi hayatı ve en başta enflasyon oranlarını derinden etkiliyor. Özel sektörün dolar bazında çok ciddi borçları var. Peki bu gidiş nasıl durdurulacak? Ekonomi yeniden düz yola nasıl çıkacak?
Aslında şu an Türkiye’de iktisadi olarak ne yapılması gerektiği konusunda tüm nitelikli ekonomistler hemfikir. İktisatçı görünümlü şarlatanları konu dışı tutuyorum. Onlar Salih Tuna’nın tabiriyle ‘dolara levye atarak Zaloğlu Rüstem tarzıyla ekonomiyi düzeltme çabasındaki irrasyonel tipler’. Hem iktidar hem muhalefet kanadında maalesef bu şarlatanlardan çok sayıda var ve karşılıklı fanatik açıklamalarıyla sürekli Türkiye’ye zarar veriyorlar…
Dediğim gibi Türkiye’nin mevcut ekonomik durumunun nasıl normalleşeceği konusunda tüm farklı iktisadi ekollerin birleştiği bir ortak rasyonalite zemini mevcut. İster sağcı, ister solcu, ister Hayekçi, ister Keynesci olun Türkiye’nin uygulaması gereken reçete belli. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın son 1 aydaki açıklamaları da tamamen yapılması gerekenleri anlatıyor. Doların yükselişinden, ABD ile Brunson krizine, enflasyondan mali disipline kadar Albayrak’ın açıklamalarının son derece rasyonel ve gerçekçi olduğunu Atilla Yeşilada gibi hükümete sıkı muhalif iktisatçılar da teslim ediyor.
Albayrak, AK Parti çevresindeki kimi sözde iktisatçılar gibi boş hamaset yapmıyor. Sağduyu zemininde gerçek bir serbest piyasa iktisatçısı olarak doğru perspektifi gösteriyor.
***
Doğru reçete şimdi uygulanamıyor, çünkü…
Peki bu perspektif uygulamaya nasıl geçecek? Uygulaması kolay mı? Açık konuşmak gerekirse önümüzde yerel seçimler varken uygulanması çok zor hatta belki de imkansız. Zaten tam da bu noktada demokrasi ile ekonominin çelişkisi devreye giriyor. Seçmenler her zaman ekonomik olarak büyümek istiyorlar ve siyaset kurumu da iktidarda kalmak için ağır maliyetleri pahasına sürekli büyümeyi pompalamak durumunda kalıyor. Bu konuda iktisatçıların siyaset kurumunu eleştirmesinin de bir anlamı yok. Seçmenler her zaman büyümeyi enflasyondan daha çok önemsiyorlar.
Hükümete muhalif bir ekonomi gazetecisi olan Barış Soydan bu gerçeği Profesör Ali Akarca’nın verilerine dayanarak şöyle ifade etmiş:
‘Ali Akarca’nın geliştirdiği ekonometrik modele göre kişi başına milli gelirdeki yüzde 1’lik artış iktidar partisine yüzde 1 oy getirirken enflasyondaki her yüzde 1’lik artış, oyların sadece yüzde 0,12 - 0,15’ini götürüyor. Yani seçmen için ekonomik büyüme, enflasyondan çok daha önemli.’
Zaten o sebeple doların ve enflasyonun yükselişi 24 Haziran seçimlerinde büyük etki yaratmadı ama bu sarmal ülke ekonomisini orta ve uzun vadede bir çıkmaza sokabilir. İşte bu sebeple, yani Türkiye’nin orta ve uzun vadeli menfaatleri için önümüzdeki yerel seçimlerin bir an önce, 16 Ekim 2018 gibi bir tarihte yapılması şart.
25 Haziran 2023’e kadar 5 sene Türkiye'nin seçimsiz gerilimsiz normal bir dönem geçirmesi gerekiyor. İşte o süre zarfında Türkiye’nin aklın ve mantığın gereğini yaparak normalleşeceğini düşünüyorum. Ekonominin de bu süre zarfında düz yola çıkıp enflasyonun yeniden tek haneye ineceğine inanıyorum.