Yıldız Holding Yönetim Kurulu üyesi Murat Ülker, 2017 yılında tartışmalara neden olan 1 Nisan konulu sosyal medyada 'subliminal mesaj' olarak yorumlanan reklam filmiyle ilgili "komplo" diyerek; "Bu oynayan ve herkesin ben dahil şaşkınlıkla karşıladığı bu reklam filmi değil, bir korsan reklam filmi yapılmış dijital olarak, oynatılmış." açıklamasını yaptı.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu üyesi Murat Ülker, ZOOM üzerinden katıldığı üç ayrı konferansta üniversite öğrencileri ve iş insanlarıyla bir araya geldi.
Ülker, burada Nisan 2017'de yayınlanan ve sosyal medyada 'subliminal mesaj' olarak yorumlanan 1 Nisan konulu reklam filmiyle ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu. Karar gazetesinin aktardığına göre "Reklam filminiz 15 Temmuz darbe girişimiyle ilişkilendirildi ve büyük bir tartışmaya neden oldu. Bu reklamın hikayesi neydi?" sorusuna Ülker, şu yanıtı verdi:
"Bu bir reklam kampanyasıydı. Hani 1 Nisan şakası üzerine oturtulmuş. Bunun için de bir reklam filmi hazırlanmış. İnsanlar birbirlerine iyi davranır, kötü davranır, ailede kardeşler birbirlerine ağır şakalar yapar ama bunlar 1 Nisan şakası gibi gerçek değildir. Böyle bir reklam düşünmüşler. Fakat bu oynayan ve herkesin ben dahil şaşkınlıkla karşıladığı bu reklam filmi değil, bir korsan reklam filmi yapılmış dijital olarak, oynatılmış.
Acayip sözlerle, acayip görüntülerle ve bu bir komplo olarak yapılmış çünkü niye? Biz bunu takip ettik, bu reklam filmi yayınlanmış, televizyonda değil sosyal medyada, bizimle bir alakası yok bizim hesaplarımızdan yayınlanmıyor. Sonra bu 'Ülker reklam filmi' deniyor. Sonra bunu bir 150 kişi konuşuyor sonra birkaç yüzbin kişiye mal oluyor yani Twitter’da yani bu işin arkasında o bot denen robot denen şahsiyetler var, trol ordusu.
'Gökçek haber verdi'
Bunlar yapmışlar bunu. Buna karşılık ben Amerika'daydım o sıra dükkan geziyordum. Müşterileri geziyordum, duyunca bir kenara geçtim. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih (Gökçek) Bey haber verdi bana. Sağolsun baba dostudur, ondan öğrendim. Hemen bunu açıklayan bir tweet attım. Benim attığım tweet 12 milyon kişiye ulaştı. İnsanlar gerçeği öğrendiler ve bundan çok memnun oldular. Bütün bunlar olurken gece yarısı saat 12 idi Türkiye’de. Amerika’da saat 7 idi. Sabaha kadar bu iş bitti. Ama şöyle bir etkisi oldu tabii.
'Bundan sonra yoğurdu üfleyerek yedik'
Bundan sonra biz yoğurdu üfleyerek yedik. Savcılığa müracaat ettik, bu konunu araştırılmasını istedik. Takipsizlikle sonuçlandı. Çünkü bazı kimseler kaçmış, bazısı yokmuş, bazısına da dedi ki savcılık bunlara ulaşmam mümkün değil. Neticede böyle bir komploydu. Biz kendimizi ucuz kurtardık. Demek ki bu devirde böyle şeylere karşı çok dikkatli olmak lazım. Demeden dediler, yapmadan yaptılar deyiverenler çok oluyor.
Bunun arkasından ben sosyal medyadaki işimi paydos ettim 12 milyon kişiye ulaşınca. O zaman diyebilirler ki bu konuda niye tweet attın veya bu konuda niye tweet atmadın? O gün bu gün Twitter’da, Facebook’ta yokum. Instagram’da bazen amatör fotoğrafçılığım vardır, fotoğraf çeker koyarım. Bir de linkedIn’de makaleler yazarım, sanatla alakalı."