Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin dönüşümüyle ilgili, "2-3 sene içerisinde bugün bizi çok farklı şekilde eleştirenler de yapılan işten memnun olacak. Yeter ki iyi planlayalım" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin dönüşümüyle ilgili, "İşin getirilmek istendiği siyasi boyutlar sizi üzmesin. Biz meseleye önce eğitimciler olarak bakmak durumundayız. Eğitim açısından baktığımız zaman herkes için çok yararlı, çok verimli bir süreç olacağını düşünüyoruz" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı 'nın "Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi Değerlendirme Toplantısı" Antalya'da Topkapı Palace'da yapıldı.
Toplantıda bakanlık bürokratlarına ve il milli eğitim müdürlerine seslenen Bakan Avcı, 28-29 Kasım tarihlerinde düzenlenen Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavlarının başarıyla gerçekleştirildiğini belirterek, "Öğretmenlerimize, il milli eğitim müdürlerimize, bakanlık teşkilatımıza, güvenlik güçlerimize ve yerel yöneticilerimize çok teşekkür ediyorum" dedi.
Sadece belli merkezlerde yapılan bir sınavı, okul düzeyine indirmenin ciddi bir planlama, örgütleme ve takip gerektirdiğini anlatan Avcı, bu uygulamanın birkaç yıl içerisinde liselerde uygulamaya konulacak çalışmanın bir pilot uygulaması gibi de değerlendirilebileceğini söyledi.
Bakan Avcı, "Burada bunu başardıysak lisede de başarabiliriz. İnşallah üniversiteye girişleri de rahatlatmış oluruz. En önemlisi çocuklarımızı, bu sınav gerilimlerinden kurtarmış oluruz" diye konuştu.
'Çocukların ağzı var, dili yok'
‘Camiada özgüven eksikliği var '
Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki en büyük ihtiyacın "özgüven" olduğunu ifade eden Avcı, şöyle konuştu:
“Biz maalesef bakanlık olarak, milli eğitim camiası olarak, olur olmaz nedenle haksız yere eleştirilen, yaptığı iyi şeylerden çok, aksaklıklarıyla gündeme gelen çok büyük camiayız. Her kamu kuruluşunda aksaklık olur. Her kamu kurumunda yanlışlıklar olur. Her kamu kuruluşunda bir takım zaaflar olur. Ama milli eğitim hem toplumun bütün sosyal damarlarına ulaşan bir yapısı olduğu için, yani her aileyi, hemen hemen her vatandaşı doğrudan ilgilendiren bir faaliyet yürüttüğü için hem de doğrusu biraz da 'ne olacak bu memleketin hali' klişesi gibi 'ne olacak bu eğitim hali' klişesi ile iyice yüzeyselleşmiş eleştirilerin odağı haline gelmiş... Bu da ister istemez hepimizi olumsuz yönde etkiliyor."
Özgüvenin tekrar kazanılması gerektiğini vurgulayan Bakan Avcı, güzel işler yaptıklarını, fakat bunların kamuoyu ile yeterince paylaşılamadığını kaydetti. Avcı, "Bu kadar büyük bir camiayı ilgilendiren kamusal alanda elbette aksaklıklar, yanlışlıklar da olur. İnsanın kendini övmesi hoş bir şey değil, ama arkadaşlarımızın başarılarını da göğsümüzü gere gere herkese anlatalım, yaptığımız güzel işleri de hem birbirimizle, hem de kamuoyu ile paylaşalım" dedi.
‘Sınav kitapçıkları makine ile paketlenecek'
TEOG sınavında bazı poşetlerde soru kitapçıklarının eksik çıktığını ve bunun elle paketleme yapılmasından kaynaklandığını belirten Bakan Avcı, "İnşallah nisandaki sınavda ÖSYM'de olduğu gibi kitapçıkların otomatik paketlenmesini sağlayacağız. Böylece inşallah bu tür aksaklıklar daha da azalmış olacak" diye konuştu.
Dershanelerin dönüşümü konusunun bugünlerde medyada ve kamuoyunda çokça tartışıldığını da anımsatan Bakan Avcı, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İşin getirilmek istendiği siyasi boyutlar sizi üzmesin. Biz meseleye önce eğitimciler olarak bakmak durumundayız. Eğitim açısından baktığımız zaman herkes için çok yararlı, çok verimli bir süreç olacağını düşünüyoruz. Buna samimiyetle inanıyoruz. Yeter ki iyi planlayalım ve bu alanda faaliyet gösteren hiç kimseyi mağdur etmeyecek bir altyapı üzerinde duralım. Bunu yaptığımız zaman emin olun 2-3 sene içerisinde bugün bizi çok farklı şekilde eleştirenler de yapılan işten memnun olacak ve bu tür eleştirilerin de çok da haklı olmadığını, o gün kendileri söyleyecektir. O güne kadar biz işi katiyen siyasi retoriğe kurban etmeden, eğitim çerçevesinde 'biz işimizi en iyi nasıl yapabiliriz' sorusuna cevap bulmak üzere çalışmalarımızı sürdürelim."