Belçika'nın başkenti Brüksel'de meydana gelen üç patlamanın ardından şüpheler Fas ve Türk kökenli müslümanların yaşadığı ve 'Cihatçıların merkezi' gözüyle bakılan Molenbeek semtine çevrildi. Avrupa Birliği (AB) başkentinin en genç nüfusuna sahip aynı zamanda da en yoksul belediyesi, Paris saldırılarından sonra Belçika gündeminin üst sıralarına oturdu. 13 Kasım Paris saldırılarına katılan 20 yaşındaki Bilal Hadfi de yine Molenbeek'tendi. Yine Paris saldırısının zanlılarından ve geçtiğimiz günlerde Belçika polisince yakalanan Brahim Abdeslam'da yıllarca Molenbeek'te yaşadı. Belçika'da 'kurtarılmış bölge' olarak görülen Molenbeek nasıl böyle radikalleşti. BBC Türkçe'den Yusuf Özkan'a göre radikalleşmenin en büyük nedenlerinden biri yoksulluk.
BBC Türkçe'de yer alan haber şöyle:
Birkaç yıl önce Hollandalı bir grup arkadaşımla hafta sonu tatili için Brüksel'e gitmiştik. Bir Flaman rehber öncülüğünde kenti dolaşırken yolumuz bugün "cihatçıların başkenti" diye adlandırılan Molenbeek semtine düştü.
Flaman rehber, semte ilişkin bilgi verirken, bölgenin tamamen Faslılar ve Türkler tarafından "işgal edildiğini" anlattı.
Bu sözler üzerine tüm bakışlar, otobüsteki tek yabancı kökenli kişi olan bana çevrildi. Gruptaki arkadaşlarımızdan Maria rehberin sözlerine "Bu kadar da ayrımcı, dışlayıcı bir dil kullanılmaz ki" diye tepki gösterdi.
Flaman rehberin kabaca anlattığı şeyler aslında, Belçika hükümeti tarafından da dile getirilen görüşlerdi. Hükümet üyeleri, büyük bölümü göçmenlerden oluşan Molenbeek semtini, "başka bir dünya" diye tanımlıyordu.
Avrupa Birliği (AB) başkentinin bu en genç nüfusa sahip ama en yoksul belediyesi, Paris saldırıları sonrası Belçika gündeminin en üst sıralarına oturdu.
Türkiye kökenli yaklaşık 3 bin göçmenin yaşadığı 94 bin nüfuslu semtte, nüfusun yaklaşık yüzde 40'ı Müslüman.
Paris saldırısının beyni de Molenbeek'ten
"Kendi haline bırakılan" semt, radikal İslamcı grupların rahat biçimde örgütlendiği bir bölge haline geldi. Belçika Güvenlik ve İçişleri Bakanı Jan Jambon, Molenbeek'in hükümetin kontrolünde olmadığını söyledi.
Belçika istihbaratının, Paris saldırılarının "beyni ve planlayıcısı" diye tanımladığı, ülkenin arananlar listesinde ilk sırada yer alan Abdülhamid Abaaoud Molenbeek'te doğdu, büyüdü.
Paris'teki saldırılara katılan 20 yaşındaki Bilal Hadfi de yine Sint-Jans Molenbeek'ten. Geçen yıl Suriye'ye giderek cihatçı gruplara katılan Hadfi'nin de adı Paris saldırısının zanlıları arasında geçiyor.
Paris'teki Boulevard Voltaire üzerindeki bir kafeye intihar saldırısı gerçekleştirdiği söylenen Brahim Abdeslam da yıllarca Molenbeek'te yaşadı.
Belçika'nın arananlar listesinin ilk sırasındaki Abdülhamid Abaaoud, geçen Ocak ayında Verviers kentinde polisin 3 cihatçıyı öldürdüğü baskından sağ kurtulmuş ve Suriye'ye kaçtığı belirlenmişti.
Fransa'ya göre Abaaoud, Paris saldırılarını Rakka'da planladı
Güvenlik ve istihbarat birimleri, Suriye bağlantılı Molenbeekli cihatçılar nedeniyle semtteki operasyonlara devam ediyor.
Molenbeek'deki ev baskınları Pazartesi sabahı yeniden başlarken, Belçika kamuoyu da, "cihatçıların başkenti" olarak adlandırılan semtin neden bu duruma geldiğini tartışıyor. Öne çıkan en önemli nedenler, işsizlik, yoksulluk ve başarısız göçmen politikaları olarak gösteriliyor.
'Radikalleşmenin nedenlerinden biri yoksulluk'
Brüksel Üniversitesi'nden siyaset bilimci Dave Sinardet, gençlerin radikalleşmesine ve Suriye'den dönen cihatçıların varlığına yol açan faktörlerin çok yönlü olarak ele alınması gerektiği görüşünde.
De Morgen gazetesine konuşan Sinardet'e göre, Molenbeek'in en genç nüfusa sahip ve en yoksul belediye olması radikalleşmede en önemli etkenlerden biri. Sosyolojik yapı, radikalleşmede büyük rol oynuyor. Bazı mahallelerde gettolar oluşmuş. Göçmenler adeta üst üste yaşıyor.
Belçikalı siyaset bilimci, Molenbeek'in yanlış politikalara kurban edildiğini düşünüyor. Semtin eski Belediye Başkanı, Sosyalist Partili Philippe Moureaux'un da bu yaşananlardan sorumlu olduğunu savunuyor.
Sinardet, eski başkanın, toplumsal yaşamdaki sorunları önemsemediğini söylüyor. Moureaux'un "radikalleşme" eleştirilerini ciddiye almadığını, bu konudaki sinyalleri, "çok kültürel yaşama eleştiri" olarak gördüğünü belirtiyor.
Siyaset bilimciye göre aslında Brüksel'deki diğer partiler de Molenbeek'deki sorunlara yeterince müdahale etmedi.
Federal yönetim ile yerel otoriteler arasındaki iletişim sorununa dikkati çeken Sinardet, sorunun basit nedenlerle açıklanamayacak kadar büyük olduğunu savunuyor.
'Hükümet sadece efeleniyor'
Leuven Üniversitesi'nden siyaset bilimci Piette Vercauteren de Molenmeek'teki sorunları bir "günah keçisine" bağlamanın kolaya kaçmak olduğunu söylüyor.
Eski Belediye Başkanı Moueraux'un suçlanmasını kolaycılık olarak değerlendiren Vercauteren, "Unutmayın, son 3 yıldır orayı liberaller yönetiyor. Bu çok karmaşık bir sorun" diyor.
Vercauteren, Belçika Güvenlik ve İçişleri Bakanı Jan Jambon'un "Molenbeek'te temizlik yapacağız" açıklamasını ciddiye almıyor. Açıklamayı, sorunu çözmekten çok "efelenme" olarak değerlendiriyor. Bu nedenle beklentilerin yüksek tutulmamasını istiyor.
Belçika'dan cihatçı gruplara katılmak için Suriye'ye giden 474'nin önemli bir bölümü Molenbeek kökenli. Bunlardan 130'unun Belçika'ya geri döndüğü belirtiliyor. 77'si ise Suriye'de öldürülmüştü.