Rusya'ya "gerilimi düşür" çağrılarıyla başlayan Münih Güvenlik Konferansı'nda Ukrayna krizindeki tırmanışın "felakete" yol açabileceği uyarısı yapıldı.58'inci Münih Güvenlik Konferansı, Ukrayna krizinde gerilimin düşürülmesi, aksi takdirde felakete sürüklenileceği uyarısıyla başladı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, jeopolitik ayrışmaların derinleşerek büyüdüğünü, dünyanın çok daha tehlikeli bir sürece evrildiğini söyledi. Ayrışmanın BM Güvenlik Konseyi'ndeki karar alma süreçlerini felce uğrattığını, bunun da devlet ve devlet dışı aktörlere cezadan muaf oldukları, istedikleri her şeyi yapabildiklerine inandıkları bir alan yarattığını kaydetti.
Guterres: "Soğuk Savaş'tan daha tehlikeli"
BM Güvenlik Konseyi'ndeki karar alma süreçlerinin tıkanması nedeniyle uluslararası hukuka aykırı eylemlerle ilgili bir tür dokunulmazlık alanı oluştuğuna işaret eden Guterres, değerlendirmesini şu dikkat çeken ifadelerle sürdürdü: "Bana çok sık 'yeni bir Soğuk Savaş sürecinde miyiz?' diye soruluyor. Benim yanıtım şu: Küresel güvenliğe yönelik tehdit, çok daha çetrefil ve galiba çok daha tehlikeli. Çünkü Soğuk Savaş döneminde aktörlerin arka planda krizleri önleyebilecekleri mekanizmalar vardı.
Günümüzde o mekanizmalar da artık yok…" Ukrayna sınırındaki Rus askeri varlığı ve Avrupa'da askeri ihtilaf spekülasyonlarından çok büyük endişe duyduğunu söyleyen Guterres, olası bir savaşın "felaket" olacağını kaydetti. "Diplomasiye alternatif yok" sözlerini kaydeden Guterres, ihtilafların barışçıl yollardan çözümlenmesini, devletlerin birbirlerinin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı göstermesi gerektiğini düzenleyen BM antlaşmasının hükümlerini okudu, "Artık gerilimin ciddi bir şekilde düşürülmesinin vakti geldi" çağrısını yaptı.
Adaletsizlik uyarısı Guterres, konuşmasında küresel güvenliğe yönelik diğer tehditlere de dikkat çekti. Terör ve radikalleşmenin açlık, yoksulluk, eşitsizliğin olduğu bölgelerde daha güçlü bir şekilde yeşerdiğine vurgu yapan BM Genel Sekreteri, kıtlık, iklim değişikliği krizi ve koronavirüs salgını nedeniyle insanlığın çok ciddi tehditlerle karşı karşıya geldiğini söyledi. Ayrımcılık ile ekonomik, sosyal ve kültürel eşitsizliğin, şiddet ve askeri ihtilaf riskini arttırdığı konusunda uyarılardan bulunan Guterres, koronavirüs salgınının "kuzey ve güney arasındaki sistemik adaletsizliği arttırdığını" vurguladı. BM Genel Sekreteri Guterres, iklim değişikliğinin de "kontrolden çıktığını", yaşanacak göç akınlarının bir çok bölgeyi de istikrarsızlaştırabileceğini söyledi.
Guterres'in büyük bir dikkatle izlenen konuşmasının ardından konferans Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın katıldığı oturum ile devam etti.
Baerbock: "Bu bir Rusya krizidir" Alman Bakan Baerbock, "Öğrenilmiş çaresizlikten kurtulmak: Küresel sınamalara karşı koymak" başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, Rusya'ya sert mesajlar verdi. Avrupa'nın ortasında yeni bir savaş tehdidiyle karşı karşıya bulunulduğunu söyleyen Baerbock, Rusya'nın Ukrayna sınırında artırdığı askeri varlığını "kabul edilemez bir tehdit" olarak nitelendirdi.
