Dünya

'Mısır için en iyimser senaryo Türkiye'

Almanya Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Polenz: Mısır'da generallerin uzun vadede, 80’li yılların Latin Amerikalı cuntaları gibi iktidarı elinde tutmaya çalışacağına inanmıyorum

29 Temmuz 2013 22:53

Mısır, haftasonunda Mursi'nin devrilmesinin ardından yaşanan en kanlı çatışmalara sahne oldu. Almanya Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz, Deutschlandradio'dan Gabi Wuttke'ye ülkedeki durumu değerlendirdi.

 

Deutsche Welle Türkçe'de Beklan Kulaksızoğlu'nun çevirisiyle yer alan mülakat şöyle:

Muhammed Mursi’nin devrilmesinin ardından ordunun iktidarı tek başına elinde tutmak istediği yönündeki tezlere şüpheli yaklaştığınızı söylemiştiniz. Bu şüpheniz sürüyor mu?

Ordunun dizginleri elinde bulundurmak istediğine inanıyorum tabii. Ama en ön sırada olmak yerine arkadan ipleri elinde tutmak istiyor.

 

Ama şu anki tabloda generaller geri plandan ziyade ön saflarda yer alıyor. Şiddet ve İslamcılara yönelik tehditler sürüyor. Müslüman Kardeşler’e yönelik gerçek bir uzlaşma teklifinden bahsedilebilir mi?

Hayır, bu doğru. Ordu, hafta sonundaki gösteri çağrısıyla gerilimin tırmanmasına katkıda bulundu. Gücü elinde bulunduran taraf olarak insanları sokağa dökmek ve karşısında Müslüman Kardeşler’in de taraftarlarını sokağa dökeceğini bilerek bunu yapmak endişe verici bir adım. İki taraftan kitlelerin birbirine ne yapacağını bilemezsiniz.

 

Ordu bundan sonra ne tür bir tutum izleyecek?

Generallerin uzun vadede, 80’li yılların Latin Amerikalı cuntaları gibi iktidarı elinde tutmaya çalışacağına inanmıyorum. Bir sivil hükümetin yerleşmesini isteyecek, ancak nahoş bir şekilde devlet yapısında sahip oldukları güce ve özellikle de Mısır ekonomisindeki ayrıcalıklarına dokunulmamasına dikkat edeceklerdir. Sonuçta şimdiye kadar da gerçek anlamda gücü ellerinden bırakmadılar.

 

Mursi hükümeti uluslararası camiada da pek taraftar bulmamış, ancak sonuçta seçimle iş başına gelmişti. Generallerin ansızın gelip hoşlarına gitmeyen bir hükümeti, demokratik yollarla seçilmiş bir hükümeti devirmesi yeni tartışmalar doğurdu. Bu müdahale siyasî İslam açısından ne tür işaretler verebilir?

Mısır’daki gelişmelerin sorunlu yanı da bu. Yani Mursi’nin görevden devrilmesinin diğer devletler, öncelikle de siyasî İslam üzerine çok zorlu etkilerinin bulunması. Siyasî İslam içinde, ‘bir demokratik sistemde yerleşmeli, seçimlere katılmalı mı, burada bir şansımız olur mu?’ sorusu üzerine yoğun bir tartışma baş gösterdi. Diğer yanda örneğin El Kaide gibi şiddet yanlısı terörist kanadı temsil edenler var. Onlar ise ‘işe yaramaz, sadece şiddete başvurursak şansımız olur. Önce kendi ülkemizde adaletsiz hükümetlere, ardından Batı’ya karşı’ düşüncesi. Ve bu görüş tabii ki Mısır’daki olayların ardından ivme kazanıyor.

 

Bundan sonraki gelişmelerle ilgili öngörüleriniz nelerdir?

Mısır ne yöne gidecek, bu konuda temelde üç olasılık olduğuna inanıyorum. En iyimser senaryo, olayların Türkiye’deki gibi şekil alması olur. Orada da ordu darbe yaptı, iktidarı ele aldı, ama ardından yeniden devretti. Şu anki son hükümet siyasî olarak gücünü giderek artırdı. Türkiye’de ordu sivilleştirildi diyebiliriz. Artık siyaset söz sahibi. Mısır için bir diğer senaryo ise, 90’lı yılların Cezayir’i. Orada ordu seçim sürecine müdahale etmiş ve bu uzun yıllar süren bir iç savaşı beraberinde getirmişti. Cezayir bu dönem boyunca tüm bölgede en güvenliksiz ülkeydi. Ve Mısır için benim açımdan üçüncü olasılık, ki bu da pek iyi bir olasılık değil, ülkenin uzun vadede Pakistan gibi bir devlete dönüşmesi. Biraz abartılı da olsa şu sözü duymuşsunuzdur. Pakistan, içinde devlet barındıran bir ordudur.