Gündem

Mısır Çarşısı davası hâkimi: Şüphe varsa karar lehte olur, dava bitmedi

Vedat Yılmazabddurrahmanoğlu, Pınar Selek'in de yargılandığı Mısır Çarşısı davasında alınan karar hakkında konuştu

24 Kasım 2012 11:46

Sosyolog Pınar Selek’e beraat kararından sürpriz bir şekilde vazgeçen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, "Daha karar çıkmadı. Ortada kalan davalarda sanık lehine karar verilir. Benim görüşüm belli. Gelir görevimizi yaparız" dedi.

Mısır Çarşısı’nda meydana gelen patlamayla ilgili dava 12. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Pınar Selek yönünden Yargıtay’ın bozma kararına karşı beraatte direnme kararından vazgeçti. Kararı Vatan gazetesinden Burak Bilge'ye değerlendiren Yılmazabdurrahmanoğlu 20 gün önce kalp rahatsızlığı nedeniyle izne çıktığını ve mahkemenin karar aldığı duruşmada olmadığını söyleyerek şöyle konuştu:

"Bir damarımda yüzde 93 daralma var. Kalp yetersizliği oldu. Arkasından kalp yetersizilğine bağlı zatürree oldu. Antibiyotik kullanıyorum. Ama şimdi toparlandım, biraz daha iyiyim. Yani iyi olursam 45 günlük raporumun bitmesine gerek yok. Gelir başlarım görevime."

"Böyle kararlar da olabilir. Hakimlerin kendine göre takdir hakları var. Saygı duymak lazım. Bunlar hep hukukta var. Biz daha önce direnme kararı verdik. Benim görüşüm belli. Ancak karar çıkmadı daha dosyada. Ben göreve geri dönersem o zamanki heyetin durumuna göre karar verilir. Bundan sonraki duruşmaya hangi heyet çıkacak, nasıl bir karar verecek belli değil. Yani ben o zamana kadar iyi olup gelebilirim. Kendim bir değerlendirme yaparım. Benimle birlikte olacak heyet yeni bir değerlendirme yapar. Kimsenin görüşü kimseyi bağlamaz. Bir hakim arkadaşın direnme kararından vazgeçmesi pek olağan bir şey değil tabi. Aynı dosyadaki hakimin kararını değiştirmesi pek alışıldık değil. Savcı beyin görüşü belliydi baştan beri. Niye şaşırsın? Onun görüşünde bir değişiklik yok. Savcı bey de şoke oldum dememiştir."

"Usule aykırı değil bizim kararımız. Mahkemeler direnme kararı verebilirler. Hatta Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı bağlayıcıdır. Ancak hangi durumlarda bağlayıcıdır, ben bunu direnme kararımda çok güzel bir şekilde anlattım. Ben bir direnme kararı verdim gitti Yargıtay’a ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu bunu bozdu. Buna uymak zorundasın. Ama bizimki biraz farklıydı. Biz bir karar verdik ve Yargıtay’a gitti. Yargıtay bizim kararımızı onadı. Fakat Başsavcılık Genel Kurul’a gitti. Genel Kurul oy çokluğu ile bozdu. Bir nüans farkı var. Bu yüzden bizim tekrar direnme hakkımız da var. Sadece bu olay değil dosyanın içinde başka cinayetler de var. Başka olaylar da var. Onlarla ilgili de ayrı kararlar veriliyor. Biz mesela kararımızda bazı konularda uyma bazı konularda direnme kararı vermiştik. Çok kapsamlı bir dosya. Türkiye bile bir karar veremedi. 12 sene uğraştık. Bulamadık. Belli şeyleri bulduk. Onun için Yargıtay başka dedi, Genel Kurul başka dedi. Genel Kurul da ikiye bölündü. Yani ortada kalmış bir dosya. Ortaya kalan dosyalarda sanık lehine değerlenidirilir. Bu hukuk kuralıdır. Ama bir başkası okur ve ‘Tam ortada kalmadı’ der. Yani bu matematik gibi bir şey değil. En son Genel Kurul bir değerlendirme yapar. İnşallah gelir ve görevimizi yaparız."