Gündem

MiT ne söyledi, neleri kastetti!

Gazeteci-yazar Enis Berberoğlu, MİT'in Tuncay Güney'le ilgili yaptığı ve soru işaretleriyle dolu açıklamadaki şifreleri çözdü.

27 Kasım 2008 02:00
Gazeteci-yazar Enis Berberoğlu, MİT'in Tuncay Güney'le ilgili yaptığı ve soru işaretleriyle dolu açıklamadaki şifreleri çözdü. Berberoğlu, Hürriyet Gazetesi'nde (27 Kasım 2008) yayımlanan haberinde, MİT'in aslında neler demek istediğini şöyle açıkladı:


"MİT’in imza dahil 15 satır tutan açıklamasında üç önemli hüküm cümlesi var.

MİT diyor ki: "Sabah Gazetesi’nde, "Kod Adı İpek" başlığı altında Tuncay Güney ile ilgili belgeyi konu alan bir manşet haber yayımlanmıştır. Haberde yer alan belge teşkilátımıza aittir. Söz konusu belgenin dışarıya yansıtılması ile ilgili idari soruşturma açılmıştır."

Enis Berberoğlu’nun yorumu: MİT’e ait belgelerin yayımı ağır suç. MİT belgesini yayan ve basan kişiler asgari 2-8 yıl hapis cezasıyla yargılanır. MİT bu cümle ile belgeyi basına verenleri bulacağını, mahkemeye vereceğini duyuruyor.

MİT diyor ki: "Tuncay Güney o dönem itibarıyla şüpheli faaliyetlerinden dolayı dikkatimizi çeken ve üzerinde çalışma yapılan bir şahıstır. Bu bağlamda, Tuncay Güney kayıtlı bir haber kaynağımız değildir."

Enis Berberoğlu’nun yorumu: MİT’in organizasyon şemasında ana omurgada meslek memurları yer alır. Meslek memurları çeşitli örgütlere sızma (hulul) elemanı kullanır, bu kişilere resmen para ödenir. Tuncay Güney’in haber kaynağı olmadığının açıklaması MİT’in "elemanı" sayılmadığı, kendisine para ödenmediği anlamına geliyor.

MİT diyor ki: "Kuruluş ve işleyişi tartışmalı olan Kontrterör Merkezi, sorumluları ile birlikte 1997 yılında kuruluş şemasından çıkarılmıştır."

Enis Berberoğlu’nun yorumu: Tuncay Güney’le ilgili açıklamaya konulan bu cümle yeni istihbarat savaşının kıvılcımını çaktı. Çünkü söz konusu merkez Mehmet Eymür’e bağlıydı. 1987’deki 1.  MİT raporu kavgası nedeniyle teşkilattan ayrılan Mehmet Eymür, Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde (1996 ilkbaharı) geri döndü. Mehmet Ağar ve Susurluk Çetesi’ni hedef alan 2. MİT Raporu’nun kamuoyuna yansımasından sonra (Ağustos 1997) yine ayrıldı. ABD’ye gitti, ATİN isimli sitede analizler yayımladı. 

Eymür: Adres niye ben, anlamadım

Tuncay Güney, MİT elemanı çıktı

Tuncay Güney'in tüm kartvizitleri

Sanki öteki müsteşarlık

MİT kurumsal olarak ilişkisinin bulunmadığını açıkladığı Tuncay Güney için "Mehmet Eymür’ün adamı" imasında bulunuyor. Dahası Eymür’ün iki kez başında bulunduğu merkezi "kuruluşu ve işleyişi tartışmalı" ilan ediyor.

MİT bu açıklaması ile ifadesi Ergenekon iddianamesinin mimarisini kuran Tuncay Güney’e mesafe koyuyor. Sanki "öteki müsteşarlığın elemanı" muamelesi yapıyor. Ancak MİT’in kısa açıklamasında şu sorulara yanıt bulunmuyor:

Mehmet Eymür, Tuncay Güney’in mesaisi karşılığında herhangi bir ödeme yaptıysa, bu kişi MİT elemanı sayılmaz mı?

Eğer Tuncay Güney şüpheli bir şahıssa, 2001 yılında verdiği ifade ve MİT’e yolladığı CD’lere neden itibar edildi?

Tuncay Güney’in iddiaları neden ısrarla, dört yıl içinde ikişer kez Başbakan ve Genelkurmay’a yollandı?

Susurluk da böyle başladı

Sabah’ta yayımlanan haberin zamanlaması da önemli. Ergenekon davasında ilk iddianame okundu, çapraz sorgulara geçildi. Ama henüz 1 Temmuz’dan itibaren içeri alınan zanlılara ilişkin iddianame mahkemeye sunulamadı. O yüzden Sabah’ın dünkü haberini okuyan deneyimli bir istihbatçı şu yorumu yaptı: "Sanki birileri MİT’i gayrete getirerek, yeni operasyonlara, gözaltılara veya en azından iddianameyi tamamlamaya yardım edecek bilgi ve belge bekliyor gibi geldi bana..."

Türkiye karanlık ve sır dolu istihbarat dünyasıyla ilgili gerçekleri hep teşkilat içi kavgalar sayesinde duydu. Susurluk kamyon kazasından önce Eymür’ün raporuyla patlak verdi. Ergenekon’daki ilk çatlak da dün belirdi. Bugüne kadar tek taraflı ve propaganda kokan bilgilerle beslenen kamuoyu için ikinci kaynak umudu doğdu.