Alçı, HaberTürk'te "CHP içinde Ekremciler - Muharremciler ayrışması var mı?" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümünde şunları kaydetti:
Habertürk TV'de geçen çarşamba yaptığımız yayında Muharrem İnce, konu ne zaman Ekrem İmamoğlu'na gelse özellikle olumsuz konuşmamaya gayret etti.
Ekrem İmamoğlu da sorulduğunda Muharrem İnce ile ilgili negatif sözler söylemiyor. Yani görüntüde İnce ile İmamoğlu arasında bir zıtlık ve bir karşıtlık yok.
Fakat CHP içinde her ikisi de önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminin aday adayı olan bu iki siyasetçinin taraftarları arasında da aynı uyum var mı? Hayır. Kesinlikle yok.
Bizim yayında Muharrem İnce önümüzdeki Başkanlık seçimine yine aday olacağını açıklayınca Ekrem İmamoğlu'na yakınlığıyla bilinen Necati Özkan sosyal medyadan, daha sonra çok konuşulan mesajı attı: "Dün dünde kaldı cancağızım. Artık mekanın yeni sahibi var".
Ekrem İmamoğlu taraftarları ya da kısaca Ekremciler de bu twiti çok yoğun şekilde RT ettiler yani Necati Özkan’a güçlü bir destek verdiler.
Bu konuyu Muharrem İnce ile konuşmadım ama benim tanıdığım İnce'nin bu mesajdan çok rahatsız olup öfkeleneceğine eminim.
İnce cephesi hareketlendi
Tahminimce Ekrem İmamoğlu'nun kendisini aramasını ve “Ben Necati Özkan’ın bu yaptığını yanlış buluyorum” demesini beklerdi.
Konuya dışardan bakan bir yazar olarak ben de Necati Özkan'ın bu twitini son derece gereksiz buldum.
Bence böyle bir mesaj atarak Ekrem İmamoğlu’na da zarar verdi. Sayın Özkan bu yaptığı yanlışla ilgili bence özeleştiri yapmalı.
İşin ilginci Özkan’ın açıklamasından sonra Muharrem İnce cephesi ya da kısaca Muharremciler de harekete geçti.
O günden beri dilden dile ve klavyeden klavyeye İmamoğlu’nun yakını Necati Özkan’ın reklam şirketinin CHP’ye açtığı ticari davalar dolaşıyor. Özkan’ın geçmişte İlker Başbuğ’un tutuklanmasını sosyal medya hesabından net bir şekilde desteklemesinin Kemalist tabanda rahatsızlık yarattığını da söylüyorlar.
Doğru, gerçekten de Özkan ve CHP davalık olmuş.
Şimdi İnce destekçileri, “Mekanın sahibi olduğunu söyleyenler sırf para için mekana dava açmış” söylemini piyasaya soktular. Ayrıca bir adım daha attılar.
İmamoğlu’nun meşhur sloganı “Her şey çok güzel olacak”ı ilk kullananın Muharrem İnce olduğunu söylüyorlar. Ki bence bu da Muharremciler cephesinin çocuksu bir hamlesi.
O slogan kime ait?
Ekrem Bey’in o sloganı belli ki son derece spontane çıktı. Hakikaten de bu slogan Türk siyasi tarihine geçti. Bu işin çıkışının ne Muharrem Bey’in sözüyle ne de komedyen Cem Yılmaz’ın tek iyi filmi olan 1998 yapımı eserle ilgisi yok.
Öte yandan Ekremciler cephesinde Cumhurbaşkanlığı seçim tarihiyle ilgili telaş var. Gerçekten de seçimler İnce’nin dediği gibi 2020 Kasım ayında olursa İmamoğlu ne yapacak? Çünkü istifa ettiği an İBB Başkanlığı AK Parti’den Tevfik Göksu’ya geçiyor.
Buna rağmen Ekrem Bey kesinlikle Cumhurbaşkanı adayı olup Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkmak istiyor. Şimdiden, İBB Başkanı olsa da aklı Beştepe’de diyebiliriz.
Bu konuda da Trabzonspor’un ünlü ismi Özkan Sümer’in İmamoğlu’na dair daha önce bu köşede yer verdiğim bir sözünü yine hatırlatmak isterim.
“Ekrem’in olanla yetinmeyen bir karakteri var. Hep ama hep daha fazlasını isteyen tam bir Trabzonlu”
İmamoğlu bu sözü, kendini anlatan kitabına koymuştu. Ekrem Bey’in mentoru denilen Zülfü Livaneli’nin de muhakkak İmamoğlu’nun Başkan adayı olmasını istediği ve ısrar ettiği söyleniyor.
Fakat burada bir noktayı belirteyim. Fatih Altaylı bir ara Zülfü Livaneli’nin de Cumhurbaşkanı olmak istediğini yazmıştı. Bu teknik olarak zaten mümkün değil. Çünkü Livaneli üniversite mezunu değil. Hatta 12 Mart sebebiyle liseden de ayrıldığı için kayıtlarda ortaokul mezunu olarak geçiyor.
CHP ağır darbe alır korkusu
Muharremciler eğer İmamoğlu istifa ederse ve bir de Türkiye’yi kazanamazsa tam bir felaket olur ve İBB’yi de kaybeden CHP ağır darbe alır, diye düşünüyorlar.
“İmamoğlu tamamen İBB yönetimine odaklanmalı ve bize ikinci 1989 faciasını yaşatmamalı” diyor Muharremciler cephesi.
Aradan sıyrılan üçüncü isim
CHP içinde önümüzdeki Türkiye Devlet Başkanlığı seçimleri için Ekremciler-Muharremciler ayrışması derinleşirken benim aklıma Türk siyasi tarihinden bir örnek geldi.
1977’de de Başbakan Demirel ve Cumhurbaşkanı Korutürk arasında Adnan Ersöz’ü mü yoksa Ali Fethi Esener’i mi Kara Kuvvetleri Komutanı yapacakları konusunda ayrışma hatta kavga vardı.
“Yok Ersöz olacak yok Esener olacak” derken sessiz sedasız emekliliğini bekleyen üçüncü bir isim aradan çıkıp o koltuğa oturdu ve sonra da Türkiye’ye damgasını vurdu. O kişi Kenan Evren’di.
Elbette darbeci paşalar kavgasıyla demokratik seçime giren siyasetçileri bir tutmam ama teşbihte de hata olmaz.
Bir tarafta Ekrem İmamoğlu bir tarafta Muharrem İnce derken Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun aklında üçüncü bir isim olmasın?
Bu mevzuda bildiklerimi önümüzdeki yazılarda yazacağım ama esas unutulmaması gereken nokta şu: Kim aday olursa olsun, karşılarında Türkiye’nin seçim kazanma şampiyonu Tayyip Erdoğan olacak...