HaberTürk yazarı Nagehan Alçı, "Döneli beş gün oldu. Ancak savaş ortamında yaşamaya çalışmak kapkaranlık bir tünelde görmeye çalışmak gibi. Sürekli kendini zorluyorsun, sıkıyorsun. Bir süre sonra buna alışıyorsun ve normali unutmaya başlıyorsun… Ukrayna’da geçirdiğimiz sayılı günde bile o ışıksızlığa ve yaşamsızlığa kendimi alıştırdığımı fark ettim." düşüncesini dile getirdi.
Alçı yazısında, "Her an siren çalabilir. Patlama sesi gelebilir. Silah sıkılabilir. Ölüme dair her şey sıradan. Yaşama dair ise her şey istisna… Dönüp sakin kafayla düşününce fark ettim… Ben evsiz kalmış yüzlerce Ukraynalı çocuk gördüm ama aralarında ağlayan bir tek çocuğa rastlamadım. Binlerce Ukraynalı ile karşılaştım, hepsi evlerini, hayatlarını arkalarında bırakmıştı. Sınırlarda, otobüs kuyruklarında, tren garlarında… Bavulları dışında hiçbir şeyleri kalmamıştı, dağıtılan yemeklerle yaşıyorlardı ama o tükenmişlik içinde tek bir dilenciye ya da bizden herhangi bir şey isteyen bir kişiyle karşılaşmadım. Tek bir kişi şikayetçi olmadı, feryat etmedi, uzattığımız mikrofona bir damla gözyaşı göstermedi. Bir millet olarak Ukraynalılar beni çok etkiledi…" ifadesini kullandı.