Adnan Ağaç
Geçen Nisan ve Mayıs aylarında Marmara Denizi'nin yüzeyinde görülen müsilaj sorunu hâlâ sürüyor. Bazı bölgelerde yüzeydeki kirlilik görüntüsü kaybolsa da denizin dibindeki sorun henüz çözülebilmiş değil.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Müsilaj Araştırma Komisyonu üyeleri geçen hafta Marmara Denizi'nde yaptığı incelemeler sonucunda, bazı bölgelerde deniz dibinde müsilajın sürdüğü tespitinde bulundu.
Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı Kasım ayında yeni bir müsilaj tehlikesine dikkat çekti.
Erdek Körfezi'nde 17,5 metreye geçen günlerde bir dalış gerçekleştiren Prof. Mustafa Sarı, gözlemlerini şu sözlerle anlattı:
"Dibe çöken müsilaj yaklaşık 10 santimetre kalınlığında bir tabaka oluşturmuş, yüzeyi sütlü kahve kıvamında. Görüntüsü de öyle ama yüzeyin altına elimizi daldırdığımızda simsiyah, parçalanmış müsilaj çamuruyla karşılaşıyoruz."
DW Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Prof. Sarı, deniz altındaki müsilajın parçalanmasının "istenen, beklenen bir durum" olduğunu belirtti; ancak bunun her aşamada denizdeki ekosistemi tehdit ettiğinin altını çizdi. Doğal döngünün dışında çok büyük kümeler halinde alanları kaplayan müsilajın parçalanırken "suyun içindeki oksijeni tükettiğine" değinen Sarı, bunun da "önümüzdeki aylarda ortaya çıkabilecek müsilaj için bir zemin" olduğunu söyledi.
Denizlerde müsilaj ya da diğer adıyla deniz salyası oluşumu çeşitli faktörlere bağlı. Bunlardan biri iklim değişikliği, diğeri ise çevresel kirlilik. Denizlerdeki kirlilik nedeniyle artan azot ve fosfat miktarının yanı sıra deniz suyunun ısısındaki artış müsilaja neden oluyor.
Deniz dibindeki son durum nedir?
Marmara Denizi'ndeki deniz salyası sorununu incelemek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında bir araştırma komisyonu kuruldu. İlk toplantısını 8 Temmuz'da yapan Müsilaj Araştırma Komisyonu, denizlerdeki müsilaj sorununun sebeplerin ve alınabilecek önlemlerin belirlenmesi amacıyla çalışmalar yürütüyor.
Müsilaj Araştırma Komisyonu, bu çerçevede Marmara Denizi'nde incelemelerde bulundu. 7 Eylül'de İstanbul'da başlayan inceleme Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale'de sürdü. İncelemeler kapsamında bölgedeki artırma tesislerini ziyaret eden komisyon üyeleri bazı noktalarda da dalışlar gerçekleştirerek deniz altındaki durumla ilgili de gözlemlerde bulundu.
CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin komisyonda yer alan isimler arasında yer alıyor. DW Türkçe'ye gözlemlerini anlatan Şevkin, Büyükada civarında yaptıkları dalışta "deniz dibinde kabuklu deniz canlılarının yaşamını yitirdiğini, yine buradaki deniz çayırlarının üzerlerini kaplayan müsilaj nedeniyle fotosentez yapamaması yüzünden, bunların kuruduğunu" söyledi.
Birçok noktada "yüzeydeki müsilajın temizlendiğini" belirten Müzeyyen Şevkin, bundan sonra eylem planları çerçevesinde "evsel atıkların, sanayi atıkların, denize sintine suyunu bırakan gemilerin denetlenmesinin önemli" olduğunu vurguladı. Şevkin ayrıca "Can çekişmekte olan Marmara'ya atık deniz muamelesi yapılmaktan vazgeçilmesi gerektiğini" söyledi
Müsilaj sorununun çözümü için öncelikle kirlilikle mücadele edilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bunun için evsel ve endüstriyel kirliliğin önüne geçilmesi ve atık suyun Marmara'ya karışmaması gerektiğini vurguluyorlar.
"Müsilaj göz önünde olmayınca denetimler gevşedi"
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Marmara Belediyeler Birliği tarafından Haziran ayında müsilaj sorununu ele alan çalıştay sonrası 22 maddelik Marmara Denizi Koruma Eylem Planı oluşturulmuştu. Denizin müsilajdan temizlenebilmesi ve tekrarlanmaması için Marmara Denizi'ne kıyısı olan yedi ilde ileri biyolojik arıtmanın hayata geçirilmesi kararı verilmişti.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da 14 Temmuz'da yaptığı bir açıklamada "kentsel kirliliği kestiğimizde müsilaj tamamen yok olacak ve bir daha geri gelmeyecek" demişti.
"Aklı gözünde bir topluluk olarak müsilaj gözümüzün önünden kalktığında gevşettik bu yaptıklarımızı. Yani denetimler şu anda gevşedi" diyen Mustafa Sarı, Marmara Denizi Koruma Eylem Planı'nı acilen uygulamak için tekrar "8 Haziran'daki heyecanla yola çıkmamız lazım" ifadesini kullandı. Sarı, "Yoksa önümüzdeki yıllarda müsilajla daha çok karşılaşacağız ve müsilaj çok daha hayal etmediğimiz zararlara, hasarlara neden olacak" uyarısında bulundu.
"Kasım ayında yine müsilajla karşılaşma ihtimali yüksek"
Müsilajın "sonuç" olduğunun altını çizen Sarı, "nedenlerini ortadan kaldırmadan sonuçların değişmesini bekleyemeyiz. Şu anda nedenler olduğu gibi duruyor" ifadelerini kullandı. Sarı, iklim değişikliği etkilerinin sürmesi ve çevresel kirliliğin azaltılmaması durumunda "Kasım ayında yeniden müsilajla karşılaşma ihtimali çok yüksek" dedi.