Gündem

"MİT'in '15 Temmuz' istihbaratında yeni ayrıntılar..."

"MİT ihbarcıyı ajan olarak geri yollamış"

23 Mayıs 2017 13:35

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan'ın darbeciler tarafından alınacağını MİT’e ihbar ettiği ileri sürülen binbaşıyla ilgili olarak "İfadede yer alan ilginç bir bilgi, MİT’in ihbarcı binbaşıya üzerine dinleme cihazı takarak görev yeri olan komutanlığa geri gitmesini önermiş olmasıdır. Bundan MİT’in ihbarcıyı darbe hazırlığıyla ilgili daha detaylı bilgi edinmek için operasyonel bir şekilde kullanma yoluna gittiğini öğreniyoruz" dedi. 

Sedat Ergin'in "MİT’in '15 Temmuz' istihbaratında yeni ayrıntılar..." başlığıyla yayımlanan (23 Mayıs 2017) yazısı şöyle:

Yeni Şafak gazetesinin geçen cumartesi günü “İşte O Binbaşının İfadesi” başlığıyla yayımlanan manşet haberi son günlerin önemli gazetecilik olaylarından biriydi. Osman Ozgan’ın imzasını taşıyan haber, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimiyle ilgili kamuoyunda zihinleri meşgul etmekte olan bazı soruları yeniden tartışmaya açıyor, MİT’in bu girişimi nasıl öğrendiği ve bunun üzerine nasıl bir hareket tarzı izlediğiyle ilgili bazı çarpıcı yeni bilgileri de ilk kez gün ışığına çıkartıyor.

Bu haberin en önemli yönü, darbe hazırlığını 15 Temmuz 2016 tarihinde bizzat MİT’in Yenimahallede’deki merkezine giderek ihbar eden Binbaşı O.K.’nın yaklaşık bir ay sonra 11 Ağustos tarihinde Ankara’da Cumhuriyet Savcılığı’na bu hadiseyle ilgili ifade verdiğinin ortaya çıkmış olması.

Adı O.K. olarak geçen ve ortaokuldan itibaren Gülen cemaati ile irtibatlı olduğunu itiraf eden binbaşının savcılık ifadesinin bugüne dek 15 Temmuz girişimi hakkında hazırlanmış hiçbir iddianamede kullanılmamış olması, meselenin düşündürücü yönlerinden birini oluşturuyor.

İhbarcı binbaşı, 15 Temmuz’dan sonra OHAL çerçevesinde çıkartılan ilk kanun hükmünde kararnamelerden biriyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden atılmış, ancak bir süre sonra göreve iade edilmiş ve onun ardından MİT’te göreve başlatılmıştı. Kara Havacılık Komutanlığı iddianamesini hazırlayan Savcı Alpaslan Karabay’ın Binbaşı O.K.’nın ifadesini almak için MİT’e yazı yazdığı, ancak bu yazıya yanıt verilmediğini 17 Mayıs tarihinde Cumhuriyet gazetesinde Alican Uludağ’ın haberinden okumuştuk.

Bu bilgileri aktardıktan sonra Binbaşı O.K.’nın 12 Ağustos tarihli ifadesinin çarpıcı noktalarına göz gezdirelim.

Ne zaman bildirdi?

Darbe hadisesinden kısa bir süre sonra MİT’ten yapılan bir bilgilendirmede, teşkilatın bu hazırlığı saat 16.00 gibi istihbar ettiği kayda geçmişti. Buna göre, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, bu bilgiyi saat 16.30’da Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’e telefonda iletmiş, 17.30’da bir MİT Müsteşar Yardımcısı Genelkurmay’a giderek Orgeneral Güler’e bilgi vermiş ve saat 18.00’de ise Hakan Fidan da karargâha giderek Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’la görüşmüştü.

Buna karşılık Binbaşı O.K.’nın Yeni Şafak’ta yayımlanan savcılık ifadesine bakılırsa, kendisi saat 14.20’de MİT merkezine geldiğini, kapıdaki görevlilere “TSK içindeki paralelcilerle ilgili bilgi vermek için geldim” dediğini ve bunun üzerine “saat 14.30’u biraz geçe” iki kişi tarafından sorguya alındığını söylüyor. Sorguya daha sonra üçüncü bir MİT’çi ve onun ardından daha kıdemli olduğu anlaşılan dördüncü bir görevli katılıyor. Sorgunun başlaması ile Genelkurmay’a durumun aktarılması arasında geçen süre bir buçuk saate yakındır.

