AfD Genel Başkanı Frauke Petry, bugünkü buluşma öncesinde eleştirel söylemine devam etti. Petry, "Bild am Sonntag" gazetesinde yer alan demecinde, "İslam dinini yaşayabilmek açısından ne ezan sesi ne minare ne de kadınların çarşafa bürünmesi şarttır" dedi. "Baş örtüsüyle bir sorunum var" diyen Petry, birçok Müslüman kadının baş örtüsünü reddettiğini hatırlattı.
"Uyum sağlamış Müslümanlar Almanya'ya aittir"
Frauke Petry, özetle şu görüşleri dile getirdi: "İyi uyum sağlamış, dinini kendi özelinde ve barışçıl bir şekilde yaşayan Müslümanlar Almanya'ya aittir. Ancak camilerde birçok imam Suudi Arabistan'a özgü daha radikal bir İslam'ı vaaz ediyor."
İslam karşıtlığı parti programına yazıldı
AfD'nin geçen ay Stuttgart'ta yapılan kongresinde İslam karşıtlığını parti programına taşımıştı. "İslam Almanya'ya ait değildir" ifadesi programa eklenmiş, minare, ezan ve çarşaf yasağı talebi dile getirilmişti. AfD kamuya açık yerlerde baş örtüsüne karşı çıkarken Müslüman cemaatlerin yurtdışından mali destek almalarının da engellenmesini istiyor.
Müslümanlar neden davet etti?
Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi, AfD Genel Başkanı Frauke Petry'i nisan ayı sonunda bir sonraki yönetim kurulu toplantısına davet etmişti. Konsey Başkanı Aiman Mazyek, "Bilmek istediğimiz, Müslümanlardan neden nefret ettikleri" diye konuşmuştu. Mazyek, söz konusu görüşmede konsey temsilcileri ile birlikte sığınmacı krizi ve İslam düşmanlığı üzerine tartışmak istediklerini açıklamıştı.
Petry daveti kabul etti
AfD Genel Başkanı Petry'nin Müslümanlar Merkez Konseyi'nin davetini kabul ettiği bildirilmişti. Petry'nin sözcüsü "randevu tarihini kendilerinin önerdiğini" söylemişti. Buluşmaya partinin merkez yönetim kurulu üyelerinden Alice Weidel'in de katılacağı belirtilmişti.
AfD'ye eleştiri: "Toplumsal huzuru zehirliyor"
AfD'nin parti programı diğer partilerin temsilcileri tarafından eleştiriliyor. Yeşiller Partisi'nin din işleri sözcüsü Volker Beck, "Frauke Petry İslam karşıtı tavrıyla toplumsal huzuru zehirliyor" dedi. "AfD'nin anayasa ve din özgürlüğüyle bir sorunu olduğunu" savunan Beck, din özgürlüğünün Yahudi, Hırıstiyan, Müslüman, ateist ve diğerleri olmak üzere herkesi eşit derecede kapsadığını kaydetti.