2013 yılının temmuz ayında iktidardan devrilen Muhammed Mursi hakkında mahkemenin idam cezası vermesi eleştirilerileri de beraberinde getirdi. Mursi'nin iktidarı döneminde Planlama Bakanı olarak hükümette yer alan ve şu anda İstanbul'da yaşayan Amr Darrag bunun siyasi bir karar olduğunu ve temelinde yalan, iftira ve paranoyak komplo teorilerinin yattığını öne sürdü. Darrag ayrıca uluslararası toplumu, kararı protesto etmeye davet etti.
Karar, Mısır'daki diğer partilerin temsilcileri tarafından da eleştirildi. Uluslararası Atom Enerji Kurumu'nun eski başkanı Mısırlı politikacı Muhammed El Baradey, idam kararını "insan haklarının ağır ihlali" olarak nitelendirdi.
Mursi hakkında verilen idam cezasına Uluslararası Af Örgütü'nden de tepki geldi. Örgütün Kuzey Afrika sorumlusu Muhammed Elmesiri, yargılanmanın tümden adil olmadığını vurgulayarak Mursi'nin yasal desteği aylarca ulaşamadığını söyledi.
Tutuklanmasına karşı da hiçbir girişimde bulunamadığını kaydeden Elmesiri, Deutsche Welle'ye yaptığı değerlendirmede Mısır yargısının, bu idamları her türlü farklı görüşü bastırmak için kullandığını ve özellikle de şu an ülkede en büyük muhalefet güç olan Mursi'nin destekçilerine karşı böyle hareket ettiğini dile getirdi.
Elmesiri'ye göre, Mursi hakkında verilen idam kararı yalnızca uluslararası hukuk standartlarına değil, Mısır hukukuna da aykırı. Elmesiri, Mısır adalet sisteminin, 2013 yılında Mursi'nin devrilmesinden bu yana tamamen keyfi ve başına buyruk bir karaktere büründüğünü ifade etti.
Hükümetin tasarılarına karşı çıkan herkes hakkında kitlesel idam ve buna yakın sert cezalar verildiğini kaydeden Elmesiri, öte yandan güvenlik güçlerinden hiç kimsenin göstericilerin öldürülmesi ya da karakollarda işkence sonu hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak ceza almadığını vurguladı.
40 bin mahkum
Benzer görüşleri dile getiren bir başka isim de Washington'da bulunan Georgetown Üniversitesi'nden tarihçi Abdullah El Aryan. El Aryan, Mısır Adalet Bakanlığı'nın, ülkedeki yeni siyasi gerçekliği sağlamlaştırmak için üzerine düşen görevi yerine getirdiğini belirtti.
Bu gerçeklik içinde tüm karşıt görüşlülerin susturulmak istendiğini ifade eden El Aryan, hedefin Mısır'a onlarca yıl hakim olan otoriter sistemin tüm sertliği ile yeniden hayata geçirilmek olduğunu vurguladı.
Af Örgütü'nün verilerine göre, Mısır'da şu anda 40 binden fazla insan, çoğunluğu haklarında hukuki bir karar olmaksızın cezaevinde tutuklu bulunuyor. Bunlar arasında sadece Müslüman Kardeşler örgütüne üye olanlar değil, aynı zamanda çok sayıda laik muhalif de var.
Yargılandığı davada cumartesi günü idam cezasına çarptırılan Mursi, 2011'de ülkede Arap Baharı protestoları sırasında Filistinli Hamas ve Lübnanlı Hizbullah'la işbirliği yaparak tutukluların firar etmesini organize etmekten suçlu bulundu. Ancak verilen idam kararının Mısır Müftüsü tarafından da onaylanması gerekiyor. Ayrıca Mursi ve idam cezasına çarptırılan diğer sanıkların temyize gitme hakları da bulunuyor.