Darbe mi dedi?

 Kamuoyundaki tartışmada Genelkurmay’a yapılan bildirimde, alınan ihbarın adının “darbe” şeklinde konup konmadığı sorusu da merak uyandırıyor. O.K., savcılık ifadesinde, olayı öğrenişini şöyle aktarıyor: “Ben ailemle Akçay’da kamptaydım. 13 Temmuz’da Tabur Komutanı Binbaşı Deniz Aldemir arayarak, cuma günü (15 Temmuz) görevde olmam gerektiğini söyledi. Ailemi bırakıp cuma sabahı mesaiye gittim. (Pilot Yarbay) Murat Bolat bana ‘bu akşam seninle uçacağız’ dedi. Daha sonra Deniz Aldemir bana ‘senin hizmetten olduğunu biliyorum. Bu gece faaliyetimiz olacak. Ben helikopterle Hakan Fidan’ı alacağım. Sen de Murat Bolat’la uçacaksın. Çok kan akacak’ dedi.”

İfade metnine göre, O.K. şöyle devam ediyor: “Bir helikopter Hakan Fidan’ı alacak, diğer helikopterin ne yapacağını bilmiyorum. Bana (MİT’te) ne olacağını sordular, ben de büyük bir faaliyet olabileceğini, hatta darbe faaliyeti olabileceğini söyledim. ‘Çok kan akacak’ dediklerine göre, bu faaliyetin iyi niyetli bir faaliyet olmadığını söyledim. Hatta kendilerine YAŞ kararlarında FETÖ’cülere karşı büyük bir temizlik olabileceği sürekli yazılıyor. Bu nedenle YAŞ öncesinde bir darbe faaliyeti olabileceğini söyledim.”

Daha önceki bazı haberlerde ihbarcının sadece Hakan Fidan’ın kaçırılacağını söylediği, darbe konusunda bir açıklık olmadığı ileri sürülmüştü. Buna karşılık, O.K.’nın savcılık ifadesi, hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak açıklık içinde ihbarcının “Kan dökülecek” de diyerek bir darbeyi işaret ettiğini gösteriyor.

MİT ihbarcıya telefonla darbecileri aratmış

İfadeye göre, MİT görevlileri O.K.’dan kendisine görevlendirme yapan BinbaşıDeniz Aldemir ve Yarbay Murat Bolat’ın telefon numaralarını alırlar. Bu noktadan itibaren bu iki kişinin sicillerinin, iletişim izleme bilgilerinin MİT tarafından araştırılmaya başlandığını, muhtemelen telefonlarının da takibe alındığı ya da alınmasına dönük bir prosedürün başlatıldığını varsayabiliriz.

MİT görevlileri, ayrıca O.K.’nın bu şahısları yanlarından aramasını da isterler. O.K.onların yanından Aldemir’i arar. Aldemir “Kuvvet Komutanı gelecek, sen de burada bulun” der. Kuvvet Komutanı, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak olmalıdır. Çolak’ın o gün Kara Havacılık Okulu Komutanı Tümgeneral Hakan Akınç’ı arayıp geleceğini bildirdiği saat iddianameye göre 18.00’den hemen sonradır. Bu durumda O.K.’nın Aldemir’i MİT Karargâhı’ndan telefonla araması da bunun sonrasına denk gelmelidir.

MİT ihbarcıyı ajan olarak geri yollamış

İfadede yer alan ilginç bir bilgi, MİT’in ihbarcı binbaşıya üzerine dinleme cihazı takarak görev yeri olan komutanlığa geri gitmesini önermiş olmasıdır. Bundan MİT’in ihbarcıyı darbe hazırlığıyla ilgili daha detaylı bilgi edinmek için operasyonel bir şekilde kullanma yoluna gittiğini öğreniyoruz. Binbaşı O.K., bu öneri üzerine “Önce tereddüt ettim ama sonra kabul ettim” diyor.

O.K., MİT’ten ayrılır ve saat 19.00 gibi Güvercinlik’teki Kara Havacılık Okulu Komutanlığı’na giriş yapar. Bu sırada MİT’in daha önce Genelkurmay’ı bilgilendirmesi üzerine Orgeneral Akar’ın “Gidip durumu yerinde incele” diye teftiş yapmak üzere gönderdiği Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Çolak da –iddianameye göre- 18.36’da Güvercinlik’e giriş yapmıştır. O.K., kışlaya gittiğinde gece uçuşu olup olmadığını kontrol eder, bir kayda rastlamaz. Ayrıca, telefonda Deniz Aldemir’e de ulaşamaz. Ortalıkta bir olağanüstülük gözlenmemesinin nedeni muhtemelen Orgeneral Çolak’ın kışlada yapmakta olduğu teftiştir. Bu noktada kendisine “Pastacı” kod ismini kullanan MİT’teki kontağını arayarak, gece uçuşu olmayacağını öğrendiğini aktarır.

