Dünya

Mısır'daki Türk mahkûmlar: Bizi öldürebilirler

19 yıldır Mısır'da hapis yatan Nihat Kazdağlı, cezaevlerindeki dehşeti Radikal'e anlattı: Mahkûmları göstericilere saldırsınlar diye salıp, kabul etmeyenleri de öldür

09 Şubat 2011 02:00

T24 - 19 yıldır Mısır'da hapis yatan Nihat Kazdağlı, cezaevlerindeki dehşeti Radikal'e anlattı: Mahkûmları göstericilere saldırsınlar diye salıp, kabul etmeyenleri de öldürdüler.

“Yarın ne olacağımız belli değil. Evvelki gün kapıları açmışlar, önce gidin demişler. Sonra herkesi taramışlar. Arayanımız, soranımız yok. Korkuyoruz.” Mesaj Mısır’dan. Doğrusu bir cezaevinde yatan 6 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşından. İçeriği de oldukça açık; ama muhatabı yok.

Çünkü Kahire’deki cezaevinden yükselen imdat çığlığını İstanbul’daki Radikal duymasına rağmen, Dışişleri Bakanlığı duymuyor. Hükümet, Mısır’daki vatandaşlarını almak üzere uçaklar gönderiyor. Ama büyükelçilik cezaevinde yatan vatandaşlarını ziyaret etmek için olsa bile bir görevli göndermiyor.

Mahkûmların üçü kadın Mısır’daki belirsizlik sürüyor. Ülkedeki yabancılar da bu kargaşadan en fazla payını alan kesim. Hele bular bir cezaevindeyse durum daha da vahim bir hal alıyor. İşte Kahire yakınlarındaki 13621 posta kodlu El Kınatr adlı cezaevinde kalan 6 Türk vatandaşının durumu da bunu belgeliyor.

Türk mahkûmlar adına Radikal’e konuşan Balıkesirli Nihat Kazdağlı, 19 yıl 4 aydır yattığı cezaevinde daha önce hiç böyle bir kargaşaya tanık olmadığını söylüyor. Kazdağlı, kendisiyle beraber Malik Haydar Balıkçı, Mahsuni Arıkan ve adlarını bilmediği üç kadın mahkumun daha bulunduğunu belirtiyor ve Ankara’nın ilgisizliğinden yakınıyor.


Kanser hastası da var

Kazdağlı, “zaten kimse gelip gitmezdi. Tek tük telefona çıktıklarında ‘bakarız, yaparız” deyip kapatırlardı. Olaylar başladığı günden bu yana iletişim koptu. Kimseye ulaşamadık. Can güvenliğimizden endişeliyiz. Ama kimse bizi umursamıyor” diyor. Bugüne dek yalnızca Yaşar Yakış’ın büyükelçi olduğu dönemde düzenli iletişim kurabildiklerini belirten Kazdağlı, ancak Yakış’ın da bir şey yapamadığını savunuyor.

Kazdağlı, “Cezamızı çekmek için bunca yıldır bizi Türkiye’ye aldırmaları için yalvarıyoruz; ama kimse ilgilenmiyor” derken son günlerde koşulların iyice kötüleştirdiğinden yakınıyor. Kazdağlı, şunları söylüyor; “Burada bir somun ekmek ve yarım kalıp helva veriyorlar günde. Kalan her şey parayla. Paramız gelmiyor, Gelse de cezaevinde her şey on katı fiyatına. Bildiğimiz kadarıyla yatan kadınlardan biri kanser ve ilaç bulamıyor. Acı çekiyormuş. Tayyip Erdoğan’dan rica ediyoruz. Bizimle ilgilensin.”


Mahkûmlar Tahrir’e

Şimdi asıl korkularının unutulmaktan öte öldürülmek olduğunu belirten Kazdağlı, Kahire’deki gösterilerin merkezi durumundaki Tahrir Meydanı’na çeşitli cezaevlerinden özgürlük vaadiyle çıkarılan mahkumların gönderildiğini öne sürüyor. “Duyduğumuz kadarıyla Emn el Devle denilen Mısır istihbarat örgütü Ebu Zabel, Merç, Teyyum gibi cezaevlerinden mahkûmları, göstericilere saldırsınlar diye salıvermişler” diyen Kazdağlı, kabul etmeyenlerin de öldürüldüğü yolunda dedikodular duyduklarını ve bundan dolayı korku içinde bulunduklarını belirtiyor.