Mısır’ın hem ülke içinde hem de dışında terörle ilgili sorunları bulunuyor. Gün geçmiyor ki ülkede küçük çapta suikastlar olmasın. Ordu ise İslamcılara karşı operasyon düzenliyor. Komşu Libya’daki iç savaş ise güvenlik durumunu daha da güçleştiriyor. Bu arada
"Mısır'da teröre karşı güçlü cephe olmalı"
Mısır’ın Avra köyünde rahipler Libya’da IŞİD tarafından katledilen 21 Kıpti-Hristiyan vatandaşı için kilisede ayin düzenliyor… Mısır televizyonu da tüm ülkede düzenlenen anma törenlerini ekranlara getiriyor. Bu törenler sırasında Hrıstiyan ve Müslüman halk sık sık benzer bazı görüşleri dile getiriyor… Örneğin bu Mısırlı adamın söylediği şeyleri: “Mısır’da teröre karşı ülke içinde güçlü bir cephenin olması ve halkın teröre karşı durabilmesi için de derin bir bilince sahip olması önemli.”
'Mısır dışından militanlar hem ülkelerden hem örgütlerden destek görüyor'
Halk arasındaki söylemlerin temelinde, Mısır’da Hrıstiyan ve Müslüman halkın birlik ve beraberlik içinde olduğu yatıyor. Çünkü tüm halkın tek bir sorunu olduğu, onun da -Mısır televizyonunda da belirtildiği üzere- din farkı gözetmeyen terörizm olduğu belirtiliyor! Sami Seyfi el Yazal, eski ordu istihbarat biriminde görev yapmış olan emekli bir general. Şimdilerdeyse Kahire’de devlete bağlı bir düşünce kuruluşu olan Cumhuriyet Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde çalışıyor. Yazal, Mısır güvenlik güçlerinin özünde iyi çalıştıklarını belirtiyor ancak başka bazı sorunlar olduğuna dikkat çekiyor: “Dışarıdan gelen militanlar yoğun biçimde parasal yardım alıyor. Hem bazı ülkelerden, hem de terör örgütlerinden. Burada söz konusu olan fazla miktarlarda paradır ve bu paraları kendi amaçları doğrultusunda kullanıyorlar.”
'Müslüman Kardeşler ülke çapında terör eylemlerine girişiyorlar'
Siyasi gözlemciler, emekli general Yazal’ın sözünü ettiği bu gelişmenin Muhammed Mursi’nin devlet başkanlığı döneminde başladığını belirtiyor. Mursi’nin, ülkenin başında uzun süre diktatör olarak oturmuş olan Hüsnü Mübarek’e karşı başlayan halk hareketinin ardından devlet başkanlığına seçildiğine ancak Müslüman Kardeşler örgütünün bir üyesi olarak özellikle İslamcıların gelişmesine katkıda bulunan politikalar izlediğine dikkat çekiyorlar. Siyasi gözlemciler bu politikalara karşı halkın büyük bir kısmının ayağa kalktığını ve sonuçta ordunun Mursi’yi görevden aldığını söylüyor. Bunun üzerine Mursi’nin yandaşlarından, yani Müslüman Kardeşler’den bir kısmının yer altında yasadışı faaliyetlere geçtikleri, Mursi’nin devlet tarafından iktidardan indirilmesinin intikamını da almak üzere ülke çapında terör eylemlerine giriştikleri belirtiliyor.
Sina Yarımadası ve Libya sınırındaki gelişmeler
Aşırı İslamcıların önemli kalelerinden birinin, Kahire tarafından fazla umursanmayan Sina Yarımadası olduğu söyleniyor. Daha geçen ayın sonunda Sina Yarımadası’ndaki El Arış adlı yerleşim biriminde Mısır güvenlik güçlerinin binalarına koordineli suikast eylemleri düzenlenmişti. Şimdi ise tüm bu gelişmelere Mısır’ın Libya’ya olan bin yüz kilometre uzunluğundaki batı sınırında, Libya tarafındaki iç savaş da dâhil oldu. 21 Mısırlı Kıpti-Hristiyanın IŞİD tarafından katledilmesinden sonra İslamcıların şimdi Mısır’ın batı sınırını da tehdit eder konuma geldiği görülüyor. Peki, bu sınırı kontrol altına tutmak mümkün mü? Emekli general Yazal’ın yanıtı: “Sınırımızı tam kontrol altında tuttuğumuzdan eminim. Silahlı kuvvetlerimize Avrupa ve Asya'dan yeni sınır kontrol teknikleri sağlandı. Yani prensip olarak Libya sınırı iyi işliyor. Ancak Libya'da olup biten bazı şeyler başımızı ağrıtıyor; oradan gelen tehditler var. Ondan dolayı Libya sınırı bizim açımızdan diğer bölgelere kıyasla çok daha önem taşıyor.”
Mısır, Libya’daki İslamcı teröristlere karşı uluslararası operasyon istiyor
Bu arada Mısır, Libya’daki İslamcı teröristlere karşı BM’in kararı ile uluslararası bir askeri gücün harekât düzenlemesi için baskı yapıyor. Mısır Devlet başkanı Abdülfettah El Sisi, Fransız televizyonuna yaptığı bir açıklamada, IŞİD’in Libya’da mevzilerini güçlendirmekte olduğuna işaret etti ve buraya uluslararası bir askerî güç göndermekten başka seçenek kalmadığını vurguladı. El Sisi, böyle bir girişime Libya hükümetinin ve halkının onay vermesi gerektiğinin de şart olduğunu sözlerine ekledi. BM’in Libya özel görevlisi Bernardino Leon da El Sisi’nin açıklamalarına benzer saptamalarda bulundu.