Orgeneral Çolak, Aldemir'in adını sormuş

Bu noktada O.K.’nın ifadesinden ayrılıp iddianameye geçelim. İddianameye göre, komutanlığa denetlemeye gelen Orgeneral Çolak, üssün komutanı Tümgeneral Hakan Atınç’a Deniz Aldemir ve O.K. adında iki subayın adını vererek Fetullahçı yapıyla bağlantıları olup olmadığını sorar. Bundan MİT’in O.K. ve Deniz Aldemirisimlerini Akar’a, Akar’ın da Çolak’a ilettiğini anlıyoruz.

Bir bu kadar ilginç olan bir ayrıntı, iddianameye göre, Orgeneral Çolak’ın denetlemesi sırasında O.K.’yı darbe için Ankara’ya çağıran tabur komutanı Deniz Aldemir’in Kara Kuvvetleri Komutanı’na CH-47 tipi bir helikopter hakkında yarım saat süren bir brifing vermiş olmasıdır. Aldemir, 15 Temmuz darbe girişiminde aktif görev almış, yakalandıktan sonra itirafçı olup cemaatçi olduğunu kabul etmiştir.

Askeri faaliyet başlayınca MİT'i bilgilendiriyor

Şimdi O.K.’nın ifadesine geri dönüyoruz. Kışlaya dönüşünde bir olağanüstülük gözlemeyen O.K.’yı bir süre sonra Binbaşı Aldemir arar “Uçuşumuz var, hemen gidiyoruz” der. Ardından buluşurlar ve birlikte Genel Maksat Taburu bekleme odasına giderler. O.K., taburda karşılaştığı tabloyu şöyle anlatıyor: “Bir kısım personelin orada toplandığını gördüm. Bir kısmı uçmaya hazır şekildeydi, bir kısmı sivildi. Murat Bolat’ın elindeki helikopterlerin hepsi dışarıda diziliydi. Halil Gül, ‘Helikopterleri çalıştırıp Akıncı’ya gideceğiz’ dedi. Masaların üzerinde çelik yelekler, gece görüş gözlüğü, silahlar, mühimmatlar vardı.”

 O.K., bu şüpheli faaliyeti görünce dışarı çıkar ve hemen MİT’teki irtibat görevlisi “Pastacı”yı arar, durumu aktarır “Akıncı’ya geçecekler” der. Pastacı, “Derhal kışlayı terk et ve kesinlikle uçuşa katılma. Seni bıraktığımız yere gel, seni oradan aldıracağız” diye karşılık verir. O.K. nizamiyeye giderek birliği terk eder, ilk minibüse binerek buluşma yerine gider. MİT’çiler gelip kendisini alırlar. Çatışmalar olduğu için MİT’e gitmezler, iki saate yakın Ankara içinde dolaşırlar. MİT görevlisi, O.K.’dan arkadaşlarını arayıp faaliyetlerini öğrenmesini ister. O.K., Murat Bolat’ı arar. Bolat -darbeye katılmadığı için- “S..... git şerefsiz” diyerek kendisine hakaret eder. O.K., bu konuşmanın geçtiği saati 00.30 olarak hatırlıyor. MİT’çiler kendisini daha sonra evine bırakırlar.

İddianameye göre, Orgeneral Çolak Kara Havacılık Komutanlığı’ndan 21.08 sularında çıkmış, kendisiyle birlikte denetlemeye katılan Dördüncü Kolordu Komutanı Korgeneral Metin Gürak da bir süre sonra 21.36’da ayrılmıştır. Üsteki askeri faaliyetin bu iki komutanın çıkışından sonra başladığını varsayarsak, O.K.’nın üsteki darbe faaliyetinin başladığını gözleyip MİT’e aktarmasının saat 21.36’dan önce olması pek mümkün gözükmüyor.

Bu arada darbeciler saat 21.00’de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ın odasına girip kendisini zaten etkisiz hale getirmişlerdir. Kara Havacılık Komutanlığı’ndan çıkıp Genelkurmay’a giden Orgeneral Çolak da zaten girişte derdest edilmiştir.