Mısır'da kadınlar ve kız çocuklarına yönelik cinsel saldırıların çok yaygın olduğu hep biliniyordu ama kadınlar artık şimdiye kadar görülmemiş bir öfkeyle tepki gösteriyor ve sessizliklerini bozarak neler yaşadıklarını anlatıyorlar. Mısırlı-İrlandalı yazar, şair ve yayıncı Salma El-Wardany anlatıyor:
Mısır'da tanıdığım her kadının bir cinsel taciz, saldırı ya da tecavüz hikayesi var.
Bu adeta günlük yaşamın bir parçası ve Mısır'da kadınlar için "Bugün ne giyeceğim?" sorusu tarzdan çok güvenlikle ilgili bir soru.
Erkek egemen kültür, din ve muhafazakarlık yıllardır kadınların cinsel saldırıdan sonra genellikle susması anlamına geldi çünkü bu gibi durumlarda mağdurun suçlanması çok yaygın.
Fakat artık kadınlar ve kız çocukları onlarca yıllık sessizliklerini bozup sosyal medyadan başlarına gelen saldırıları anlatmaya, birbirlerine güç vermeye ve adalet çağrıları yapmaya başladılar.
Tetikleyen ne oldu?
Bu gelişmeyi tetikleyen olaylar geçtiğimiz Temmuz ayında Ahmed Bassam Zaki adlı öğrenci hakkındaki iddiaların internette paylaşılmasıyla başladı.
22 yaşındaki diğer bir üniversite öğrencisi Nadeen Ashraf, Instagram'da "assaultpolice" (saldırı/tecavüz polisi) adıyla bir hesap açarak bu kişiyle ilgili iddialar paylaştı ve birden çok sayıda kadından Ahmed Bassam Zaki'nin kendilerine şantaj yaptığı, saldırdığı, taciz ya da tecavüz ettiği şeklinde mesajlar yağmaya başladı.
Ahmed Bassam Zaki birkaç gün sonra gözaltına alındı ve hakkında "18 yaşının altındaki üç kıza cinsel saldırı, tehdit ve dördüncü bir kıza şantaj" suçlamalarıyla dava açıldı. Bassam Zaki bu iddiaları reddetti.
Fakat şimdi Nadeen'in açtığı hesabın 206 bin takipçisi var ve genç kadın aldığı desteğin yoğunluğu ve bir harekete dönüşme hızından şaşkın.
"Birkaç hafta içinde parlamentoya, cinsel nitelikli suçlarda mağdur kadınların kimliklerinin saklı tutulması konusunda yasa teklifi verildi" diyor.
El Ezher'den destek
Cinsel saldırıya uğrayan kadınlardan Sabah Khodir'in başına gelenler o kadar dehşet vericiydi ki, genç kadın geçen yıl ülkeyi terk ederek ABD'ye taşınmıştı.
Kadın hakları savunucusu olarak yaşamını sürdüren Sabah Khodir, Mısırlı kadınların başlarına gelenleri anlatmaları, avukatlarla, terapistlerle görüştürülmeleri için çalışmalarını sürdürüyordu ve şimdi bu çalışmaların sonuç vermesinden memnun.
Bu yılın başlarında Mısır'daki en yüksek dini merci sayılan El Ezher Camisi, kadınları destekleyen bir açıklama yaptı ve bir kadının ne giydiğinin hiçbir zaman cinsel saldırıyı haklı göstermek için gerekçe olamayacağını kaydetti.
Khodir, "Ve Instagram'daki kampanyadan sonraki ilk Cuma, birçok camiden cinsel tacize karşı tavır almaları istendi" diyor.
Bütün bunlar mağdurun suçlanması geleneği ve dinin bu konudaki tutumu çevresinde, çok ihtiyaç duyulan bir tartışmayı başlattı.
Ülkede herkes tarafından tanınan, ünlü, etkili isimler kampanyaya destek veren açıklamalar yapınca erkekler de tartışmaya katılmak durumunda kaldı.
Tanınmış Mısırlı kaşif ve gezgin Omar Samra da sosyal medyada kadınların kampanyasına destek verenlerdendi.
"Olan bitene karşı o kadar öfkeli ve kızgınım ki! Artık gülünç boyutlara vardı ve erkekler davranışlarının sorumluluğunu alıp, sorgulamadıkça bu durumun düzeleceğini düşünmüyorum" diyor.
Yüksel bedeller
Fakat yüzeydeki bu başarıya karşın endişeler sürüyor.
Ülkedeki kadın hakları savunucuları yıllardır cinsel suçlarla ilgili yasaların düzeltilmesi ve daha iyi bir sistem oluşturulması için mücadele ediyor ama bu konuda pek mesafe alınamadı.
Tecavüz ve cinsel saldırı şikayetiyle çok az dava açılıyor ve cinsel taciz daha 2014 yılında, o da önde gelen kadın hakları savunucusu Mozn Hassan gibi feministlerin çabalarıyla suç kapsamına alındı.
ABD merkezli insan hakları izleme örgütü Human Rights Watch'tan (HRW) Rothna Begum, hükümet her ne kadar kadınlardan yana görünüyorsa da, internet de dahil kamusal alanda kadın hareketine karşı devletin bir direnç gösterdiğini söylüyor.
Begum "Yetkililer işi TikTok'taki kadın fenomenleri 'ahlaksızlığı teşvik' ile suçlayıp tutuklamaya kadar vardırdılar" diyor.
Lüks otelde toplu tecavüz
Bunun yanı sıra son hareketlenmenin sonucu olarak ortaya çıkan 2014 yılında Kahire'deki lüks bir otelde yaşandığı ileri sürülen şoke edici bir olayın yarattığı kaygılar var.
Mısır'ın önde gelen, güçlü ailelerine mensup 9 erkeğin genç bir kadına otelde tecavüz edip, bunu da filme alıp, arkadaşlarıyla paylaştıkları iddia ediliyor.
Savcılık suçlanan erkekler için tutuklama kararı çıkardı ama aynı zamanda görgü tanıkları ve olayla ilgisi bulunan diğer kişiler de tutuklandı. Bu kişiler de şüpheliler gibi tıbbi muayeneden geçirildiler telefonlarına, bilgisayarlarına el kondu ve kişisel bilgilerine girildi.
HRW'tan Rothna Begum "Hükümet kadınlara, 'ortaya çıkıp tecavüzü şikayet ederseniz ya da görgü tanığı olmayı kabul ederseniz, siz de tutuklanabilirsiniz' mesajı veriyor" diyor.
Kısacası Mısır'da kadınların işi zor ve mücadelenin bedeli yüksek. İşte bu, son kampanyanın ne kadar önemli olduğunu da ortaya koyuyor.
Kendilerini tam olarak koruyacak bir yasal çerçeveden mahrum olmalarına, ailelerinden gelecek tepkilere ve mağdurları cezalandıran 'namus cinayetleri'nin hala yaşanmasına rağmen Mısırlı kadınlar seslerini her zamankinden çok yükseltiyor.
Mısırlı/Amerikalı feminist Mona Eltahawy TikTok kadınlarının ve görgü tanıklarının tutuklanması olaylarına rağmen ülkede "feminist bir devrimin başlamakta olduğu konusunda ısrarlı bir iyimserlik içinde" olduğunu söylüyor.
"Utanç duvarını bombardımana tutan bu genç kadınlara, kız çocuklarına ve queer'lere bakıyorum ve heyecan duyuyorum" diye ekliyor.