Gazeteci ve akademisyen Mehmet Altan’ın, mahkemeden sahte isimle alınan kararla dinlenmesine ilişkin davada, Milli İstihabarat Teşkilatı mahkemeye yazılı savunma gönderdi. İstanbul 5. İdare Mahkemesi Başkanlığı’na gönderdiği savunmada
“Davaya konu somut olayda istihbari faaliyete konu asli unsur davacı (Mehmet Altan) değildir. Dinlemeye konu telefon, bizatihi kullanım nedeniyle değil, bu telefona gelmesi kuvvetle muhtemel ‘istihbari önemi haiz’ çağrı/aramalar çerçevesinde dinlemeye alınmıştır. Dinleme talep yazısında açık kimliğin yer almaması, kod isim belirtilmesi de, mahkemeyi yanıltmak amacını taşımamakta, aksine konunun önem ve hassasiyeti nedenine dayanmaktadır.” denildi.
Altan zarar görmesin diye
Savunmada ayrıca, “Müsteşarlığımız; dinlemedeki telefonun kullanıcısından bağımsız bilgi temini çalışmasında; gizli faaliyetin açığa çıkarılması ve çalışma içerisine mecburi alınan şahsın zarar görmesini önlemek için gerekli tüm tedbirleri almıştır. Ancak, konunun medyaya yansıması nedeniyle, istihbari çalışmanın yanı sıra, kullanıcıya ilişkin amaçlanan koruma da akamete uğramış ve açığa çıkmıştır. Çalışmanın kamuoyunda açığa çıkması Müsteşarlığımızın kusuruyla değil, bir gazete aracılığıyla olmuştur.” görüşü savunuldu
Geçen yıl Taraf ’ta yayımlanan haberle MİT’in, gazeteciler Mehmet Altan, Mehmet Baransu, Yasemin Çongar, Ahmet Altan, Amberin Zaman ve Markar Esayan’ı dinlediği açığa çıkarılmıştı. MİT, iki hafta önce verdiği savunmada, sahte isim vererek gazetecileri dinlemesinin mevzuata aykırı olmadığını iddia etmişti. Mehmet Baransu’yu izlerken yakalanan MİT mensupları Mehmet Uğur Genç ve Çiğdem Çerioğlu hakkındaki soruşturma talebine ise Başbakanlık tarafından olumsuz yanıt verilmişti.
(Taraf)