Gündem

Myanmar krizi: Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu kim?

Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu'nun, Arakan eyaletindeki polis noktalarına saldırı düzenlemesiyle Myanmar ordusu Arakan eyaletinde büyük bir operasyon başlattı. 100 binden fazla insan evlerini terk etmiş durumda. Peki Myanmar'ın Arakan eyaletinde yaşayanl

29 Nisan 2018 20:30

Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu'nun, Arakan eyaletindeki polis noktalarına saldırı düzenlemesiyle Myanmar ordusu Arakan eyaletinde büyük bir operasyon başlattı. 100 binden fazla insan evlerini terk etmiş durumda.

Peki Myanmar'ın Arakan eyaletinde yaşayanlar adına mücadele verdiğini ettiklerini söyleyen isyancılar kim?

Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA), çoğunluğu Müslüman olan Arakanlıların zulüm gördüğü, Myanmar'ın kuzeyindeki Rakhine (Arakan) eyaletinde faaliyet gösteriyor.

Myanmar hükümeti Arakanlılara vatandaşlık vermeyi reddediyor ve onları Bangladeş'ten gelen yasadışı göçmenler olarak görüyor.

Etnik gruplar arasındaki çatışmalar zaman zaman alevleniyordu. Ancak geçen yıl Arakan'da silahlı isyan büyüdü. Harakah el-Yakin da dahil olmak üzere şimdiye kadar farklı isimlerle bilinen ARSA, 20'den fazla güvenlik gücü yetkilisi öldürdü.

25 Ağustos'ta Arakan eyaletindeki polis noktalarına saldırı düzenledi. ARSA'nın bugüne kadarki en büyük saldırısı olan bu saldırıda 12 kişiyi öldürdü.

Bu eylem üzerine, güvenlik güçlerinin karşı saldırısı başladı.

Hükümet, ARSA'yı bir 'terör örgütü' olarak nitelendiriyor ve liderlerinin yurtdışında silah eğitimi aldığını söylüyor. Uluslararası Kriz Grubu da (ICG) militanların yurtdışında eğitim aldığını kaydediyor ve 2016'da yayımladığı raporda grubun Suudi Arabistan'da yaşayan Arakanlılar tarafından yönetildiğini belirtiyor.

Kriz Grubu, ARSA'nın liderinin Pakistan'da doğan, Suudi Arabistan'da yetişen Ata Ullah olduğunu söylüyor.

Ancak bir ARSA sözcüsü bu bilgiyi yalanlıyor. Sözcü The Asia Times gazetesine yaptığı açıklamada, ARSA'nın cihatçı gruplarla bir bağının olmadığını ve sadece Arakanlıların bir etnik grup olarak tanınması için savaştıklarını söyledi.

Hükümet, 25 Ağustos'taki saldırının bıçaklar ve ev yapımı bombalarla gerçekleştirildiğini söylüyor.

Silahlarının çoğu ev yapımı gözüküyor ama ICG raporuna göre tamamen amatörce yapılmış değil ve Afganistan da dahil olmak üzere başka çatışmalara katılmış tecrübeli kişilerden yardım aldıklarına dair kanıt taşıyorlar.

The Asia Times gazetesine konuşan sözcü, ARSA'nın 2013'ten beri silah eğitimi verdiğini ifade ediyor. Ancak düzenledikleri ilk saldırı, 9 polis yetkilisini öldürdükleri Ekim 2016'daki saldırıydı.

ARSA amaçlarının "meşru müdafaa ilkesi doğrultusunda Arakanlıları devlet zulmüne karşı savunma, kurtarma ve koruma" olduğunu söylüyor.

ARSA ayrıca sivillere yönelik saldırı düzenlemediklerini belirterek, "terörist" tanımlamasını reddediyor. Ancak eğitimler sırasında muhbirleri öldürdüklerine dair haberler var.

Kriz Grubu, ARSA üyelerinin büyük çoğunluğunun 2012'de çıkan isyana devletin verdiği yanıta öfkelenen genç Arakanlı erkekler olduğunu söylüyor.

Bölgeden kaçmaya çalışanlar, botla Malezya'ya gidiyorlardı. Ancak Malezya donanması 2015 yılında bu göç yolunu kapattı ve binlerce kişinin deniz ortasında mahsur kalmasına yol açtı.

Arakanlı Müslümanlar, büyük bir yoksulluk içerisinde yaşamak zorunda. Vatandaşlıkları ve seyahat etme özgürlükleri yok.

ICG, tüm bu gelişmelerin ARSA'ya katılmları artırdığını söylüyor.

Birleşmiş Milletler'in Şubat ayında yayımlanan bir raporu, askerlerin Ekim 2016'daki saldırının ardından giriş çıkışı kısıtladığı bölgedeki Arakanlılara tecavüz ettiğini, dövdüğünü ve öldürdüğünü yazdı ve askerlerin tutumunu "ezici zalimlik" olarak tanımladı.

Birleşmiş Milletler'in Myanmar İnsan Hakları Rapörtörü şu anki yıkımın geçen yılki yıkımdan "çok daha büyük" olduğunu söyledi.

Myamar ordusu, sivillerin de ARSA militanları tarafından hedef alındığını söyleyerek Arakan'da büyük bir operasyon başlattı. 100 binden fazla Arakanlı köylerinden kaçtı ve sınırı geçerek mülteci kamplarının taştığı Bangladeş'e sığındı.

Myanmar'dan kaçan Arakan Müslümanları, Budist rahiplerce desteklenen ordunun, köyleri yerle bir ettiğini ve sivilleri öldürdüğünü söylüyor. Hükümet ise bölgedeki Budistlerin ve Hinduların da ARSA saldırılarından kaçtığını söylüyor.

Şiddet olaylarının yaşandığı Arakan eyaletine basın mensuplarının girişi son derece sınırlandırılmış durumda. Bu da orada gerçekte ne yaşandığını anlamayı daha da zorlaştırıyor.

Dünya çapındaki insan hakları savunucuları ve siyasetçiler mültecilerin durumundan duydukları kaygıyı dile getirdiler ve barınak, su ve gıda kıtlığına dikkat çektiler. Çocukların ülkeden kaçmaya çalışırken mayınlar nedeniyle yaralandıklarına dair haberler var.

Nobel Barış ödüllü Malala Yousafzai de Aung San Suu Kyi'ye şiddeti durdurma çağrısı yapmıştı. Suu Kyi daha önce bölgede "çok fazla düşmanlığın" olduğunu söylemiş ancak etnik temizlik ifadesinin "çok güçlü bir terim olduğunu" ifade ederek bu yöndeki suçlamaları reddetmişti.