Hilal Köylü
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim yasaklarından muaf tutulması dikkatleri siyasi partilerin seçim bütçesine çevirdi. Hazine’den AKP’ye göre daha az yardım alan muhalefet partileri, hem AKP’nin seçim bütçesinin fazla olmasına hem de Erdoğan’ın "yasak tanımazlığına" isyan etti.
DW Türkçe'ye konuşan CHP Adana milletvekili Burhanettin Bulut "Geçmiş seçimlerden de biliyoruz ki sadece devletin parası değil, devlet uçağı, otobüsü de AKP’nin, Erdoğan’ın emrinde olacak. Bırakın eşitsiz yarışı, yine kontrolsüz güç Erdoğan’la mücadele edeceğiz" diye konuştu.
Bulut, 31 Mart yerel seçimine giden süreçte sadece Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Erdoğan’ı seçim yasaklarından muaf tutmasının değil, Hazine’den siyasi partilere yapılacak yardımların da siyasi partiler adına seçimde bir haksız rekabet ortamı yarattığına dikkat çekti.
Öyle ki YSK, 31 Mart seçiminin Türkiye’de sistem değişikliğinin ardından yapılacak ilk seçim olduğundan yola çıkarak 'partili cumhurbaşkanı' Erdoğan’ın seçim yasakları kapsamına alınmasına ilişkin İYİ Parti’nin yaptığı başvuruyu reddetti. Buna göre Erdoğan, bakan ve milletvekillerinin 21-31 Mart günleri arasında makam araçlarını kullanamayacağı, açılış ve temel atma törenlerinin düzenlenemeyeceğine ilişkin seçim yasaklarından muaf olacak, seçim gününe kadar "Cumhurbaşkanı" sıfatıyla devletin tüm olanaklarını kullanarak seçim propagandası yapabilecek.
En büyük pay AKP’nin
2019 bütçesinden de siyasi partilere önce yaklaşık 347 milyon liralık yardım aktarılacak ve yerel seçimler nedeniyle de aynı miktarda ikinci bir destek daha verilecek. Böylece siyasi partilere toplam devlet yardımının 694 milyon lirayı bulması bekleniyor. Bu parayı en son yapılan genel seçimlerde yüzde 10 barajını geçen AKP, CHP, HDP ve MHP alacak. Yasa gereği ayrıca, son seçimde yüzde 3 barajını geçtiği için İYİ Parti de yardım alacak. Bütçeden 5 siyasi partiye aktarılacak toplam destek yaklaşık 773 milyon liraya ulaşacak.
Bütçe rakamlarına göre devlet yardımlarında en büyük payı yine AKP’nin olacak. 2019 bütçesinden AKP'nin kasasına yaklaşık 335 milyon lira aktarılırken, CHP’ye 178 milyon 564 bin lira, HDP’ye 92 milyon 238 bin lira, MHP'ye 87 milyon 508 bin lira ödenecek. İYİ Parti'ye de 78 milyon 520 bin lira verilecek.
"Seçim eşit koşullarda olmayan bir yarış"
CHP’li Bulut, "Eski sistemde bütçeyi halk adına TBMM yapardı. Yeni sistemle birlikte halkın bütçesini artık Saray yapıyor. Tek bir kişi hangi bakanlığa ne kadar para aktarılacağına, hangi kalemin nereye harcanacağına karar veriyor" derken, cumhurbaşkanlığı bütçesindeki yüzde 233 oranındaki artışa da dikkat çekti.
Bulut, "Bütçe, mecliste parmak çoğunluğuyla AKP’li vekiller tarafından sorgusuz sualsiz kabul ediliyor. Cumhurbaşkanı kendi bütçesini yüzde 233 oranında artırıyor, üzerine örtülü ödeneği de kullanıyor" diyerek Türkiye’de siyasi partiler açısından seçimin eşit koşullarda yapılmasının hiçbir koşulda imkanı kalmadığını öne sürdü.
HDP’de ekonomi üzerinde yoğunlaşan Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da, DW Türkçe'ye açıklamasında 31 Mart yerel seçimine giderken siyasi partiler arasında eşit bir yarışın olmayacağını bugünün Türkiye’sinde herkesin bildiğini belirtti.
Paylan, "Erdoğan hiçbir zaman partisi AKP’nin bütçeden aldığı yardımlarla yetinmedi, yasaklara uymadı. Devletin resmi araçlarını, uçaklarını seçim propagandasında göstere göstere kullandı" diye konuştu.
"Seçim her anlamda eşitsiz yarış" diyen Paylan, kendisini 'herkesin cumhurbaşkanı' olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AKP genel başkanı olarak seçim yasakları kapsamında davranmayı aslında kendisinin tercih etmesi gerektiğine vurgu yapıyor. "Ama bakıyorsunuz ki bu olmuyor, işine gelince herkesin cumhurbaşkanı, işine gelince parti başkanı. Devletin parasına da, kurallarına da böyle yaklaşıyor" çıkışında bulundu.
İYİ Parti dava açıyor
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcılarından Hasan Seymen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim yasakları kapsamına alınması için YSK’ya başvuru yaptı. Seymen, yeni sistemde partili bir cumhurbaşkanı olduğunu ve onun da seçim yasağı kapsamına alınması gerektiğinde ısrar ediyor.
Seymen, "YSK, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yasaktan muaf tutarak 'partili cumhurbaşkanı'na kıyak geçmiş oldu. Tamamen hukuk dışı bir durumla karşı karşıyayız" diye konuştu. Seymen, "Oysa 16 Nisan 2017'deki anayasa değişikliği referandumuyla Erdoğan yeniden AKP'nin genel başkanı oldu. Siyasi bir kimliği var. Seçim yasakları kapsamına alınması hukukun gereğidir" dedi.
Hasan Seymen’in siyasi partilere yapılan bütçe yardımı konusunda da İYİ Parti’nin 'ayrıca bir haksızlığa uğradığını' söyledi. İYİ Parti’nin 24 Haziran 2018’te mecliste grup kurduğunu hatırlatan Seymen, 2018’in Haziran ve Aralık ayına ait bütçe yardımının kendilerine yapılmadığını belirtti. Bu konuda hem Cumhurbaşkanlığı’na hem de Maliye’ye başvurduklarını ancak yanıt alamadıklarını belirten
Seymen, "Yaşadığımız bu haksızlık karşısında da mahkemede hakkımızı arayacağız. Dava açacağız" diye konuştu. Seymen, "Tüm bu açık göstergelere karşın AKP ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp da seçimin eşit koşullarda yapılacağını söylemesin. Kimse inanmaz" çıkışında bulundu.
"Her seçimde bu tür şikayetler gündemde"
AKP'liler ise muhalefetin her seçim döneminde bu tür şikayetleri gündeme getirdiğinden yakınıyor. "Erdoğan konusunda kararını YSK verdi. Ülkenin resmi kurumlarının verdiği kararlara uyulması gerekiyor. Durum bu" diyen AKP'liler, bütçe payları konusunda da kendilerinin iktidar olduğuna dikkat çekti.
"İktidar her zaman bütçeden aslan payını alır" görüşündeki AKP'liler, ortada herhangi bir haksızlığın olmadığını iddia etti. AKP cephesinde, İyi Parti'nin 2018 yılına ait bütçe yardımını alamaması konusunda da bürokratik işlemlerden kaynaklı bir yavaşlama olduğu belirtildi.