Türkiye’ye sığınan iki muhalifin Esad rejimine teslim edilmesi davasında, MİT Antakya Müdürü M.A.A. hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat kararı Yargıtay’ca bozuldu. Bozma kararı M.A.A.’nın, ‘MİT Mütercimi Ö.S.’nin kaçırılan Yarbay Harmuş ile görülen son kişi olduğu bilgisini MİT Adana Bölge Başkanlığı’ndaki sıralı amirlerine bildirmediği’ gerekçesiyle verildi.
Ali Dağlar’ın Hürriyet’te yer alan haberine göre, Suriye’deki savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan muhalif Yarbay Mustafa Harmuş ile Binbaşı Öğretmen Mustafa Kassum’un 100 bin dolar karşılığı Suriye’ye teslim edilmesi davasında Yargıtay ilginç kararlara imza attı. ‘Görevi kötüye kullanmak’tan verilen beraat kararı bozulan MİT Antakya Müdürü M.A.A. yeniden yargılanacak. Casusluktan beraatı ve ‘2 kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak’tan verilen 20 yıllık mahkûmiyeti onanan MİT Mütercimi Ö.S. ise AYM’ye başvurarak 50 bin lira manevi tazminat talebinde bulundu.
MİT Müdürü yeniden yargılanacak
Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya konu olayda, eşinin iddiasına göre Yarbay Mustafa Harmuş, 29 Ağustos 2011 günü Hatay Altınözü kampından MİT’e ait araçla alınarak Samandağı sahiline götürüldü. Olayla ilgili 3’ü MİT’çi 7 kişi yakalandı. MİT’teki görevine son verilen Ö.S., MİT Antakya Şube Müdürü M.A.A., işadamları Mete Aslan, Erdoğan Ayhan Kit ile yanlarında çalışan Mehmet-Yılmaz Nur kardeşler hakkında dava açıldı. MİT Adana Bölge Başkanı N.B. hakkında Başbakan soruşturma izni vermeyince dava açılamadı. Siyasi ve askeri casusluk iddiasıyla tutuklanan Ö.S. bu suçtan beraat ederken, 2 kişiyi hürriyetten yoksun bırakmaktan 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. M.A.A.’nın görevi kötüye kullanmaktan beraatına, 4 sanığın ise 8 yıl 4 ay ile 16 yıl 8 ay mahkûmiyetine karar verildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 7 Temmuz 2014 tarihli ilamında kararları kısmen bozdu. Yargıtay, sanık Ö.S. yönünden, casusluktan verilen beraat kararını, ‘Casusluk suçu T.C. devleti zararına askeri bilgilerin toplanması şartı oluşmadığı’ gerekçesiyle, 20 yıllık mahkûmiyeti de gizli tanık ifadesi ve mevcut deliller çerçevesinde onadı. Sanık Erdoğan Ayhan Kit’in mahkûmiyetini bozan ve tahliyesine karar veren Yargıtay, MİT Antakya Şube Müdürü M.A.A. için görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat kararını, ‘MİT’çi Ö.S.’nin kaçırılan Yarbay Harmuş ile görülen son kişi olduğu bilgisini MİT Adana Bölge Başkanlığı’ndaki sıralı amirlerine bildirmediği’ gerekçesiyle bozdu. M.A.A. yeniden yargılanacak.
Mahkeme ‘pardon’ dedi ama
Tutuklu MİT’çi Ö.S.’nin avukatı Buğra Tanır, Yargıtay kararıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Müvekkil tutuklandığında, nöbetçi mahkeme sadece casusluk suçundan tutuklama vermişti. Casusluktan beraat edince bırakılması gerekiyordu. Mahkeme pardon demişti aslında ancak TCK 109’da düzenlenen ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan görülmemiş bir ceza olan, her kişi için 10’ar yıldan, toplamda 20 yıl hapis cezası vererek, sözde kaçma şüphesiyle bu kez bu suçtan tutukladı. Mahkeme esasen asliye cezaların görev alanına giren bir suç olan ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’dan ceza verdi. Bu suçun azami tutukluluk süresi 1 yıl. Karar tarihinde müvekkil 1 yıl 7 ay 25 gündür tutukluydu. Sonuçta müvekkil; asliye cezalık bir suçtan, kanuna karşı hile yapılarak yaklaşık 2.5 yıl tutuklu kaldı. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduk. Gerekirse AİHM’e gideceğiz.”
Anayasa’ya aykırı
Ö.S.’nin avukatı aracılığıyla yaptığı AYM başvurusunda mahkûmiyet ve tutuklama kararlarının Anayasa’nın 6, AİHS’nin 3 ayrı maddesine aykırı olduğunun tespiti, ihlalin ortadan kaldırılması ve 50 bin lira manevi tazminata hükmedilmesi istendi. Başvuruda gerekçeler şöyle sıralandı: “Azami tutukluluk süresi aşıldı. Etkili başvuru hakkı ihlal edildi. Kaçma şüphesiyle tahliye talebi reddedilerek masumiyet karinesi ihlal edildi. 30’ar günlük sürede tutukluluk incelemesi yapılmayarak Anayasa ihlal edildi. Mahkûmiyet kararı gizli tanığın beyanına dayandırıldı. Gizli tanık savunmaya bildirilmeden dinlendi, soru sorma, savunma hakkı ihlal edildi. Yargıtay tüm itirazlara rağmen bu konuda gerekçe göstermedi. Yasadışı delilleri kullanma maksadıyla, açıkça kanun dışı ve sanıkların adalet ve adil yargılanma hakkı ihlal edildi. Tek bir delil gösterilmeden casusluk sebebiyle dava açıldı, hile vasfında bu uygulama ile adil yargılama ilkesi ihlal edildi. ”