Bu tehdidin sadece Ukrayna'yı değil Avrupa'nın barışçıl güvenlik mimarisini de hedef aldığının altını çizen Baerbock, "Bu nedenle bu kriz bir Ukrayna krizi değildir. Bu bir Rusya krizidir" dedi. Rusya'dan gerilimi düşürmeye dönük somut adımlar görmek istediklerini yineleyen Baerbock, "Biz Avrupa'da güvenlik ve barış için Moskova ile diyaloga hazırız. Bu hepimizin çıkarına" görüşünü kaydetti.
"Biz bu oyunda yokuz!" Son haftalarda gerilimin düşürülmesine dönük yürüttükleri diplomatik çabaları anlatan Alman bakan, "Birlikte, güven içinde yaşamak isteyenler birbirlerini tehdit etmez" sözleriyle Moskova'ya seslendi. Yaşanan gerilim sürecinde, Transatlantik İttifakı'nın birlik içinde hareket ediyor olmasının umut verici olduğunu da ifade eden Baerbock, çaresizliğe yer olmadığını vurguladı. Son 48 saatte Ukrayna'da gerilimin ciddi bir şekilde arttığını, gerilimin daha da tırmanabileceği tehlikeli bir süreçte bulunulduğunu söyleyen Alman bakan, "Şunu açıkça söylüyorum: Biz bu oyunda yokuz! Aksine, yapıcı bir şekilde, tüm gücümüzle krizden çıkış için çabalıyoruz" diye konuştu.
Blinken'den "Derin endişe" vurgusu ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de Rusya ile gerilimin diplomasi yoluyla çözümlenmesi yönünde yoğun çaba harcadıklarını söyledi. "Ama Rusya'nın bu istikamette gitmediği konusunda derin endişe içerisindeyiz" diyen Blinken, son 48 saatte yaşanan gelişmelerin, Rusya'nın yanıltıcı provokasyonlar senaryosunu yürürlüğe soktuğunu gözler önüne serdiğini kaydetti. "Putin şaşırdı" Antony Blinken, "Biz diplomasiye hazırız" demekle birlikte gidişatın aksi yönde olduğunu, Rusya'nın asker çekmek yerine sınıra ilave askerler gönderdiğini kaydetti.
"Tetikte olmalıyız" diyen Blinken, "bu sınamayla baş etmekteki en büyük gücümüz, ittifakımızdaki güç birliğimiz, dayanışmamız. Ben NATO'daki, AB'deki dayanışma ve birliğin Putin'i biraz da şaşırttığını düşünüyorum. Hem partnerler olarak birlik olduk hem kurumsal olarak. Biz bu birliği koruyabildiğimiz müddetçe, Putin hangi yolu seçerse seçsin, yanıt vermeye hazırız" diye konuştu. Kliçko: Bizim savunma silahına ihtiyacımız var Oturumun en dikkat çekici anı, Kiev Belediye Başkanı, eski boksör, Vitally Kliçko'nun söz almasıyla yaşandı. Konferans salonundaki Kliçko, Ukrayna'ya verilen destekten ötürü teşekkür etmekle birlikte, "Ama bizim savunma silahlarına ihtiyacımız var" dedi. Dünyanın en güçlü ordularından birine karşı savaşmaya, ülkelerini, ailelerini korumaya hazır olduklarını söyleyen Kliçko, "5 bin miğfer için teşekkürler ama bu yeterli değil, bununla ülkemizi savunamayız" dedi.
Kliçko'nun sitemine yanıt veren Blinken, Rusya'nın olası bir askeri harekat ile sadece Ukrayna'yı değil tüm uluslararası düzeni hedef almış olacağını söyledi, "Partnerlerimizle birlikte sizler için elimizden geleni yapıyoruz" dedi.
Alman Bakan Baerbock ise Kliçko'ya ülkesindeki durumun ciddiyetini dile getirmesinden ötürü teşekkür etti, "bizim için silah gönderip göndermeme konusu kolay bir karar değil. Ama Normandiya formatındaki görüşmeleri sekteye uğratacak adımlar atarsak bu da çok ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturur… Masaya geri dönmemiz, Minsk hakkında konuşmamız büyük önem taşıyor… Bizden Miğfer istediğinizde, kaç miğfer gönderebileceğimize baktım. Sadece 5 bin gönderebildiğimiz için üzgünüm. Yeni bir liste var ve ne yapabileceğimize bakıyoruz…" değerlendirmesini aktardı.
Değer Akal
© Deutsche Welle Türkçe